~8~

45 15 0
                                    

Günler çabuk geçmişti. Yaklaşık bir aydır Berkan ' la sevgiliydik. Artık ona iyice alışmış,onu benimsemiştim. Bu sırada babam yurtdışından dönmüş, evimize neşe getirmişti(!) Onsuz mutluydum. Keşke etrafımda olmasaydı.
Okulda işler iyi gidiyordu. Hala fizik olimpiyatları seçmelerine  hazırlanıyordum.
Yalnız beni üzen bir konu vardı. Selin ile Furkan ayrılmışlardı. Bu Selin'i çok yıpratmış bana da ona destek olmak düşmüştü bu süreçte. Neden olduğunu hala anlamadığım bir sebep vardı ortada. Belki de anlayamamamın nedeni bunun aralarındaki özel bir mesele olmasıydı. Bilmiyordum. Ben sadece ona destek olmaya çalışıyordum. Anlatmak isteseydi anlatırdı. Onu bu haldeyken daha fazla sıkboğaz etmek istemiyordum.

Son dersten bir önceki dersteydik. Selin yanımda oturuyordu. Tabiki dersi dinlemiyordu. Gözlerini bir noktaya odaklamış hiç ayırmıyordu. Bu sırada benim onu izlediğimden habersizdi  tabii. Onun için çok üzülüyordum.  Sonuçta o benim en yakın arkadaşım ,sırdaşımdı. Umarım kısa bir süre içinde tekrar biraraya gelirlerdi. Ama bi gerçek de vardı ki bunların barışacağı falan yoktu. Sanki birbirlerini hiç tanışmıyormuş gibi davranıyorlardı. Bişeyler yapmam gerekiyordu. Hadi Miray... Sen az çöpçatanlık yapmadın zamanında. Onların arasını da yapan bendim. Şimdi yine iş başa düşmüştü. Allahtan bir planım vardı.  Teneffüste Selin'den  gizli gidip Furkan'la konuşmaya çalışacaktım.

Bu sırada gözlerimi Selin'den  ayırıp Berkan ' a odaklandım. O en arkada oturuyordu. Bense ona göre daha öndeydim. Bu da ona bakarken baya bir çaba sarfetmeme  neden olmuştu. Her zamanki gibi dersi dinlemiyordu. Gözlerini camdan ayırmıyordu. Ne düşünüyordu acaba. Gözlerini camdan ayırıp beni farketmesiyle  önüme döndüm.

Zil çalınca sınıftan ani bir hızla fırlayıp Furkan'ı bulmaya gittim. Selin nereye gittiğimi sormamış, bırak sormayı iddiasına girerim beni farketmemişti bile.
11-B nin kapısına gelip içeriye göz attım. Furkan işte oradaydı. Arkadaşlarıyla konuşurken ne kadar moralsiz olduğu belliydi. Mimikleri onu ele veriyordu. Yanına gidip arkadaşlarından özür dileyerek "Furkan gel de biraz konuşalım seninle. "dedim. Tek kaşını  kaldırarak   "Ne hakkında?"diye cevabını bildiği gereksiz bir soru sordu. "Tahmin edersin. "dedim gözlerimi devirerek."Tamam. Anlat dinliyorum."dedi. Bu kadar saçmalamayı nasıl başarabiliyordu?Herkesin içinde konuşulmayacağını bilmiyordu sanki.  "Burda herkesin içinde olmaz...Gel. "deyip kolundan sürükleyerek onu bahçeye çıkardım. Herhangi bir çardağa geçip direk söze başladım. Zilin çalmasına az kalmış olmalıydı. O yüzden çabuk olmalıydım. O da bana fazla uzatma sadede gel bakışları atıyordu zaten. Aslında  bunu okul çıkışı da yapabilirdim. Ama okul çıkışı Berkan ' la birlikte olacaktım.
"Ne oldu size böyle? Selin bana bir şey anlatmıyor. Düşün bana..."
"Anlatmıyorsa bir bildiği var demek ki. Sen neden karışıyorsun?" Bu hoşuma gitmişti. Yani Selin hakkında böyle konuşması ona hala saygı duyduğunun belirtisiydi. Bence onlar için hala bir ümit vardı.
"Ne demek ben nasıl karışıyorum? Saçmalama.  Onun benim için ne kadar önemli olduğunu biliyorsun Furkan.  Ayrıldığınızdan beri yüzü bir kez olsun gülmedi. Onunla ilgilenen benim. Şimdi geçmiş karşıma bana sanane diyorsun resmen!"
Vereceği cevabı bekliyordum. O cevaba odaklıydım. Taa ki  yaklaşık yüz adım uzakta Berkan ve onun eski sevgilisi Ece'yi konuşurlarken görene kadar...

O kızı ilkokuldan beri tanıyordum. Ayrıca o zamanlar  bir de komşuyduk. Aile dostluğumuz vardı ama birbirimizi hiç takmazdık. İşin kötüsü yıllar sonra ondan kurtuldum derken Ece'nin anne ve babasının boşanmış olduğunu öğrenen biricik babamın  bizim okulda okuması için ona   burs ayarlamasıydı. Tamam belki ihtiyacı vardı ama koca Denizli'de başka okul mu kalmamıştı??? Bunlar yetmezmiş  gibi sonradan ikimiz de Berkan' dan hoşlanmış Berkan ise zamanında onu seçmişti.Bu kız her zaman ensemdeydi. Şimdi ise sevgilime kur yapıyordu. İçimden ona karşı çok ağır bir kelime geliyordu da neyse... Şunu merak ediyordum, ondan kurtulmanın bir yolu yok muydu acaba???

Bu manzara karşısında daha fazla dayanamadım. Anında kan beynime sıçramıştı. Artık Furkan'ı dinlemiyordum. Tam ağzını açmış bana cevap verecekken onunla ilgilenmediğimi farketti. Arkasını dönüp baktığım yere odaklandı. Durumu kavramış olmalı ki " Ben gitsem iyi olacak."deyip gözden kayboldu. Fırsatı bulmuştu tabi. Ama umurumda değildi. İstediği yere gidebilirdi. Onunla sonra görüşecektim. Ben şu anda Berkan'ı kıskanmakla meşguldum. Oturduğum yerimden ışık hızıyla kalkıp onlara doğru yürümeye başladım. Yaklaştığımda ise kız Berkan'ın yanından ayrılmış gidiyordu. Berkan ise benim ona yaklaştığımı görmüyordu çünkü  arkası bana dönüktü. Birden önünde belirip kaşlarımı çattım. Olabildiğimce sinirli  gözükmeye çalışıyordum. Şaşırmış ifadeyle yüzüme bakarken uzatmadan lafa girdim. "Ne işin vardı onunla?" Sesim inanılmaz sert çıkmıştı. Bu kıskanmanın  en nefret ettiğim şeyler arasında olmasındandı. Yüzü ifadesizleşti. Gözlerini devirip "Sakın bana kıskandığını söyleme."
"Öyle normal biri olsaydı kıskanmazdım bunu sen de biliyorsun."Benimle alay eder gibi gülümsedi. Bu beni kızdırmıştı.
"Sen olsan ne yapardın?"dedim rahatlığına öfkelenerek.
"Ben senin yerinde olmazdım."
"Ne demek bu?"
"O eli ben tutarken kimse sana bir metreden fazla yaklaşmaya cesaret edemezdi demek."
"Ben senin malın değilim. Beni bu kadar sahiplenme."canını yakmaya çalışmam boşaydı tabiki.
"Eğer yanımda olacaksan bunlara alış, ben böyle severim. Bunu kafana sok Miray!" Ben mal gibi kalmış ona bakarken onun bu özgüveninin nerden geldiğini merak etmeye başlamıştım. Beni kaybetmekten hiç korkmuyor gibiydi. 
Arkasını dönüp hızlı adımlarla benden uzaklaşmaya başladığında
"Nereye gittiğini sanıyorsun? Konuşuyoruz...Lanet olsun."Beni çileden çıkarmada profesyoneldi.

"Biraz kafa dinlemeye ihtiyacım var. Sen bu arada bir dahaki buluşmamızda sinirimi bozacak başka şeyler düşün. Özel bi çaba var yani belli. "

Neymiş aramızı bozmak için özel çaba sarfediyormuşum. Ben onu seviyordum. Neden bunun yapayım ki??? O hızlı adımlarla okuldan çıkmaya hazırlanırken zil çaldı. Ama derse girecek halim yoktu tabi. Onun peşinden gitmem gerekti. Çantamı cüzdanımı her şeyimi okulda bırakıp onun peşinden gittim.
Çok hızlı ilerliyordu. Okulun bulunduğu sokaktan çıktıktan sonra başka bir sokağa saptı. Bu sokak ıssız ve ürkütücü bir sokaktı. İki koca apartmanın arasında kalmış bir tünel misali karanlık bir sokak.  Önce girmeye tereddüt etmiştim. Ama onunla konuşmam lazımdı.

Sokağa girdiğimde ortalıkta kimse yoktu oysa sokak baya uzundu. Berkan burayı  bu kadar hızlı geçmiş olamazdı. Ben etrafıma göz gezdirirken bir el ağzımı kapayıp beni apartmanlardan birinin içine çekti!!!
O anlık korkuyla gözlerimden boşalan yaşlara hakim olamadım. Bu da kimdi? Benden ne istiyordu? En önemlisi bana ne yapacaktı???

Arkadaşlar desteklerinizi esirgemeyin yeni bölüm kısa zamanda gelecektir. İyi okumalarrrrrr...Öpüyorum:))))))

Şarkı köşemde:

Enrique Iglesias - I Don't Wanna Live in The World Without you

Adam Lambert - Ghost Town

Kendinize iyi bakın... Sizi seviyorum...:))))

İSTİSNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin