~22~

18 1 0
                                    

Bu sözleri bekleyip beklemediğimi bilmiyordum. Beni artık umursamamaya başladığını düşünmeye başlamıştım. Hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam ettiğini sanıyordum. Belki de yanılmıştım.

Sustum. Konuşmadım. Cevap verirsem yüz bulacaktı. Onu kendime yaklaştırmamalıydım. Bunu yapamazdım. Bunlar duygu sömürüleriydi. Başka bir şey değil. Kanmayacaktım. Beni aldatmayı biliyorsa... buradan gitmesini de bilecekti.

"Dinlemek istemiyorum. Git buradan."

Artık yüzüne bakmaya alışmıştı vücudum. Anormal tepkiler vermeyi bırakmıştı. O ise duydukları karşısında... üzülmüş görünüyordu.

"Konuşmalıyız. Kestirip atma."

"Ne konuşalım? Ne anlatacaksın? Beni nasıl aldattığını mı? Başka konuşacak neyin olabilir benimle?"
Üstüste sorduğum sorular üzerine hangi birini aklında tuttu veya taktı bilmesem de bildiğim tek bir şey vardı, o da onu burada istemediğimdi.

"Eninde sonunda benim olacaksın.Bunu biliyorum. Bu yüzden acele etmeyeceğim."

Tüm bunları daha fazla dinleyemezdim. Kendine güveni herkesin malumu olan bu çocuk şimdi ise oldukça iddialı konuşuyordu. Evet...Maalesef ki onu seviyordum. Lanet olsun ki evet. Söylediği her kelime ona sarılıp her şeyi unut diyen bir beni ortaya çıkarsa da ben, o beni içeriye geri sokmayı becerebiliyordum. Ama artık ne kadar dayanacaktım onu da bilmiyordum tabi.
Kendini toparla Miray. Hadi. Cevap ver ve yolla.

"Ben seni istemesem bile yine bunu yapacak mısın?"

Umut ışıkları. O güzel gözlerinde gördüğüm sayısız iyi şeylere eklenmişti.

"İstemiyor musun?"
İşte. Gel de cevapla şimdi. Yalan söylemekten nefret ediyordum. Ama başka çaresi yoktu. Olamazdı.
Yalan söylüyor olmanın verdiği bir boyun eğişle yüzüne bakmadan fısıltı halinde konuşmaya başladım.

"Hayır. Belki bir yanım hala sana ilgi duyuyor olabilir. Sonuçta daha ayrılalı ne kadar oldu ki. Ama seni istemiyorum Berkan. Etrafımda olma,tamam mı?"
Yüzünde tanımlayamadığım bir ifade oluştu. Hayal kırıklığı, öfke, arzu... Belki de hepsi. Ne yapacağını hiçbir zaman kestirememiştim. Şimdi de anlamaya çalışıp kendimi yormanın bir manası..yoktu.

"Saçmalama Miray. Beni seviyorsun. Bu ilgi değil. Beni çıldırtıyorsun. O kadar şey yaşadık buna ilgi diyemezsin."

" Yaşadığımız onca şey zamanında aklına gelseydi,bu duruma düşmezdik. Sen benden sevgi istiyorsun ama bil ki ben senden nefret bile etmiyorum. Anladın mı şimdi?"

Çok ağır konuştuğumun farkındaydım. Ama onu kendimden uzak tutmam için ona ümit vermemem gerekliydi.

"Şu an.." Kolumu tuttu ve beni kendine çekti. Yavaşça... Şok olmuştum. Hiç beklemediğim bir şekilde uzun bir aradan sonra bana bu kadar  yaklaşması içimde pek çok duygunun alevlenmesine sebepti şu anda. Heyecan. Ona karşı duyduğum..şu ana kadar kimseye duymadığım kadar farklı bir heyecan. Ve öfke. Bana ihanet ettiği her aklıma geldiğinde vücudumu saran, beni uzun süredir ayakta tutan. Ben tam bir zavallıydım. Duygularına yenilen tam bir zavallıııı...

Devam etti."İçerde olmayı..ve seninle beraber olmayı. Ve gün bittiğinde yine seninle uyumayı." Derin bir nefes aldı. "Ne kadar isterdim biliyor musun?" Ve mentol kokulu nefesi benimkine karıştı.

Düşüncelerim karmakarışık olmuştu. Aslında bir şey düşünemez haldeydim. Ne düşünsem boşaydı aslında. Çünkü beynim fonksiyonlarını kaybetmişti. Söylediği şey... çok içtendi. Buna inanmıştım. Ama yapabileceğim hiç bir şey yoktu. Gurursuzsam elbette ki vardı. Boynuna sarılıp ağlamak gibi.

İSTİSNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin