Odama geçmiş Berkan'ın gelmesini beklerken biraz kitap okumaya karar verdim. Zaman geçirmek için iyi bir yoldu. Annem ve babam çoktan yatmıştı.
Telefonuma gelen mesaj sesiyle irkildim. "Aşağıdayım." Kalbim deli gibi çarpıyordu. Hem yakalanma korkusu hem de Berkan'ın gelişi,ikisi birden heyecanımı daha da körüklemişti. Sessizce yattığım yerden doğruldum ve kapıya yöneldim. Bu işi temiz bir şekilde halletmek gerekliydi. Zaten her şey Berkan odama girene kadardı. Ondan sonrası kolaydı. Kapıyı kilitlersem herhangi bir basılma tehlikesine karşın korunabilirdim.
Merdivenleri olabilecek en sessiz şekilde inmeye çabalarken kapıya vardığımda kapımızın milattan kalma çok gürültücü bir kapı olduğu aklıma gelmişti. Lanet olası o kapı başıma daha ne işler açacaktı kimbilir. Ama şimdi mecburdum. Berkan tıpkı filmlerdeki gibi pencereden giremezdi. Fantastik olurdu aslında ama düşüp bir yerini kırması riskini alamazdım. Kapının kolunu açmam bu düşünme süremin yaklaşık on katı zaman almıştı. En az ses için oldukça ağır davranıyordum. Sonunda bir iki gıcırdayışla kapıyı açınca bu işi de ucuz atlatmış olmanın verdiği hisle biraz rahatlamıştım. Ta ki onun ay ışığında parıldayan saçlarını görene kadar. Kapıyı açmamla fırlattığı çarpıcı gülüşü aklımı başımdan almış dizlerimin bağı çözülmüştü. Normalde bu kadar etkilenmemem gerekirdi. Fakat sorun da buydu. Bu an normal bir an değildi. Bu sabah onunla uyanacaktım. Bugünün en güzel yanı buydu benim için.Odama geldiğimizde "Artık konuşabilir miyiz?" Keyifli olduğu çok belliydi. "Evet." Etrafa uzunca bir göz gezdirdikten sonra deniz kabuğu koleksiyonumun dizili olduğu vitrinin önüne doğru yürüdü. Birkaç dakika inceledikten sonra "Demek odan burası?" "Evet."
"Her şeye evet deme." Onaylar gibi başımı salladım. Karşı gelmenin manası yoktu. Kazananın ben olmayacağı kesindi. Bana doğru yaklaşıp yüzümü o kocaman ellerinin arasına aldı. "Demek beni her gece düşündüğün..." Evet yine başlıyorduk. "Hayalimi kurduğun yer..burası? " Evet haklıydı. Yalnızca onunla beraber olduğum günden itibaren değil,onu düşündüğüm sayısız gecemin geçtiği yer burasıydı. "Ne düşünüyorsan bana da söyle." "Olmaz." Sesim bir zavallı gibi çıkmıştı. " "Beni zorlama istersen." Ona onu kendisi sevgili olmayı teklif etmeden önce de sevdiğimi söylememiştim. Sonradan aşık olduğumu sanıyor olmalıydı. "Evet?" Israrla bakan gözleri beni adeta çileden çıkarsa da ağzımı sıkı tutmalıydım. "İstersen bir de annenler sorsun sana ne düşündüğünü? Ne dersin Miray?" Yine tehdit. Sanki kendisi bundan zarar görmeyecekmiş gibi beni annemleri uyandırmakla tehdit ediyordu.
Daha fazla dayanamadım "Seni seviyorum." "Dudağını benimkilere sıkıca bastırırken "Biliyorum. Şimdi söyle."diye fısıldadı. "Ama sadece 5 aydır değil." Gerileyip yüzüme odaklandı. Şaşırmış olduğu belliydi. "Ne demek bu?" "Seni tanıdığım ilk günden bu yana seviyorum demek."
Bunu duyduğundaki yüz ifadesi mutluluk vericiydi çünkü o mutlu olmuştu. Bu sözler onu büyülemiş gibiydi sanki.
Ani bir hızla kolumdan tutup beni yatağa fırlattı. Çok fazla gürültü çıkmış olmasına karşın tepki veremiyordum. Çünkü şimdi o benim üzerimde bense utancımdan yerin dibine gömülüydüm. Elleriyle kollarımı yatağa sabitlemiş gözlerimin içine yiyecek gibi bakıyordu. Ben şaşkınlıktan tepki veremez halde altında yatarken o yavaşça kulağıma eğilip " Beni gerçekten seviyorsun. Ve bu seni çok seksi yapıyor."dedi. Onun tarafından seksi bulunmak harika bir histi doğrusu. Bunu bana bu kadar açık yüreklilikle söylemiş olması inanılmazdı. Belki de ona karşı dürüst olduğum için beni ödüllendirmek istemişti.Yüzünü yanağıma yaklaştırıp hafifçe öpmeye başladı. O kadar yakındık ki şimdi heyecandan hızlıca inip kalkan göğsüm onunkine çarpıyordu. "Sana karşılık vermeme izin ver."dedim. Sesim iniltiyle karışık çıkmıştı. Dediğimi kavrar kavramaz kollarımı bıraktı ve dudaklarını benimkilere hapsetti. Vücudumla ona eşlik ederken hissettiklerim bana daha önce hissettirdiklerinden farklıydı. Belki de bana her dokunuşunda farklı hissediyordum. Eğer böyleyse bu mükemmeldi.
Yavaşça üzerimde olan ağırlığını ittirip ondan ayrıldığımda hayal kırıklığına uğramış gibiydi. "Sadece yatıya kalacağını sanıyordum?" Kendime oldukça şaşırıyordum. Az önce ona eşlik etmem için ondan izin isteyen ben şimdi devam etmek istemediğimi söylüyordum.
"Beni delirtiyorsun!" Şimdi yüz ifadesi bir tutam hayal kırıklığı bir tutam da öfke içeriyordu. "Efendim?"
"Beni bir daha böyle bırakma. Ya hiç başlamama izin verme ya da beni durdurma."
"Üzgünüm ben bir sürtük değilim. Sana ayaküstü veremeyeceğim kusura bakma." Kızmıştım. Biraz olsun onunla kaçamak yapamaz mıydım yani? İlla başlayıp sonunu getirmek mi gerekti?
"Miray bak bu sözler ağzına yakışmıyor." "Söylesene bana ne yakışıyor? Bende beğendiğin bir şey var mı?"
"Seninle tartışmayacağım Miray. Uyuyalım. Alıştım ben her şeyin içine etmene."
"Uyuyalım." Deyip yatağımın üstünden kalkmasını bekledikten sonra içine girdim. Gözlerini bana dikmiş ne olduğunu anlayamamıştım. "Ne?"
"Ben?"
"Ne sen? Doğru düzgün anlat şunu Berkan."
"Yanında yer açmanı bekliyorum."
"Bugünlük şu kanepede yatsan iyi olur. Bakarsın içine ederim falan yatağın. Allah korusun."
Yüzüne yayılan tebessüm beni biraz olsun yumuşatmıştı. Onu gülerken görmek dayanılmazdı. Ki yüzündeki gülümseme anında sönüp yüzünün kıvrımlarında kaybolana kadar.
"O sıkıcı akşam yemeğine kanepede yatmak için katlanmadım. Anlaşma anlaşmadır. Şimdi kay kenara."
"Haklısın. Anlaşma anlaşmadır. Ve anlaşmada yatıya kalmak vardı. Yanımda yatmak değil." Gözlerini devirerek içten bir nefes alıp verdi. Yanıma yaklaşıp yatağımın ucuna oturdu.
"Tamam. Özür dilerim Miray. Sinirlenmem saçmaydı. Biz erkekler...bilirsin işte.." sözünü büyük bir bilmişlik edasıyla tamamladım. "Piçsiniz."deyip yana kaydım. Gülümseyerek kalkıp yanıma sokulmadan önce kıyafetlerini göstererek bir sorun olur mu der gibi bakmış bense hayır anlamında başımı sallamıştım. Günlük kıyafetlerle yatağa girilmesine oldukça karşıydım fakat Berkan'ın yanımda yarı çıplak olmasından iyiydi tabiki. Yatağa girdiğinde yüzümü ellerinin arasına alıp dudağıma ufak bir öpücük kondururken " Seni seviyorum bebeğim."
Birazcık kırgın olsam da onun bu tavırları içimde oluşan geçici buzdağını eritmeye yetmişti. Ben de seni seviyorum dedim içimden. Hemen kendimi koyvermemeliydim. Bana doladığı güçlü kollarının arasından sıyrılıp yatağa girdim ve yorganımı başıma çektim. O da benim ardımdan aynı şeyi yapmış bu sefer arkadan kollarını bana dolamıştı. Israrcı sırnaşıklığına tepki göstermek için ona dönmeye karar verdiğim anda vazgeçtim. Sadece ne istediğini soracaktım. "İstediğin nedir?" Dudaklarıma diktiği gözlerini gözlerime kaydırdığında "Sen." diyebildi. Ona içimden geçenlerin anlatmanın zamanı gelmişti artık. Şu an bir daha asla olamayacağımız kadar yakındık. Onun beni bilmesini istiyordum. Ondan hiçbir şey gizlememeyi. "Beni incitiyorsun. Sonra da istediğini söylüyorsun.."devam etmeme izin vermeyerek "İstiyorum."deyip elini ona yakın olmuş olmanın verdiği heyecanla dakikada yaklaşık doksan kez inip kalkan göğsümde gezdirdi. "Korkuyorum. Sence bu normal değil mi?"
"Selin'den dolayı mı?"
"O da var. Ve bilmem senin için de öyle mi ama benden istediğin şey benim için ilk olacak."
"Ben senden benimle cinsel açıdan birlikte olmanı istemiyorum. Kendi içimde bunu istiyorum evet. Ama bunun için seni zorlamıyorum. Ben sadece daha yakın olmak istiyorum. En azından bu şekilde..." durup kafasını yana doğru çevirdiğinde devam ettiği takdirde önemli bir şey duyacağımı anlamıştım. Çenesini tutup yüzünü tekrar kendime çevirdim. "Devam et." Sıkılgan bir tavırla lafını bitirmeye uğraşırken karşımda sanki küçük bir çocuk vardı. " Bak Miray. Beş aydır seninleyim. Ve benim de kendime göre ihtiyaçlarım var." Gelen şeyin beni çok utandıracağı kesindi. Devam etmesi için gözlerimi ondan ayırmazken yanaklarıma hücum eden kan hücreleri yüzüme kendilerine has renklerini vermeye başlamıştı bile.
"Senden önce bir şekilde işimi hallediyordum. Ve şu an bu tip ihtiyaçlarımı karşılayacağım bir tek sen varsın. Tekrar söylüyorum bu bir teklif değil. Ama en azından küçük şeylerde beni engelleme." Anlıyordum ve benden fazlasını istemediği için mutluydum. Peki öyleyse ufak kaçamaklar ona iyi gelecekse -ki benim de hoşuma gitmiyor değildi- bunu yapabilirdim sanırım.En azından onun için. Kafamı onu anladığımı belli eder şekilde sallar sallamaz uzanıp dudaklarına ıslak bir öpücük kondurdum. Oturmasını sağlayıp bende kucağına yerleştim. "Beni öpmek mi istiyorsun?" Yüzündeki gülümseme yine baştan çıkarıcıydı. "Daha fazlasını."dediğimde belimden tutup beni birden altına aldığında yaklaşık yarım saat öncesine geri dönmüştük. "Ne kadar fazla?"dedi dudakları boynuma basılı iken. Elimi pantolonunun kemerine yerleştirip çözmeye çalıştığımda yüzündeki şok ifadesini gülerek izledim. İlk defa ona bu kadar izin verecektim bu gece. İlk kez ona benim olduğunu hissetirecek aynı hissi bana da yaşatmasını bekleyecektim. Bu gece benim odamda...hayalini yaşattığım o genç erkeğin gerçek oluşunu seyredecektim. Ama sadece seyirci kalmayacak ona eşlik de edecektim...Bu bölümü de zevkle okuduğunuza eminim diyebilirim. Arkadaşlar en kısa zamanda yeni bölümler gelmeye devam edecektir. Bilginize... Sevgiler... Öpücükler...
Şarkı köşemde süper ve güncel bir şarkı var bugün:Alan Walker- Faded
Kendinize iyi bakın. Görüşürüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSTİSNA
Novela Juvenil"Hani istisnalar kaideleri bozmazdı? " Çocukluğundan beri annesinin yoğun ilgisiyle büyümüş Miray 'ın gerçek dünyaya gözünü açarken yaşadığı hayal kırıklıkları,aşkları,acıları ve hataları... Bunları tekrar yaşamamak için kendine koyduğu kurallar...