Selin
Miray'dan ayrıldıktan sonra evime gitmek üzere bizim semte giden otobüse biner binmez bir koltuğa yerleşip kulaklığımı taktım. Miray Berkan'la buluşacaktı. Bunu bana söylediğinde ona özenmiştim doğrusu. Yaklaşık 2 hafta önce benim de sevdiğim insan yanımdaydı. Ve yaklaşık 2 hafta önce hamile olduğumu bilmiyordum. Başıma gelenler benim aptallığımdandı. Kimseyi suçlayamazdım. Furkan'ı bile. O bir erkekti. Böyle şeylere hayır demez ve teklifini de esirgemezdi tabi. Ama ben ona kanıp bu hatayı yaptıysam bunun cezasını çekmeliydim ve şu anda da çekiyordum zaten. Hem de dibine kadar. Bunları düşündükçe müziğin sesini daha da artırmış içimdeki sesi susturmaya çalışmıştım. En sonunda yanımdaki yaşlı teyzenin beni uyarmasıyla kendime geldim. Ve müziği kıstım. Israr edip açacak değildim. Şu yaşlı insanlarla uğraşılmazdı. Yaşlandıkça kendilerine verdikleri önem artıyordu.
Otobüs dur kalk dur kalk ilerlerken birden midem ağzıma geldi. Normalde arabada midem bulanmazdı. Bu bir ilkti doğrusu. Daha sonra aklıma geldi. Artık ben sadece ben değildim. İçimde bir can taşıyordum. Bana sanki burdayım diyordu şimdi.
Acilen otobüsün düğmesine basarak durmasını istedim. Şoför onca kalabalığın içinde beni farketmemiş yola aynı hızla devam ediyordu. Bu sefer dayanamadım...herkesin içinde kusmak istemiyordum.
"İnmeliyim,kapıyı açın!"
Nasıl birden bu kadar yüksek sesle bağırmıştım anlamadım. Otobüsün durmasıyla kendimi dışarı atmam bir oldu. Ve dayanamayıp kusmaya başladım. Bu iğrençti.
Bir kaç dakika kendimi kaybetmiş bir halde oradaki bankta dinlendim. En sonunda biraz kendime gelmiştim. Çantamdan suyumu çıkarıp elime bolca döktüm. Yüzümü yıkayıp suyu çantama geri koydum. Artık gitmeye hazırdım. Ama önce nerede olduğumu idrak etmem gerekiyordu. Hmm... Bizim evin biraz aşağısındaki sahil yolunun kenarındaydım. Bir kaç dakika yürümem gerekecekti. Bunu yapabilirdim. O kadar da kötü hissetmiyordum artık.
Yavaşça oturduğum yerde doğrulup yürümeye başladım. Eve giden sahil yolunda yürürken yakınlarda bir kestirmenin olduğu aklıma geldi. Hemen o tarafa yöneldim. Ne kadar erken o kadar iyi.
Kestirme yola girdiğimde keşke bu yolu seçmeseymişim dedim. Yol,iki koca bina sütununun arasında karanlık bir yoldu. Biraz ürkmüştüm. Ama zaten iki yüz üç yüz metre falandı. Hemen geçer eve giderim diye düşünerek yola devam ettim.
Derken bir ses duydum. Ayak seslerine benziyordu. Arkamdan geliyordu. Sakince korktuğumu belli etmeden arkamı döndüm ve bu ıssız yolda arkamda olmasını en son isteyeceğim tipte biriyle karşılaştım. Genç bir erkek. Hemen içimi bir kuşku sarsa da bir şey belli etmedim. Sadece acelem varmış numarası yaparak saate baktım ve ona göre adımlarımı hızlandırdım. Artık arayı biraz açmıştım galiba. Sanırım. Dayanamayarak arkamı tekrar dönünce bana hala aynı uzaklıkta olduğunu hatta daha da yaklaşmış olduğunu gördüm. Bu da demek oluyordu ki o da hızlanmıştı. İçimdeki korku gittikçe artarken gözlerimle yandan yandan onu kolluyordum. Artık o kadar yakınımdan yürüyordu ki görüş açıma girmişti. Ne yapmaya çalışıyordu ?
Adımlarını iyice hızlandırdığını çıkan seslerin artmasından anlıyordum. Artık harekete geçme zamanı gelmişti. Bu kadarı da anormaldi. O arkamdan hızlıca gelmeye devam ederken ben adımlarımı sıklaştırıp koşmaya başladım. Kalbim sanki göğüs kafesimi kırıp geçecekmişçesine çarpıyordu. Nabzım hızlanmış, bacaklarım korkudan boşlukta gibi hareket ediyordu. İnanamıyordum. Ben koşmaya başlayınca o da koşmaya başlamış, niyetinin kötü olduğunu bu hareketiyle belli etmişti.
Korkudan ne yapacağımı şaşırıp sadece "İmdat! " diyebildim. Sesim ne kadar çıkmıştı bilmiyordum.. Aslında bunun bile aklıma gelmesi bir mucizeydi o an. Beni birilerinin duymuş olmasını diledim. Birbiri ardına koşarken lanet olası botumun lanet olası bağcığı çözülmüş beni yere savurmuştu. Şimdi bir erkeğin karşısında tamamen savunmasızdım.
Yavaşlayıp iyice bana yakınlaştığında yüzünü seçebildim. Sarışın,mavi gözlü,çilleri olan bir adamdı. Yüzünü aklıma daha fazla kazımamak için gözlerimi ondan ayırdım. Heyecandan boğazım kurumuş, bırak bağırmayı nefes alacak bile mecalim kalmamıştı. Yanıma geldiğinde bana doğru eğilip "Sessiz ol. Canını yakmayacağım. Tabi eğer o güzide çantanı bana verirsen."dedi. Korkudan tir tir titrer halde sesimi güçlükle çıkarabildim. "Bırak beni gideyim ne olur? Bana zarar verme."
Çantamı vermek istemiyordum. Ama canımdan önemli değildi tabii.
Söylediklerimi duyunca çantayı vermekte direndiğimi sanmış ve sinirlenmiş olacak ki beni yerden kaldırıp kolumdan tuttuğu gibi tekrar yere savurdu. Belim bu sefer önünde bulunduğumuz ıssız apartmanın taş merdivenine çarpmıştı. Canım çok yanmış yüksek sesle inlemiştim. Hemen ağzımı kapatmış sesimin duyulmasını engellemişti.
"Kes sesini sürtük. Seni şuracıkta öldürmediğime dua edeceğine hala direniyorsun." Canım öylesine yanıyordu ki söylediklerinin hiçbirini anlamıyordum. Başım dönüyor gözlerimden yaşlar boşalıyordu. Ondan kurtulmak için verebileceğim tek tepki çantamı ona uzatmak oldu. Çantamı kaptığı gibi karanlık yolda kayboldu.
Şimdi bu ıssız sokakta yanlız başıma kalmıştım. Kalkmayı denedim. Ama belimin ağrısı buna engel oluyordu. Kalkmayı her denediğimde yediğim acı gözlerimde yaşa dönüşüyordu. En sonunda pes etmiştim. Derken gözüm yere odaklandı. Kan. Yerde kan vardı. Baya vardı. Ve bu kan bacakaramdan geliyordu. Gözlerime inanamadım. Bebek. Günahına girdiğim o masum şey. O pislikle uğraşırken onu tamamen unutmuştum. Ne olacaktı peki? Beni terketme zamanı gelmiş miydi? Sessiz ağlamalarım birden hıçkırıklara dönüşmüştü. Kendimi tutamıyor haykırarak ağlıyordum şimdi. Ne yapacağımı bilmiyordum sesimi ise kimseye duyuramıyordum. Bir süre sonra hıçkırıklar eşliğinde yorulan bedenim kendini bırakmaya başladı. Ellerim, kolum ve hatta belim bile inanılmaz acısına rağmen hissizleşmişti artık. Bir süre sonra ise gözlerim de bedenime eşlik ederek dünyama bir perde çekti.Selamunaleyküm gençlik :))))
Nasıl gidiyorum? Bence fena değil. İleriki bölümler bundan daha da heyecanlı olacak buna emin olabilirsiniz.
Beni takip edin ve desteklerinizi lütfen esirgemeyin. Yazarınız...
Bugünkü şarkı köşemdeJason Derulo-Cheyenne
Enrique Iglesias-Heart Attackİkisi de mükemmel şarkılar. Özellikle sevgili Jason'umunki. Bizi duymasa da burdan Jason'a selamlar...
☺☺:)))))))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSTİSNA
Novela Juvenil"Hani istisnalar kaideleri bozmazdı? " Çocukluğundan beri annesinin yoğun ilgisiyle büyümüş Miray 'ın gerçek dünyaya gözünü açarken yaşadığı hayal kırıklıkları,aşkları,acıları ve hataları... Bunları tekrar yaşamamak için kendine koyduğu kurallar...