H ~ 1 ~ Arsel

3K 122 447
                                    

Merhaba.

Benim dünyama hoşgeldiniz. 😇

Başlamadan önce küçük bir not paylaşmak istiyorum. İlk bölümler geçiş amaçlı olduğu için birazcık durağan. 5. Bölümden sonraki bölümler kurgumuzu daha çok belirginleştirecektir, bu sebeple 5. Bölüme kadar okumanızı itinayla rica ediyorum.

Başlama tarihinizi buraya bırakabilirsiniz. Keyifli okumalar.💕

~1~

12 Ağustos 2015

Dudağıma sürdüğüm kahverengi rujumun kapağını kapatıp ruju çantama attım. Aynada son kez görüntüme bakıp güzel olduğuma kanaat getirdikten sonra odadan çıktım. Tek katlı müstakil evimizin üç beş merdivenini inip koşar adımlarla dış kapıya yöneldim.

"Aslı" adımı duymamla arkamı döndüğümde elinde ekmek poşetiyle bana doğru gelen babama baktım. "Günaydın babacım." dedim sesimin sevimli çıkmasını umarak.

"Nereye böyle, kahvaltı bile yapmadan. Saat daha erken." Aceleyle kaçar gibi evden çıkmam babamın aklında soru işaretleri oluşturmuştu.

"Dersim var baba , geç kalıyorum." Elindeki ekmek poşetinden küçük bir parça ekmek koparıp babamın yanağından öptükten sonra koşarak bahçe kapısından çıktım.

"Kendine dikkat et yavrum. Allah zihin açıklığı versin" dedikten sonra gülerek eve doğru ilerledi. Bir yandan ekmeğimden bir ısırık daha aldım ve koşmaya devam ederken el salladım.

Evimiz şehir merkezine uzak kendi halinde küçük mahalleydi. Muğla'nın ve ağustosun sıcağı birleşince gerçekten katlanılmaz oluyordu. Ellerimle siyah saçlarımı geriye doğru ittirdim. Otobüs durağına yaklaştığımda koyunları otlatmaya götüren Emine teyzeyle karşılaştım. "Günaydın Emine teyze." diye selamladım. Mahallenin yaşça en büyük kadınıydı. Emine teyzeyi tanımayan yoktu. Yaşına rağmen oldukça dinç bir kadındı. Epi topu dört beş tane koyunu vardı. Her sabah tepelere otlatmaya götürürdü. Hatta bir çok kez belediye şehir merkezinde hayvancılık yapılamayacağı yönünde uyarıda bulunmuştu ama Emine Teyze hiçbirini önemsemiyor , "Kimse karışamaz bana ,ben tam yüz yıldır bu mahallede koyunlarımı otlatıyorum. diyerek denetlemeye gelen memurların hepsini elindeki değnekle kovalıyordu.

Evet Emine Teyze tam tamina 106 yaşındaydı. Zaten bu yüzden ona artık kimse bir şey demiyordu. Mahallede herkes Emine Teyze yi çok sevdiği için de zaten rahatsız değildi.

"Günaydın yavrum." dedi tatlı sevecen sesiyle. O sırada koyunlardan bir tanesi bana doğru gelmeye başlayınca çığlık atıp koşmaya başladım. Yolun kenarına geldiğimde arkama döndüm. Ama koyun toprak yolun kenarına dikilmiş elektirik direğinin dipindeki otları yemeye koyulmuştu. Rahat bir nefes verip kaldırımın kenarına oturdum.

İşin özü öyle sıradan, deli dolu bir kızım bende.

Sonunda otobüs göründüğünde ayağa kalkıp üzerimi silkeledim. Tşörtümü düzeltip otobüse bindim. Çok kalabalıktı yine. Bir tek boş koltuk vardı. Bir erkeğin yanına oturmayacağım için oturmayı es geçip koltukların başına tutundum. Nedense bu durumdan hep rahatsız olurdum. Bir kızın bir erkekle arkadaş olması veya otobüste bir erkeğin yanına oturmak mahallede oldukça ayıplanan bir durumdu. Bu yüzden buna hep dikkat ederdim.

Otobüs hızlı gidiyordu ve kulaklığımı çıkarıp müzik dinlemem olanaksızdı. Ben de pencereden yolu izlemeye karar verdim.

***

Dershanenin kapısından içeri girdiğimde asansörün etrafı çok kalabalık olduğu için merdivenleri kullanmaya başladım. Söylene söylene beşinci kata çıktığımda duvara yaslanıp soluklandım. Bir yandan bu merdivenleri yapanlara saydırıyordum.

HataHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin