H~9~ Çıkmaz

405 33 9
                                    

İyi okumalar...

~9~

Huzurun nasıl bir şey olduğunu yeni öğreniyor gibiydim. Öyle tuhaftı ki... Daha önce bana birinin kalp atışlarının beni böyle iyi hissettireceğini söyleseler; ilk önce gözlerimi pörtletir, sonra da güler geçerdim.

Şimdi ise sadece bu huzurun tadını çıkarıyordum. Uzun zaman sonra böyle huzurlu hissetmek bana garip gelse de bunu fazla umursamamaya çalıştım.

Buğra bir elini belime yerleştirdiğinde korkuyla irkilsemde olduğum yerde durmaya devam ettim. Kollarım iki yanımda dururken omuzlarımdan belime doğru dökülen siyah saçlarımda gezinen parmaklarının bedenimi uyuşturmasına izin verdim. Bir kaç dakikadır bu şekilde duruyorduk ve ondan ayrılmam gerekiyordu artık.

Bedenimi usulca geri çektiğimde saçlarımdaki parmakların büyülü hareketleri sona ermişti ve büyük bir boşluğun içinde kalmış gibi hissetmiştim.

Beremden dışarı fırlayan saçlarımı kulağımın arkasına ittirerek Buğra'ya baktım. Kahverengi gözleri koyu bir çöl toprağını andırırken bakışları da sıcacıktı.

''Kollarım işe yaradı mı?'' diye sorduğunda hiç beklemeden başımı sallayarak onu onayladım. Fazlasıyla işe yaramıştı.

''Biliyor musun, Buğra abi? Bir tek senin kalp atışlarını duyabiliyorum ben. Öyle mükemmel ki..'' diye itiraf ettiğimde yüzümde kocaman bir gülümseme vardı. Gerçekten de öyleydi ben anneme sarıldığımda onun kalp atışlarını duymuyordum. Bugün Havva'ya da sarılmıştım. Onunda hızlı değildi.

Buğra kaşlarını çatıp yüzüme baktığında bir iki adım geriledim. Sonra gözlerini kapatıp sakinleşmek adına derin bir nefesi dudaklarından dışarı bıraktığını gördüm. Neden sinirlenmişti ki şimdi?

''Seninle bir konuda anlaşalım köylü güzeli..'' dediğinde ses tonu yüz ifadesine göre oldukça sakindi. ''Bana abi deme!'' diyerek kaba bir şekilde devam ettiğinde biraz ürksemde itiraz etmeden de durmadım.

''İyi ama sen benden büyüksün ve en doğru bu şekilde hitap edebilirim.''

Derin bir nefes daha alıp bana doğru yaklaştı. ''Haklı olabilirsin aranızda yaş farkı var ama bana abi demeni istemiyorum.''

Bu sefer derin bir nefes alıp veren bendim. Başımı sallayarak onu onayladım.

''Peki ama sana isminle hitap edemem.''

Buğra sözlerim üzerine tek kaşını havaya kaldırıp bana baktı sonra da omuz silkti ve arkasını dönüp söylenerek içeriye doğru yürümeye başladı.

''Bu pazarlığı hiç sevmedim köylü güzeli haberin olsun. ''

Buğra görüş alanımdan çıkıp kaybolduktan sonra salonun antresinde öylece dikilip kaldım. Buğra'nın bu kadar rahat davranmasını garipsesem de bu rahatlağın onun kişiliğinin bir parçası olduğunu fark etmiştim.

Bir süre etrafa göz gezdirdim ve antreyle salonun birleştiği köşede kocaman camdan bir akvaryum gördüm. Ayakkabılarımı çıkarıp çekinerek dikdörtgen şeklindeki akvaryumun yanına ilerledim.

Oldukça büyüktü. Akvaryumun dibinde renkli çakıl taşları, boncuklar, içinde her renkten ve çeşitten bir sürü süs balığı vardı. Baloncuklar çıkararak ve kıvrılarak yüzen, kocaman ve geniş kuyruklu rengarenk bir balık gördüm. Gerçekten öyle mükemmel bir görüntüydü ki... Kuyruğunun usul usul hareket edişi devasa bir görüntü oluşturmuştu.

HataHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin