Herkese merhaba. Yeni bölüm ile geldim. Oy ve yorum sayılarının azlığı beni çok üzüyor. Hikayenin devamı için motive olmaya ve sizlerin desteğine htiyacım var. Keyifli okumalar:)❤️
Medya : Buğra
Bölüm Şarkısı : Ahmet Ali Arslan - Aç Zülfünü
~16. Bölüm | Yüzük~
Gözlerim karanlıktan kopup aydınlığın kucağına düşerek açıldığında ilk gördüğüm rahatlatıcı sesler çıkararak damlayan serum olmuştu. Birkaç saniye kıpırdamadan zihnimin dünyaya dönmesini bekledikten sonra işittiğim birtakım seslere kulak vermeye başladım.
"Hastaneye sen getirmişsin onu? Teşekkür ederim Şeyma." diyen ses Buğra' ya aitti. Yorgun çıkan sesi kulaklarıma ağır gelirken Şeyma'nın sesini duydum..
"İnsanlık görevim." diyerek daha fazla uzatmak istemezcesine kapattı konuyu. Kulaklarım seslerini kısık kısık işitse de söylediklerini anlamıştım.
"Seninle konuştu mu, bir şey anlattı mı?" Buğra duraksadı bir süre. Sonra elini pamuk gibi görünen saçlarının içerisinden hoyratça geçirip tekrar konuştu. "Bir sıkıntısı var biliyorum Şeyma. Görüyorum ve hissediyorum. Benden uzak kalıyor, kapatıyor kendini." Sesinden çıkan her harf çaresizlikle ustaca sarmalanmıştı. Öyle dokunaklıydı ki. Buğra'nın kasılan bedenini, titreyen sesini çok yakından hissettim. Boğazım kuruyup amansız bir acı verirken yutkunmaya çalıştım. Fakat başaramadığım yetmezmiş gibi dikenli bir çalı yutmuşum hissi veren acı boğazıma takılı kaldı.
O an sevgisi yoğun bir şekilde ortaya serildi ve ince ince içime sızarak kalbimin bir köşesine bana haber vermeden yerleşti. Sonra öyle büyük ve kalın bir dikenli çalıya dönüştü ki o beni her sevdiğinde kalbimde derin yırtıklar oluşturdu.
Bir an ona her şeyi anlatmak istedim. Hayatıma tamamen dahil olsun, bütün yaralarımı tek tek sarsın istedim. Sonra bu düşüncemden hissetmek zorunda bırakıldığım güvensizliğin acımasızlığıyla vazgeçtim.
"Aslında.." Şeyma'nın kontrolsüz ve tereddütlü çıkan sesiyle düşüncelerimi tamamlayamadan gerçek dünyaya dönüş yaptım. " Nasıl söylenir bilmiyorum ama.."
Kalbim mümkünmüş gibi daha hızlı atmaya başladı. Geçmiş acımasızca içime çöreklenirken, Buğra 'nın gerçekleri öğrenmesinden endişe duydum. Eğer her şeyi öğrenirse bana ışıl ışıl gözleriyle bakmaz, şefkatle sarılmazdı. Belki çok büyük bir hayal kırıklığına uğrar beni hayatında istemezdi. Korktum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hata
ChickLit''Buğra..'' diyebildim yaptığım kabahatin verdiği utançla kahverengi gözlerine bakamazken. Kolumdaki baskıyla sırtım sertçe duvara çarparken kemiklerimin parçalara ayrıldığını hissettim ve ağzımdan acı dolu bir inlemenin dökülmesine izin verdim. ''P...