~4~
Beşinci bölüm bu akşam gelecektir. İyi Okumalar:)
Ekim 2015
Yağmur aniden bastırdı. İri damlalar gökyüzünden süzülüp ayaklarımın dibine düşerken kapüşonlumun şapkasını başıma geçirip koşmaya başladım. Yağmur çok hızlı ve sağanak yağıyordu. Her ne kadar az bir yolum kalsa da yurda gidene kadar formalarımın ıslanmaması için hemen karşımdaki parka girdim. Bulduğum ilk kamelyanın altına girip yağmurdan korunmaya çalıştım.
Okulda son ders edebiyat öğretmenimiz benimle konuşmak istediği için servisi kaçırmış yurda otobüsle gelmek zorunda kalmıştım. Kaldığım kız yurdu bir koleje ait olduğu için bir alt yolda inmek zorundaydım. Önümde yürümem gereken bir metreye yakın bir yokuş vardı. Ve ben sırılsıklam olmamak için yağmurun dinmesini bekleyecektim.
Omuzlarıma ağırlık yapan çantamı çıkararak hemen yanıma bırakıp soluklandım. Sanırım üşümeye başlamıştım. Okul pantolonumu giymediğim için pişman olmuştum. Nerden bilebilirdim bu denli sağanak yağış olacağını?
Kollarımı bedenime sarıp ısınmaya çalıştığım sırada telefonumun melodisi duyuldu. Telefonumu çantamdan çıkarıp ekrana baktım. Annem arıyordu. Daha fazla beklemeden cevapladım.
''Efendim anne.'' Yüzüme vuran soğuk yüzünden sesim titreyerek çıkmıştı dudaklarım.
''Aslı, yurtta değil misin sen? Sesin niye öyle garip geliyor?'' Annemin endişeli çıkan sesi beni burukça gülümsetti. Okul açıldığından bu yana yaklaşık bir ay geçmişti ve ben yoğun çalışma dönemimden dolayı bir aydır eve gidememiştim.
''Çıkışta servisi kaçırdım anne. Bu yüzden otobüsle geldim. Şimdi de yurda yakın bir parkın kamelyasında oturuyorum. Yağmur diner dinmez yurda gideceğim.''
Annemi daha fazla endişelendirmemek adına kısaca açıklama yapmıştım.
''Ah Aslı'm ah!'' dedi annem üzgün çıkan sesiyle '' Yurda gider gitmez sıcak bir duş al da hasta olma.''
Gülümsedim. Vücut yapım çok narindi ve hemen hasta olurdum.
''Tamam anne sen merak etme?''
'' Kendine dikkat et yavrum. Eğer yağmur durmazsa beni ara. Buluruz bir çaresini.'' dediğinde derin bir nefes aldım. İyiki beni benden çok düşünen bir annem vardı.
''Tamam annecim dikkat ederim. Yurda gidince ben seni ararım. Görüşürüz.''
Telefonu kapatıp geri çantama attım. Üzerime giydiğim mevsimlik, çok kalın olmayan kapüşonlum vücudumu ısıtmaya yetmiyordu. Ellerimi cebime koyup ayağa kalktım. Hareket edersem daha az üşürdüm. Ayaklarımı hareket ettirip zıplayarak soğuğu engellemeye çalışırken bir yandan da yağmurun iz bıraktığı toprağın huzurlu kokusunu içime çekiyordum.
Bir süre öylece devam ettim fakat yağmurum durmaya niyeti yok gibiydi. Daha fazla üşümeyi göze alamayacağım için gitmeye karar verdiğim anda telefonumun melodisini tekrar duydum.
Hızlıca telefonu çıkarıp, cevapladım.
''Kanka ne yapıyorsun? '' Havva..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hata
ChickLit''Buğra..'' diyebildim yaptığım kabahatin verdiği utançla kahverengi gözlerine bakamazken. Kolumdaki baskıyla sırtım sertçe duvara çarparken kemiklerimin parçalara ayrıldığını hissettim ve ağzımdan acı dolu bir inlemenin dökülmesine izin verdim. ''P...