Medya : Buğra
Bölüm Şarkısı : Sezen Aksu - Küçüğüm
~15. Bölüm |Kriz~
Yağmur damlaları adeta bir periyi andırırcasına gökyüzünde süzülürken yavaş adımlarla yürüyordum. Etrafta enfes bir toprak kokusu hüküm sürüyor, havadan ağır ağır düşen damlalara hafif bir rüzgar esintisi eşlik ediyordu.
Kabanımın uçları tüylü şapkasını başıma geçirip saçlarımın ıslanmasını engelledikten hemen sonra ellerimi tekrar cebime götürdüm. Bu uzun yokuşu çıkmak yine işkence gibi geliyordu, bu yüzden üşengeç adımlarla sallanarak ilerlediyordum. Sık sık durup etrafı izliyor, kararan gökyüzünü kaplayan bulutlara bakıyor birkaç damlanın yüzüme düşmesini bekliyordum. Öyle ki yarım saattir yürümeme rağmen çok fazla yol katedememiş hala yolun başındaydım.
Yurda gidip o kimsesiz, zavallı kıza bürünmek istemiyordum. Eskiden çıkmak istemediğim yatağım şimdi beni boğuyordu. Derin bir iç çekip güçlü bir nefesle gökyüzüne doğru bıraktım. Içimdeki bütün karmaşıklık yok olsun istiyordum. Sakin hayatımın içine bir anda giren sorunlar üst üste birikmiş, içinden çıkılmaz bir hal almıştı.
Derin düşünceler içerisinde yürümeye devam ederken arkamdan gelen adım sesleriyle bütün düşüncelerimden sıyrıldım. Bedenimi hafif bir ürperti sarmaladığında tedirgin olarak adımlarımı hızlandırdım.
Bu hiç bir işe yaramazken arkamdaki adam bir anda yanımda bitiverdi. Takım elbisesinin üzerine giydiği palto onu daha ürkütücü gösteriyordu ki bakışlarımı hemen önüme çevirdim. Berbat başlayan ve asla bitmek bilmeyen bu günde bir tek bu eksikti. Uyuşturucu paketlerini çaldığım adam tam dibinde dururken seslice yutkundum.
"Yanlış bir hareket yapmayacak kadar akıllı olduğunu var sayıyorum." dediğinde hayatımda daha önce hiç bu kadar kalın bir ses duymadığımı fark ettim. Her bir harf beynime ince ince işlenirken ayak parmaklarıma kadar bir uyuşukluk yavaş yavaş bedenime yayılmaya başladı.
Bu ürkütücü sese sahip, oldukça korkutucu adamın ne istediğini biliyordum. Sesimi çıkarmadan başımı saklamaktan başka bir cevap seçeneğim yoktu. Ona istediğini verecek ve bu durumdan kurtulacaktım. Her gün, her an korku ve endişeyle yasamak artık yitik bedenime, halsiz beynime ve her geçen gün soğuyarak biraz daha buz tutan kalbime kaldıramayacağı kadar ağır geliyordu.
Ellerimi ceplerime doğru bastırdım ve elime temas eden soğuk metali avuçlarımın arasına aldım. Parmaklarını kapattığım anda içime doluşan suçluluk ve pişmanlık hissi akrep zehiri gibi yavaş yavaş kanıma işliyordu. Şu an acı verdiği acı iğne deliği kadardı ama zaman geçtikçe dayanılmaz bir hal alacağından emindim. Buğra her geçen gün hayatıma, beynime hatta ruhuma biraz daha dahil oluyordu ve her geçen gün de ondan çaldıklarım fazlalaşıyordu.
"Güzel." dedi adam memnun olmuşçasına. Alayla kıvrılan dudaklarından anlamam gerektiği üzere üstümde kurduğu baskı hoşuna gidiyordu. "İlerideki parka doğru yürü!"
Sertçe yutkundum ve ellerimi cebimden çıkarmadan bacaklarıma doğru bastırdım. Onunla yalnız başıma bu parka girmek beni korkuyordu fakat başka seçeneğimin olmayacağını biliyordum. Kaçarsam eğer her şeyi daha berbat ve içinden çıkılmaz bir duruma sokacağımın da farkındaydım bu yüzden bu işi bir an önce sonlandırmak isteğiyle adımlarımı hızlandırarak parka yürüdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hata
ChickLit''Buğra..'' diyebildim yaptığım kabahatin verdiği utançla kahverengi gözlerine bakamazken. Kolumdaki baskıyla sırtım sertçe duvara çarparken kemiklerimin parçalara ayrıldığını hissettim ve ağzımdan acı dolu bir inlemenin dökülmesine izin verdim. ''P...