H~17~ Zehir..

108 6 0
                                    

Bölüm 17

Yeryüzündeki bütün karabulutlar toplanmış zifirlerini üzerine üzerine akıtıyorlardı sanki. Her tarafım görünmez bir siyahla kaplı iken kalbim büyük bir suçluluk duygusuyla kasılıp gevşiyordu. Endişe tohumları acı bir zehir gibi damarlarımda geziyor, kanımla beslenip kök salıyordu.  Acısını vücudumun en ücra köşelerine kadar hissediyordum.

Kanım acıyordu, damarlarım acıyordu.

Kalbim acıyordu.

Gözlerim hüzünle dolarken ona yaptığım haksızlık canımı acıtıyordu. Kendi içimde uydurduğum teselliler ne kalbimi ne aklımı avutmaya yetmiyordu artık.

Titreyen ellerim kolumdaki serumun takılı olduğu alete ulaştığında hızla tenimden kopardım. Aceleyle ayaklanıp çıplak ayaklarımla yere bastığımda Buğra endişeyle bana baktı.

"Aslı, ne yapıyorsun? " diye sordu şaşkınlıkla ve ardından endişeyi ses tonuyla karıştırarak ekledi. "Dur, canın acıyacak!"

Telaşla elimi ona doğru uzatıp bana yaklaşmasını engelledim. "Ben.. Ben gitmek istiyorum" diye mırıldandım. Sesim o kadar cılızdı ki duyup duymadığından emin olamadım.

"Tamam güzelim. Sakinleş!" Yumuşak ses tonu beynimi uyuştururken bana yaklaşmak istedi. Anında tekrar engelledim. Üzerimde bıraktığı etki akıl almaz derecedeydi.

"Yaklaşma" diye mırıldandım yine.

"Tamam, bak durdum gelmiyorum." dedi ellerini kaldırıp . "Sakinleş! Gideceğiz, götüreceğim seni ama böyle olmaz." Korkuyla yüzüne bakarken ellerimi saçlarıma götürüp acımasızca çektim. "Aslı dur!" Ellerini bana doğru uzattı. "Bana gel, sana yardım etmeme izin ver!" Saçlarımı ellerimin gazabından kurtardım. Bana böyle davranması haksızlıktı.

"Lütfen!" diye fısıldadığında gözlerini kapatıp başımı salladım. Bana biraz daha yaklaştığında ellerimi ellerinin için bıraktım. Bileklerimden kavrayıp sertçe çektiğinde gürültüyle göğsüne çarptım. Büyük ama bedenimde daha büyük zelzeleye neden olan elleri sırtımı sardı.

Kalp atışlarının nazik melodisi kulaklarımdan içeri girdiğinde kirpilerimde biriken damlalar usulca süzülmeye başladı. "Özür dilerim."

"Geçti."

Hıçkırdım. Göğsüm acıyla sarsıldı. "Affet beni!"

"Yanlış bir şey yapmadın. Hepsi geçti. Ben yanındayım."

Kelimeleri, sanki harfleri alfabeden değil de kalıbından seçiyormuş gibi muazzam geliyordu kulağıma. Kalbimin tüm kıvrımlarını arsız bir sarmaşık gibi sevgiyle sarıyordu. Yanıldığı tek bir şey vardı. Beni paramparça edip her bir parçamı acıyla kıvrandıran bir şey.. Çok büyük bir şey yapmıştım ben. Belki de hayatımın en büyük hatasını... Bu hatadan ömrümün sonuna yetecek kadar büyük bir ders çıkarmıştım fakat bu hatanın altından kalkabilecek miydim.? Yerle yeksan olacakmışım gibi hissediyordum.

"Üzerini değiştirmemiz lazım. Sonra gidebiliriz." dediğinde beynimin beni zehirlemesine ara verdim ve onun yüzüne baktım. "Yardım edeyim mi sana!" dediğinde yutkundum. Boğazımdan geçen tükürüğüm dönen bir dişli gibi etimi parçaladı. "Seni rahatsız edecek hiçbir seye mahal vermeyeceğim. Bana güvenebilir misin?" dediğinde hiç düşünmeden başımı salladım. Eğer düşünürsem kendimi parçalama isteğim galip gelebilirdi. Içimdeki acımasız yanım ondan çaldığım her şeyin karşılığını vermem gerektiğini söylüyordu. Düşüncelerimin beni zehirlemesine izin verdim.

Ellerimden tutup yatağa oturmama yardım ettikten sonra kapının girişindeki dolaptan giysilerimi çıkardı. Pantolonumu elime alıp diğerlerini yatağın üzerine bıraktı. Parmakları nazikçe ayak bileğini kavradığında titredim. Gözlerini kapattım ve bana asla zarar vermeyeceğini tekrarladım kendime. Baş parmağı usulca tenimi okşadı önce sonra soğuk kumaş tenime temas etti. Kalbim küçük bir serçenin heyecanıyla pır pır kanat çırpıyordu. Aynı zamanda yoğun bir acı duyumsuyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 10 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HataHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin