(37)-Barış-

1.7K 88 39
                                    


Sonunda bölgemizi geri kazanabilmiştik. Artık hem onlar bizim bölgemize giremeyecekti hem de biz onların blokuna istediğimiz zaman girebilecektik. Bu olanlar üzerine bir kutlama yapmalıydık. Alp:

-Bu savaşı kazandıysak bir kutlamayı hak ediyoruz galiba, dedi. Aysima:

-Aynen hemen bizim kamelyayı ayarlayalım bir şeyler alıp yiyelim, dedi. Bu savaşın üzerine "bizim" kamelyada kutlama yapmak yakışık almazdı.

-Saçmalamayın, koskoca savaşı kazandık hala kendi kamelyamızda mı yapacağız kutlamamızı, artık yeni bir kamelyamız daha var. "A Blok"unki, dedim. Anlaşmayı hatırlayan herkes gülmeye başladı. Murat:

-Oğlum yandılar, evden hoparlörleri getirip müzik açacağım ve önlerinde dans edeceğim. Artık alanlarını ele geçirdik, dedi. Bunun üzerine herkes evlerinden bir şeyler getirmek ve yarım saat sonra toplanmak üzere dağıldı. Tam bizim evin kapısına varmak üzereyken Sarp'ın sesini duydum.

-Ya Mine gerçekten çok özür dilerim hep o Batur kafamı karıştırdı yoksa ben ona uymazdım, dedi. Sesi garip bir şekilde yumuşaktı.

-Bilmiyorum Sarp, beni gerçekten kırdın. Hem bir kere yapan ikinciye de yapar. Sana güvenemiyorum, al bu çiçekleri de burnuna sok İSTEMİYORUM, dedi. Bunları dinlerken gülmemi tutmaya çalışıyordum, tam başarılı olduğumu düşünmüşken Sarp ve Mine'nin yüz ifadesini gördüm ve daha fazla tutmadım,  kahkahayı bastım. Sesimi duydular ve etraflarına bakındılar. Beni görünce Mine bahçeden hışımla çıkıp evine döndü. Sarp ise olduğu yere çömeldi. Pek iyi bir abla olmasam da şu an onu teselli etmem gerektiğini anladım.

-Sarp biliyor musun hiç değmez. Kızlar için bu yaşta üzülmeye başlama, ilerde kalbini kırarlar zaten. Şu an çocukluğunun tadını çıkar, hem baksana bana, ben kaç yaşındayım 14 sen ise 10. Ben bile şu an birisiyle çıkmıyorken senin çıkman ne kadar normal, dedim. Sarp bana döndü ve :

-Öyle, doğru söylüyorsun abla. Kendimi o küçük cadı yüzünden üzmeyeceğim, bana kız mı yok hem, dedi.

 -Sarp efendi, bu öz güvenin size nereden geldiğini bana da söyler misiniz, dedim. Güldü.

-Artım üzülmeyeceğim, anı yaşayacağım, dedi. Sarp sonunda benden bir şeyler kapabilmişti.

-Helal be, kedi olalı bir fare tuttun, dedim. Kolumu omzuna attım.

-A Bloku darmadağın ettik. Orada kutlama yapıyoruz sen de gelmek ister misin, dedim.

-Ooo, çok iyi olmuş o eziklere günlerini göstermişsiniz, dedi. Birlikte eve çıktık, yemek ve içecek alıp A Blokun kamelyalarına yöneldik. Yavaş yavaş herkes toplanıyordu. En son Melis Abla geldi ve yemeye başladık. İşin güzel yanı A Blokta bize kızan ve bizi şikayet eden fazla insan yoktu. Bu yüzden dilediğimiz kadar gülüp dans edebilirdik. Murat da dediği gibi hoparlörünü getirmişti. müzik açıp doya doya dans ettik. Ara sıra gözüm etrafa takıldığındaysa A Blok çocuklarının bizi izlediğini fark ediyordum.Bu beni hem rahatsız etti hem de onlara acımamı sağladı. Hem onları yenmiş hem de alanlarını ele geçirmiştik. Ellerinde ise bir hiç kalmıştı. Bir el işaretiyle bizimkileri etrafıma topladım.

-Arkadaşlar bu iş cidden fazla uzamadı mı? Tamam savaşı yendik iyi hoş da yaptığımız biraz çocukça değil mi sizce de? Bence artık bu işi bir anlaşmayla tatlıya bağlayalım, dedim. Aysima:

-Ama-

-Aysima bu iş cidden uzadı, hatırlayan var mı aramızın neden bozuk olduğunu, dedi Melis Abla.

-Hem Aysima hem de onlar farklı bloktan oldukları için, dedi Kuzey.

-İyi de bu çok saçma değil mi yedi yaşında çocuklar bile bu yüzden küsmez. Hey çocuklar buraya gelin bir anlaşma yapmak istiyoruz, diye A Blok çocuklarına seslendi Melis Abla. Önce bize anlamamış gibi baktılar ama Melis Abla eliyle tekrar gel işareti yapınca teker teker gelmeye başladılar. Murat:

Bir Yaz ÖyküsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin