Bir Yaz Öyküsü

(24)-Emir?-

Arkadaşlar, adım adım finale yaklaşıyoruz. 5- 10 bölüm arası sonrasında final olacak. Fakat finalden sonra sizin isteğinize bağlı 2. Kitap gelebilir. Lütfen 2. Kitabın gelmesini isteyip istemediğinizi belirtin :)

Gerçekten şaşırmıştım, babam hiç bu kadar erken kalkmaz ve dışarı çıkmazdı. (Hepiniz Emir sandınız değil mi :D) Sonra gözüm ellerine kaydı. Doğru ya evde kahvaltılık bitmişti. O da herhalde biz uyanmadan işi halletmek istemişti:

- O, erkenciyiz bakıyorum Duygu hanım.

- Aynısı senin için de geçerli babacığım.

- Laflamayı bırak da elimdekileri al, sonra da Sarp'ı uyandır.

- Peki, dedim ve torbaları hızlı bir şekilde mutfak masasına bıraktım. Sonra Sarp'ın odasına katil bebek çaki misali girdim. Bu yöntemi arkadaşlarımdan duymuştum ve gerçekten işe yaradığını söylemişlerdi. Elimde iki bardak, birinde su dolu... Sarp'ın yanına yaklaştım ve yavaş yavaş bir bardaktan diğerine suyu akıtmaya başladım. 3 dakika sonra amacıma ulaşmıştım. SARP ALTINA YAPMIŞTI! Hemen kıkırdayarak kendi odama girdim. Sonra Murat'ın dışarıda beklediğini hatırlayarak başımı camdan uzattım:

- Nerede kaldın Duygu, ağaç oldum kök saldım burada. Çok önemli!

- Sen de mesaj atsaymışsın o zaman canım?

- Mesajla olmaz çok ön...

- Anladık çok önemli, sadede gel.

- Emir burada. ( Evet geldi :D)

- N- ne?

- Evet şu an yol yorgunluğundan uyuyor fakat birkaç saate kalmaz yanımıza gelecektir.

- O zaman siz bugün erkekler olarak takılacaksınız.

- Derken?

- Kızları bizim eve çağıracağım ve bir kız partisi düzenleyeceğim. Emir de benimle ilgili bir konu açmaya çalışırsa siz de başka bir konu açın.

- Senin nerede olduğun sorarsa?

- Hiç bir şeye cevap vermeyin. Ha bu arada Alp'i de koruyun gelecek sözlü ve bilek gücüne dayanacak saldırılardan. Özellikle Kuzey bu işi eline alsın.

- Tamamdır Duygu, bu iş bende, dedi ve gitti Murat. Sonra birden annemin bağırış sesleri geldi. Evet, sanırım artık o da biliyordu Sarp'ın altına yaptığını. Acıdım ya, cidden acıdım. Yaş kaç baş kaç çocuk hala altına yapıyor. Acaba annemin haberi olmadan nasıl çarşafları makineye atıyordu, onları değiştiriyordu? Annem her gün çamaşır makinesinde çarşaf bulunca şüphelenmemiş miydi?

Kız Partisi için kızlara haber verdim. Eve abur cubur aldım, e sonuçta bir partinin olmassa olmazlarıdır aburcuburlar. Odamın yerlerine üç tane puf attım. Ve zilin çalmasını beklemeye başladım.

- Sarp, sakın bizi dinleme, hatta mümkünse Batur ile aşağıda oyna veya Muratların yanına git. Seni burada görmek istemiyorum. Yoksa annem altına yapmanın da fazlasını öğrenecek.

- Daha fazlası yok ki.

- Evet yemediğin yemekleri balkondan aşağı dökmen de sayılmaz değil mi?

- Uf, tamam. Şantajcı abla, dedi ve somurtarak gitti. Laptopu aldım ve izleyeceğimiz filmin kasedini çıkardım. İkisini de masanın üstünde bırakıp dolabımdan masa oyunları çıkardım: monopoly, jenga ve uno... Sonra annemden bizim için güzel bir şeyler hazırlamasını rica ettim. Çok heyecanlıydım. Birden telefonum titreyince kızlardan geldiğini düşünerek telefona koştum fakat mesaj Emir'den gelmişti:

- Naber Duygu, sizin oradayım aşağı insene, yazmıştı. Ben de takmadım ve işime devam ettim. Kızlar gecikmişti ben de Melis Abla'yı aradım:

- Alo, nerede kaldınız?

- Ah, Duygu olanları bir bilsen... Şimdi sizin kapıdayız.

- Ne oldu?

- Alp ve Emir...

- Tamam hemen gelin buraya, her şeyi detaylı öğrenmek istiyorum, dedim ve telefonumu kapadım. Çalan zile de koşa koşa gittim ve karşımda bizim kızları buldum. Soluk soluğa kalmıştılar. Onları puflara yönlendirdim ve ilk Aysima anlatmaya başladı:

- Emir, Alp'i dövmeye çalışmış.

- Çalışmış?

- Tabii Alp'in arkasında Kuzey olunca bu olmamış.

- Rahatladım, çocuk az kalsın benim yüzümden dövülüyordu.

- Ama Emir' in burnu kanamış, Kuzey çok pis geçirmiş. Emir de Kuzey'in gözünü morartmış.

- Bana da mesaj atmıştı Emir, buralardayım demişti. Artık bu konuları kapatsak? Ne amaçla toplandığımızı unuttuk. CD'YE UYUMSUZ' u attım.

- Ne, ben de onu izlemek istiyordum.

- Peki o zaman ne bekliyoruz, dedim ve cd'yi taktım. Yaklaşık 2 saat boyunca elimizde mısırlarla soluksuz filmi izlemiştik. Muhteşemdi! Sonra karnımızın açıktığını anlayınca pizzacıyı aradım.

- Alo.

- Alo, biz orta boy karışık pizza alacaktık.

- Elbette hamınefendi, ödeme nakit mi olacak yoksa kredi kartı ile mi?

- Nakit.

- Peki adres?

- Eve, dedim ve birden adam gülmeye başladı. Dalgındım ne yapayım ya! Mecburen kapatmak zorunda kaldım telefonu. Sonra da zorla Melis Ablaya arattık pizzacıyı. 30 dk sonra pizzalarımız da hazırdı. Pizza gelene kadar da Uno oynadık. Eh, tabii ki de tüm elleri ben kazandım. Yiyeceğimizi bitirdikten sonra birkaç dilim pizza arttı. Biz de fotoğraflarını çekip Kuzeylere yolladık. Altına da " Yemek ister misiniz? Biz bitiremedik kankalaaaar." yazdım. Birkaç dakikaya bizim evin kapısındaydılar. Açlar işte ne olacak! Görgüsüzler pizzayı gördükleri gibi ağız burun daldılar, gözleri fal taşı gibi açıldı bir de hepsinin. Bitirdikten sonra da " Başka yok mu?" diye sordular. Biz de kapıyı yüzlerine kapattık. İçeri gidip biraz lafladık. Sonra yine telefonuma mesaj geldi:

- Duygu bana pizza yok mu?

- Çok istiyorsan zıkkım var.

- Senin elinden ne olursa olsun yerim, ben sana sırılsıklam aşığım.

- A, seni çok mu ıslattılar, bırak peşimi be.

- Ama ben seni seviyorum, sırf senin için geldim buralara.

- Boşuna gelmişsin, artık bana mesaj atmayı bırak. Eğer beni sevseydin beni rahatsız etmemek için gözüme bile gözükmezdin. Ya bas git ya da artık bu işi bir üst noktaya taşırım. Annem ve babama her şeyi anlatırım. Bu ne böyle pis sapıklar gibi. Artık bir parça bile kibar konuşamayacağım sana karşı.

- Bu biraz ağır oldu.

- Senin gibisine hafif kalır. Bak hala konuşuyor. Hala anlamadın mı, B-E-N S-E-N-İ S-E-V-M-İ-Y-O-R-U-M. B-I-R-A-K P-E-Ş-İ-M-İ A-R-T-I-K, yadım ve telefonu kapattım. Yetti ama! Sonra mesajları kızlara gösterdim ve onlar da iyi yapmışsın dercesine başlarını salladılar. Camdan tık diye ses geldi. Taş atılmıştı, kesin Murat atmıştır diye çıktım fakat Murat değildi, Emir'di...