(18)-Su Savaşı 2-

2.6K 151 20
                                    

Yeni bölüm 5 vote ve 3 yorum olunca gelir. İnşallah bölümü beyenirsiniz, medyada Barkın var,iyi okumalar :)

Ayağımın dibinde bir su balonu patladığı anda yardırmam bir oldu, İrem ve Sarp da arkamdan bana yetişmeye çalışıyorlardı. Sonunda birkaç blok öteye gidince kamuflaj olduk ve:

- Abla, şimdi ne yapacağız? Hakkatten şimdi ne yapacaktık, cephaneler de Melis ablalarda kalmıştı ve onların nereye gittiklerini bilmiyorduk.

- Korkmayacağız ve diğerlerini bulmaya çalışacağız.

- Bence bu iyi bir fikir olmaz, devriye geziyor olabilirler, dedi İrem

- Haklısın, sayıca bizden üstünler ve bolca da cephaneleri var fakat sen istersen seni ajan yapabiliriz, dedim ve lafımı bitirdiğim anda kızın "Evet." demesi bir oldu.

- Elimizdeki tek ve en iyi plan olduğundan başka çaremiz yok. İrem, senin planın onlara "Beni sizin takımdan geldiğim için istemediler, ayrıca beni ıslattılar, bu nedenle onlardan öc almak istiyorum. Aynı zamanda işinize yarayacak bilgilere sahibim." diyeceksin. Tabii ıslak görünmen için seni kenardaki çeşmeye gidip ıslatacağız. Ama merak etme, çok değil sadece bir su balonu büyüklüğünde. Sonra onlar seni aralarına alınca onlara "Bende cephane yok. Bana 5-10 tane su balonu versenize." diyeceksin ve onlardan elinden geldiğince cephane alacaksın. Biraz bizimkileri kovalayıp peşlerinden koşturacaksın ki kendilerinden olduğunu sanacaklar, uydurma planları onlara bizim planlarımız diye kakalayacaksın ve ben sana işaret verince bizim tarafa geleceksin, anlatabildim mi, dedim ve ondan onay aldım.

Bu arada Sarp deli gibi zıplayıp " Melis Ablaları gördüm!" dedi ve onlara doğru koşup onları yanımıza getirdi. Ona da planımızı anlattık ve o da onayladı. Sonra çeşmeye gittik. İrem kolunu ve omuzunu biraz ıslattıktan sonra yola koyuldu.

- Umarım plan işe yarar, İrem'e güvenmekten başka çaremiz yok fakat... Dedi Melis Abla.

- Fakat?? dedi Emir

- Ya İrem bize bizdenmiş gibi yapıp aslında onlardansa? Yani onlar bize ajanlık için göndermişse ve biz de onlara ajan olarak gönderdik ki planlarımızı biliyor ve onların planlarının hepsini söylemedi, ona güvenebilirmiyiz, ne dersiniz?

- Haklı olabilirsin Melis abla. Dedi Derya.

- Bence güvenebiliriz, o benim bebeklik arkadaşım sayılır bize böyle bir ihanet yapacağını düşünmüyorum. Dedim

- Bu arada Sarp, Mine ve Batur nerede? dedi Alp hakkatten de neredeydiler? Cephaneden de dört balon eksikti.

- Olamaz, İnşallah düşündüğüm şey olmamıştır! Dedi Aysima.

- Çoktan olmuş bile. Dedi Kuzey ve karşıdan ıslanmış üç küçük çocuk koşarak bize doğru gelmeye başladılar.

- Abi bizi ıslattılar. Dedi Batur.

- Niye bizden habersiz gittiniz, şu anda yerimizi öğrenmiş olabilirler sizi izleyerek! dedi Murat, apar topar eşyaları topladık ve yer değiştirmeye koyulduk fakat bir metre ilerlemeden kıvırcık saçlı bir kız ve sarışın bir oğlan " ORADALAR" dedi ve bir düzine kadar çocuk ellerinde su balonlarıyla bize doğru koşmaya başladı.

- KAÇIN! diye bağırdı Murat fakat:

- HAYIR! Yeter artık bu kadar saklanmak yerlerinizde kalın ve cephaneleri kuşanın! dedi Melis abla bir komutan edasıyla.

- İrem abla gerçekten bize ihanet etmiş! Dedi Mine ve İrem'in elindeki iki su balonu gözüktü.

- Hayır Mineciğim, hiçbir şey göründüğü gibi olmayabilir! Bir menzil atışı yaptılar ve atışa başladılar. daha sonrasında bir grup çocuk arkamızda belirdi ve bizi iki taraftan sıkıştırdılar. İrem de galiba gerçekten onlara geçmişti, derken...

- Arkadaşlar neden bu su savaşını yapıyoruz ki çok saçma, bunu yapınca elimize ne geçecek; bir hiç!

- Bence çok eğlenceli karşı grubu gafil avlayıp çaresiz bir çıkmaza sokmak! Dedi Barkın

- Asıl eğlenceli olan bu! Dedi İrem ve elindeki iki su balonunu da Barkın'a attı ve bizim tarafa koşmaya başladı. Böylece savaş devam etti.

- Umarım bir ihanetçi olduğumu düşünmemişsinizdir, onları inandırmak pek güç olmuştu.

***

Hepimiz su savaşının ardından sırıl sıklam olmuştuk ama buna değerdi. Karşı taraf bizden sayıca üstün olmasına rağmen ilk beyaz bayrağı çıkaran olmuştu. Eee, tabii bu nedenle elimizde 3- 5 tane su balonu kalmıştı. Bunları da oğlanlar ellerinde tutuyor, birbirlerine atarmış gibi yapıp kendilerince karşısındakileri korkutuyorlardı. Murat elinde balonla oynarken birden " Bunu hanginize atayım?" diye sordu. Alp" Ben pek ıslanmadım, beni ıslatabilirsin." dedi. Oysaki Alp aramızda en çok ıslananlardandı. Alp sabit durdu. Murat da su balonunu attı ama o esnada Alp hınzırlık yaparak kenara çekildi ve su balonu 1. katın balkonundaki Ali Dedeye isabet etti. Ali Dede bizim sitede kendi dairesinin önünde oynamamıza kızar, sürekli" Sizi jandarmaya vereceğim, annenize babanıza söyleyeceğim, gidin kendi evinizin önünde oynayın!" diye şikayet ederdi. Biz de onu görünce " Dede geliyor!" diye kaçışırdık.

Adamcağız bir hışımla ayağa kalktı ve balkon kapısından içeri girdi. Derya" Eyvah, kesin şimdi bizi şikayet edecek." dedi. Ama keşke şikayet etseydi. Birden apartmanın kapısı açıldı ve adam bize doğru hızlı hızlı yürümeye başladı. Kimse arkasına bakmadan koştu ve geride kalanları umursamadı... Arkamızdan Mine'nin ağlayış sesi ve Sarp'ın bağırışları geliyordu. Batur ise kendinden geçmiş, donakalmıştı. Ama onları bekleyemezdik, kimse arkada kalanları umursamadan koşmaya devam etti...

Bir Yaz ÖyküsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin