13#Kimin göçüp gideceği belli mi şu fani dünyada?

112 18 5
                                    

Su'cuğumdan devam

Meriç gittikten sonra herkes hala bana salak gibi bakıyordu. Ne yani sevgilim olamaz mı? Bu kadar mı anormal bir durum? İlk defa öpülmüşte -dikkatinizi çekiyorum 'öpüşmüş' değil, 'öpülmüş' çünkü ben onu öpmedim.- olamam mı yani? Hayır yani onu da geçtim size ne? "Senden yani sizden bir açıklama bekliyoruz?" dedi Buğra'cığım. Buğra biraz sinirlenmişti.

"Hayır yani size ne? Ben birisini sevemez miyim? O değil de ben size karışıyor muyum? Buğra hariç hayır. Ama Buğra'ya da karışıyordum. Yani eskiden. Şu dakikadan sonra kimseye karışmıyorum. Bakın '-dum' dedim. Artık sana da karışmıyorum Buğra. İstediğinle sevgili olabilirsin. Ayırmayacağım da sizi. Zaten geri kalanınıza karışmıyorum. Siz de bana karışmayın." deyip biradan bir yudum aldım. Kaan bana yaklaşıp yanağımı öptü. "Neden bu kadar şaşırdılar ve kızdılar?"

"Tarihte ki ilk sevgilimsin. Ve beni ilk öpen de sensin. Ama sanırım öptüğünü bilmiyorlardır. Sanırım. Meriç hariç tabii. Öğrenseler belki Yağız ve Buğra seni gebertebilirlerdi. Buğra belki acırdı. Kuzenisin sonuçta ama Yağız için aynı şeyi söyleyemeyeceğim." deyip sırıttım. "Özür dilerim." deyip dudağının kenarını öptüm. Sırıttı. "Önemli değil."

Biramdan bir yudum daha aldım. Ona dönüp dudağındaki ruju sildim. Sırıtıp "Şöyle şeylere dikkat edersen sevinirim." dedim. Sırıttı ve dudaklarımı yanaktan öper gibi öpüp geri çekildi. "Dikkatle bizi izliyorlardı. Özür dilerim. Şimdi temizleyebilirsin. Daha yok!" dedi. Yüzüm ona dönük olduğu için rahatlıkla  yüzümü buruşturup "Şöyle şeyler yapmasan? Daha zor durumlarda yap. Mesela öpmek yerine daha sıkı sarılabilirsin. Mecbur kaldıkça yap. Hoşlanmıyorum."

"Peki." dediğinde parmağımla dudaklarındaki ruju bastıra bastıra sildim. Canını yakmaya çalışıyordum. Beni sürekli milletin içinde öpüp durması hoşuma gitmiyordu. Yüzünü buruşturduğunda gülümsedim. Bazen sadistleşiyor muydum? Tabiki hayır.

Slow bir parça çaldığında Kaan elini uzatıp "Bu dansı bana lütfeder misiniz?" dedi. Somurtup elimi eline yavaşça bıraktım. Dansa neredeyse herkes kalktığında bir adam sahneye çıkıp mikrafona yaklaştı. "Üç kere hızlı parça çalacak ve sonra slow parçaya geri geçecek. Hızlı parçalarda eş değiştireceksiniz. Son kalan eşinizle şarkının sonuna kadar dans edeceksiniz. İyi eğlenceler!" deyip sahneden indi. Parça hızlandığında kendimi Buğra'nın kollarında buldum. "Bu sevgili işini konuşacağız! Her ne kadar sevgilin kuzenim olsa da!"

"Hayır yani seni sevgililerinden ayırmış olabilirim ama en azından sevgilin vardı. Hem sen mutlu değildin, o ne olacak?  Sürtük olmasa ayırır mıydım Buğra? Sen onları kullandın, onlar da seni! Çıkar ilişkiniz vardı. Eğer gerçekten mutlu olsaydın ben senin mutluluğunu bozar mıydım? "

"Bak sorun tam da bu! Kaan -her ne kadar kuzenim de olsa- ona güvenmiyorum bir kızı mutlu etme konusunda. En fazla sürtükleri mutlu eder, seni edemez. Eskiden nasıl biri olduğunu biliyorum ve şimdi düzeldiğine inanmıyorum. Fransa'ya geri gidecek. Ailesinin, arkadaşlarının, okulunun olduğu yere, bütün hayatını geçirdiği yere geri dönecek."

"Biliyorum."

Şarkı hızlandığı için eşim tekrar değişti. Bu sefer Yağız'dı. Evet ikinci abi saldırısı. O ise umduğumun dışında sadece gözlerime baktı. Sevgili konusunda söylediği tek şey: "Bak, seni yargılamayacağım ama bu çocuğa güvenemedim. Nedenini bilmiyorum. Senin hayatına karışamam. Sen ne karar verirsen arkanda olur, seni savunurum ama olur da seni üzerse ben de onun gelmişi-." diyeceği şeyi kesip söze daldım. Çünkü ben dalgıcım işim bu! Su yerine bir Su olarak söze dalarım.

"Peki, aldım mesajı. Teşekkür ederim." deyip gülümsedim. Oda gülümsedi ve sakince dans etmeye devam ettik. "Cemre Yengem ile nasıl gidiyor?"

Kurtuldum DerkenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin