16#Bir susarsan canım kız trip atıyor şu an!

66 12 0
                                    

Hemen hazırlanıp kahvaltıya indim. "Herkese günaydın." deyip gülümsedim. Herkes "Günaydın." deyip gülümsedi. İlker Bey bana bakıp gülümsemesini büyüttü ve "Dün doğum günündü. Hediye olarak ne istersin kızım?" diye sordu.

"Aslında maddi bir şey istemiyorum. Bildiğiniz üzere eski okulumda bir tane yakın arkadaşım vardı. Onu burslu olarak şu anki okulumda okutabilir misiniz? Düşündüm de maddiymiş." deyip umutla yüzüne baktım.

"Tabii. Kim peki bu yakın arkadaşın?"

"Didem. Hem yetimhanede de aynı odadaydık. Oradan da arkadaşım arkadaşım. Sizin için sorun olursa eğer önemli değil. Aynı lisede olmadığımız arkadaş olmayacağız anlamına gelmiyor. Sorun olmaz." deyip tabağıma döndüm.

"Tabiki de sorun olmaz ama Yağız'ın arkadaşlarını sevmedin mi?"

"Sevdim. Hepsi iyi insanlar ama yeni tanıştık. Evet onlarla samimiyim ama Didem veya Buğra ile yakın olduğum kadar yakın olamıyorum. Mağlum Buğra ve Didem'le küçüklüğümden beri tanışıyorum. İster istemez bazen samimi olamıyorum."

"Peki. Halledeceğim ben o işi bu hafta içinde."

"Çok teşekkür ederim."

"Önemli değil, baban olarak bunu yapmalıyım." dedi gülümseyerek. Ona gülümseyerek bakıp Yağız'a döndüm. "Çıkalım mı artık?" diye sordum. Cevap vermeden kalktı.

********

Telefonumu açıp baktım. Mesaj vardı. Hem de Yuşa'dan! Dün dokuzda atmıştı mesajı, tabi ben sesten duyamadığım için görememiştim.

'Ya benim bugün işim çok uzadı ama doğum günün kutlu olsun yinede. Seni sevdiceğimle tanıştıracağım, kesinlikle. Bulmuşum senin gibi kafa kızı bırakır mıyım ayol? Zaten onu sevdiğimi bilen ilk, tek ve özel kişisin. ' yazıyordu. Hafifçe kıkırdadım. Arabada olduğumuz için Yağız bana tip tip baktı.

Okula vardığımızda inip seri adımlarla sınıfa çıktım. Onur'un yanında oturacaktım artık. Hem Onur ile iyi anlaşıyordum. Tam benim kafamdandı. Ergen ergen şakalar, soğuk espriler, mal mal şeylere gülmeler... Ne ararsan var. Hayatı kafana takarsan yaşayamazsın. Bu kadar net! Bu kadar basit! Duvar kenarına iyice yerleşerek Yuşa'yı aradım. Açar açmaz onun konuşmasına izin vermeden cıvıldayarak "Günaydın." dedim.

"Valla hiç gün aymadı be. Gözlerim ağrıyor. Hiç uyumadım o yüzden gün aymadı. "

Şaşkınlık içinde "Ciddi misin? İşin daha bitmedi mi?" diye sordum. İlk önce bir dakika kadar esnedi. Arkadaşım iyi tamam, anladık uykun var amma velakin esneyerek neden benim de uykumu getiriyorsun? Açıklasana biraz? Ben de kısa çaplı bir esnemeden sonra ona döndüm. "Sekreterimi izine çıkarttım. Hay çıkartmaz olaydım. İki günde dosyalar yığıldı. Bir de benim bakmam gereken dosyalarla daha da fazla oldu. Bir kaç dosya kaldı işimi bitirip eve gideceğim, yarına kadar uyanmayı düşünmüyorum. Belki ondan sonraki günde uyanmam. Bilemeyeceğim artık."

"Ay şu an öğrenci olmaktan o kadar memnun kaldım ki anlatamam. Yazık be sana da! Neyse ben senin mesajını yeni gördüm ya. Teşekkür ederim. Sana kolay gelsin. Bir ara tekrar ararım. İki gün geçince felan mazallah sol tarafından kaldırırım. Bir ara şu sevdiğinle buluşmalıyım."

"Bakarız. Hadi hadi kapat! Masada uyuyacağım yoksa. Ses tonun çok yumuşak zaten." dediğinde güldüm.  "Tamam, kapattım ben o zaman. Görüşürüz."

"Görüşürüz." dediğinde telefonu kapattım.  "Kiminle görüşüyorsun kız?" dedi yanıma oturmaya yeltenen Burcu. Ayaklarımı oturacağı yere uzattım. "Orası Onur'un yeri, arkaya otur bu günlük. Hem sen ben geldiğim zamanlar öndeydin. Geçsene yerine. Hem sana ne kiminle görüştüğümden?"

Kurtuldum DerkenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin