19#Çünkü... Aşkına daha geç ulaşmanı istiyorum.

69 9 0
                                    

Banka oturmuş Onur'un diyeceği şeyi bekliyordum. Mesajı  alınca hemen sahile gelmiştim. Bir bankta oturmuş denizi izliyordu dalgın dalgın. Yanına oturalı tamı tamına yarım saat olmuştu. 30 koca dakika ya! Ben şimdiye kadar onuncu rüyamı görürdüm belki de. Uykuma düşkün pek değilim aslında. Uyumayı sevmem ama uyudun mu da kalkmak bilmem. Böyle iğrenç bir ironi. Bende isterdim geç yatıp erken kalkmayı.

"Beni buraya neden çağırdığını anlayamıyorum."

"Anlayamazsın küçüğüm!" dedi bağırarak.

"Ciddi misin Onur ya? İğrençsin. Beni bile geçtin iğrençlik konusunda. Tebrikler! Yeşil çama da bağladın. Küçüğüm falan. Lan aramızda bir yaş var ne küçüklüğü bu." deyip alkışlamaya başladım.

"Aslında sana soğuk davranmıyorum. Sadece azıcık, minnacık, birazcık," işaret ve baş parmağı arasında bir miktar gösterdi. "Mesafe var o kadar. Bence pek mühim değil. Senin için de olmamalı."

"Sarhoş musun sen?" dedim yüzümü buruşturarak. "Yoooo, ne alakası var ki hem bunun konumuzla?"

"Bu bira kokusu -bira mı desem bok mu desem emin değilim. Sidik de olabilir. Güvenemiyorum bok da çıkabilir.- olduğu sürece sağlıklı yaşayacağımı sanmıyorum be Onur."

"Belki biraz içmiş olabilirim ama çok içmedim." dedi kendinden emin bir şekilde. "Diyorsun ki 'Hayal görüyorsun!'. Arkadaşım ayakta durmayı geçtim oturduğun yerde bile Hacıyatmaz gibi sallanıyorsun. Dalga mı geçiyorsun benimle?" dediğim zaman beni omuzlarımdan ittirip banka yaslattı. Kafasını dizlerime koyup ayaklarını bankın kolluğundan aşağıya doğru sallandırdı. Ellerimi saçlarının içine daldırdı ve oynamamı emretti.

"Beni az çok tanırsın. Yani en azından adımı biliyorsun bu da bir şeydir. Hayatımı merak ediyor musun?"

Her ne kadar deli gibi merak etsem de kafamı olumsuz anlamda iki yana salladım. Bu hareketime güldü. "İşte bu yüzden anlatacağım. Deli gibi merak etmene rağmen hayır diyorsun." deyip bir kahkaha attı.

"Şimdi babamı tanıyorsun. Annemi ama tanımazsın. Annem yok benim çünkü her ne kadar olmasını istesem de. O kadın benim annem değil. O kadın küçüklüğümden beri annemin yerine geçmeye çalışan bir şeytan. Başlarda yani on iki yıl kadar önce belki sinirimi bozsa da şimdi o kadar bozmuyor. Bozuyor ama o kadar değil sonuçta eve girdiğim yok. Neyse... Annem öldükten sonra babam o kadınla evlendi. Annem öldükten tam tamına 6 ay sonra. Neymiş ben annesiz büyümemeliymişim. Çok da umurumda amına koyayım. Evlenmiş ve boşanmış bir kadındı. O kadını görmemek için odamdan çıkmazdım başlarda. Öyle böyle 4 yıl geçti. Bu sefer Yağız ve Ateş ile tanıştım. Ondan sonra da dışarıdan içeriye girmemeye başladım. Yani orta okulun başlarında galiba tam hatırlamıyorum. Biz hep birlikte takıldık ama şunu söylemeden geçemeyeceğim. Ben de Ateş'e daha yakındım, Yağız'da. Sanırım bizi birlikte tutan kişi burada Ateş oluyor. Yağız'la birbirimizi severiz ama yinede ne bileyim yakın olsak da aramızda bir mesafe var gibi hep.

" Tam olarak liseye geçtiğimde babam beni eve hiç sokamadı. O kadından o kadar tiksiniyordum ki anlatamam. Gerçi hala tiksiniyorum ama o zaman daha fazlaydı. Kardeşim olmasını isterdim hep. O kadın belki bana kardeş verebilirdi. Verseydi aramızdaki buzları eritmeyi düşündüm. Ama veremedi. Çünkü geri zekâlı kadın ilk evliliğindeki ilk çocuğunu aldırmış ve rahmine zarar verdirtmiş. Aklıma geldikçe çıldıracak gibi oluyorum. Ya sen küçücük masum bir varlıktan ne istedin? " deyip saçlarını çekmeye başladı.

Canını yakmaktan çok rüyadaymış ve uyanmak istiyormuş gibiydi. Engel olmadım. Olamadım değil, olmadım. Çünkü acısı hiç bir zaman geçmeyecekti. Bunu fark etmesi gerekiyordu. Biraz zaman geçtikten sonra sakinleşti ve anlatmaya devam etti.

Kurtuldum DerkenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin