18#Nerede saplık, orada Su'luluk!

80 12 0
                                    

"Aslında burada top 100 listem var." deyip sırıttım.

"Peki ben kaçıncıyım?"

"Listemde olduğunu kim söyledi?"

"Listende olmadığımı kim söyledi?"

"Kabul varsın ama kaçıncı olduğunu söylemeyeceğim." deyip elimle ağızımdaki hayali fermuarı çektim ve kilitledim. Anahtarı çıkartıp fırlattım. 

"Peki..." deyip dünyaya güzel bir gülümseme bahşetti. "Eee. Napıyorsun?" dedi Didem.

"Didem'di değil mi?" dedi.

"Evet Didem." deyip gülümsedi Didem.

Kaşlarımı çattım. Ne yani yeni tanıdığı birine gerçekte kullandığı adını mı söylemişti? Ciddi miydi bu kız? Gözlerimi kısarak ona diktim bakışlarımı. "Ne olsun? Evde test çözmeye çalışıyorum." dediğinde Didem dudaklarını büzüp "Gerçekten çözen var mı ki? Herkes çözmeye çalışıyor." dedi.

"Yoo ben gayette çözüyorum. Siz beceriksizseniz millet ne yapsın?" deyip tek kaşımı kaldırdım. Çağlar gülümsedi.

"Biz ona beceriksizlik demeyelim de, üşengeçlik diyelim. Anne, baba, kardeş, kazık diyelim de beceriksizlik demeyelim. " dediğinde ben de güldüm. "Valla siz ne derseniz deyin ama ben ona beceriksizlik diyorum." dedim. Didem'e dönüp " Kaldır koca götünü işimiz var." diyerek çirkefleştim. Belimi cimcikleyerek "Sensin o!" dedi. Ben de Çağlar'a dönüp "Doğru söyle kimin götü daha büyük?" deyip kaşlarımı havaya tehdit eder şekilde kaldırdım.

O sırada nereden geldiğini bilmediğim bir adet mal fırladı. Bildiğin o an devaju yaşıyordum. Siz 'Neden devaju yaşıyorsun?' diyeceksiniz. Haklısınız çünkü bütün arkadaşlarım mal, size de hak veriyorum. Amma velâkin benim her zaman 'mal' dediğim bir tek Buğra var. Böyle bir an yaşadığımı hatırlıyordum. Zamanı yoktu lâkin.

"Senin ciddi ciddi belanı sikerim. Sen de mal mal soru sorma insanlara!" deyip kafama şaplağı yapıştırdı. Kafamı tutup ona sövmeye başlamadan önce "Azıcık beyin hücrem vardı. Olan hücrelerimi de kafama vura vura bırakmadın. Kalmadı burada hücre!" deyip kafamı işaret ettim. "Yakında yatıracaksınız Bakırköy'e beni, göreceğim ben o zaman sizi. Allah'ın piçleri! O değilde kâfiyenin amına koydum şu an!" deyip söverek sınıftan çıktım. Sonra tekrar girip "Hem senin ne bok işin var burada. İyice burayı evin gibi belledin he!" dedim. Cevap vermesini beklemeden çıktım sınıftan. Küçük çaplı çığlıklar atarak ayağımı yere vura vura kantine indim. Kahve alıp sınıfa çıkmak için merdivenlere yöneldim. Tam o sırada üstüme doğru koşan birisini gördüm. Ama çekilemeden bana çarpmıştı. Elime gelen kahveyle ani bir şok geçirdim. Çocuk tam benden özür dileyecekken Onur çocuğun sözünü kesti. "Lan önüne baksa-" diyemeden ben de onun sözünü kestim. "Bıktım be sizden! Lan tanışalı bir ay oldu daha ya! Bana bir Buğra yetiyordu, şimdi oldu 4 Buğra! Sana ne! Sen benim neyimsin ya?" deyip kızlar tuvaletine girip soğuk suyun altına elimi tuttum. Dişlerimi sıkmaktan çenem ağrımaya başlamıştı. Kantine tekrar inip sakız aldım ve hırsla çiğnemeye başladım. Sınıfa girip hocadan özür diledim. Hepsinin gözü benim üstümdeydi, Buğra'nın bi- Ne Buğra mı?! Bir tek boş yer onun yanı olduğu için sinirle yanına oturdum. "Senin burada ne işin var?" diye tısladım hemen.

"Misafir öğrenciyim." deyip sırıttı. Bir an da Onur'a dediklerim aklıma geldi. Dediklerim kulağımda çınlamaya başladı. Onu gerçekten kırmış olmalıydım. "Bıktım be sizden! Lan tanışalı bir ay oldu daha ya! Bana bir Buğra yetiyordu, şimdi oldu 4 Buğra! Sana ne! Sen benim neyinsin ya?"

"Sana ne! Sen benim neyimsin ya?"

"Sana ne!"

"Sen benim neyimsin ya?"

Kurtuldum DerkenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin