20#Orada duracaksın liseli!

68 11 0
                                    

Su

Buğra ve Burcu gittikten sonra bir kaç saat daha uyudum. Kalktığımda saat öğleden sonra 3'tü. Banyoya gidip işlerimi hallettim ve kıyafetlerimden buz mavisi bir kot, beyaz bir t-shirt, beyaz bez ayakkabıları çıkarttım. Duşa girip kısa bir duşun ardından giyindim ve saçımı taradım. Kısa olduğu için hemen kuruyordu zaten. Boyası akmıştı ama yinede güzeldi be!

Odadan çıkıp evi gezmeye başladım. Yağız'ı, Onur'u ve Didem'i salonda bulduğumda derin bir nefes aldım. "Hadi Didem gidelim."

"Tamam da nereye gideceğiz?"

"Hiç öyle takılırız."

Kafasını sallayarak beni onayladı ve çantasını toparladı. Birlikte kapıya doğru yürürken Onur'un sesini duydum. "Nereye?"

"Gezeceğiz."

"Bende geleceğim."

Hiç itiraz edecek takatim olmadığı için kısa bir kafa sallamasıyla onu onayladım. Kapıyı açtığımda gördüğüm kişiyle bir an afalladım.

"Ne o çok mu şaşırdın?"

"Valla Çağlar ne yalan söyleyeyim baya bir şaşırdım."

"Dışarı çıkalım diyecektim."

"Biz çıkıyorduk sende gel." dediğim zaman beni onayladı. Dördümüz çıktığımızda "Sinemaya gidelim mi?" diye yapabileceğimiz bir şey önerdim.
"Bana uyar." gibi onay cümlelerinden sonra yola koyulduk. Gişenin önündeyken hangi tür filme gireceğimiz konusunda tartışmaya başlamıştık bile. "Bence gerilim." dedim, gözlerimi büyültüp korkutucu olduğunu düşündüğüm bir şekilde etrafa bakarak. "Bence de." diyerek beni onayladı Çağlar. Didem'in düşüncesini biliyordum zaten.

"Aşk olsun." dediğinde Didem yanılmamıştım ama bir problem vardı Onur da aynı şeyi söylemişti hem de aynı anda. Gözlerimi devirip "Hadi size kolay gelsin, bize müsade." deyip Çağlar'ın elini tuttum ve onu sürüklemeye başladım. Bilet alıp salona girdik. Yerimizi bulup oturduğumuzda bana döndü. Yutkunup gözlerimin içine baktı. Derince bir nefes verip "Sinemadan sonra bir yere gidelim mi? Sadece ikimiz?" dedi. Biraz garipsemiştim ama kafamı salladım.

Film başladığında göz devirdim. Klasik korku filmi başlama müziği. Ciddi misiniz? İlk yarının bitmesine 20 dakika kala artık daha fazla dayanamayacağımı düşündüm. Çağlar'a dönüp "Ben çok sıkıldım. Gidelim mi?" diye fısıldadım. Kalkıp elimi tuttu ve beni çekiştirmeye başladı. Elimi elinin arasına aldığında vücuduma elektrik akımı vermiş gibi kısa bir titreme geldi.

Arabasına bindiğimizde ona dönüp gülümsedim. "Şimdi sana nereye gittiğimizi sorsam," deyip dudağımı dişledim ve biraz bekledim. "Söylemezsin değil mi?"

Güzel bir kahkaha atıp başını iki yana salladı. Didem'e kısa bir ben evdeyim mesajı attıktan sonra telefonu tamamen kapattım. Çünkü kapatmazsam 5N 1K sorularına maruz kalacaktım. Böyle bir şeye gerek olmadığını düşündüğüm için telefonumu kapattım. Telefonu cebime tıkıştırıp Çağlar'a döndüm. Yüzünü incelemeye başladım.

Yeşil kocaman gözleri vardı. Kirpikleri uzun ve çoktu. Elmacık kemikleri çok çıkıktı ve bu ona çok yakışıyordu. Simsiyah saçları vardı. Biçimli kaşları saçlarını tamamlayan unsurlardan biriydi. Burnu ne küçük ne büyüktü. Yüz hatlarını ezberlemek istercesine inceledim. En küçük ayrıntısına kadar, ince ince her şeyini inceledim. Çok hoş birisiydi ve ben ondan sanırım birazcık hoşlanıyor olabilirdim.

Araba durduğunda kafasını bana çevirdi. Ben ise o bana dönerken kapıyı açmış arabadan iniyordum.

"Ee, burası sahil. Biz bu soğuk havada burada ne arıyoruz?" dedim kaşlarımı kaldırarak.

Kurtuldum DerkenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin