6#Ben İdil Su ama sen kısaca İdil Su yada Su diyebilirsin.

172 43 0
                                    

Masanın birinde oturan Buğra'nın yanına gidip hemen oturdum.

"Ne işin var aşkım?"

"Senin okulun, benim okulum. Senin arkadaşların, benim arkadaşlarım diyip geldim."

"Buğra bir git sana ne benim yeni okulumdan, sana ne benim yeni arkadaşlarımdan? Lan benim velim misin? Annem misin? Babam mısın anasını satayım? Ya bir rahat bırak! Adam akıllı okula bile gelemiyoruz. Hem sen nereden öğrendin lan okulun adresini? Ben bile bilmiyordum sen nasıl öğrendin? Abiciğim Buğraşkım hadi git lütfen. Rezil oluyorum. Tamam yakışıklısın zaten arada yavşıyorum da ama böyle olmaz ki! Anladık seviyorsun beni haklısın ben de beni seviyorum ama bu sevgi fazla değil mi? Bak burada da bir abim var merak etme."

"Sırayla sorularını cevaplıyorum. Okulun ve arkadaşların beni ilgilendirir güvenmem lazım. Annen de değilim baban da değilim ama ne var biliyor musun? Ben seni gerçek kardeşim olarak benimsedim. Kayıtlarda yanındaki abin olarak gözüksede ben de abinim. Gizli takip diye bir şey vardır. Bilir misin? Heh işte öğle öğrendim. Hem şuradan geçen birine sorsan bu koleji  hemen gösterirler. Hem unutma ki sen orada iken ben dışarıdaydım bebeğim. Bana yavşadığını biliyorum hem bu sevgi fazla değil ve de ben keyfimden burada değilim buradaki herkes şu şahsiyetin kardeşi olduğunu öğrenmiştir. Sevgili rolünü de ben üstleniyorum."

"Aman tanrım didim. TKM -taş, kaya, meteor- üçlememi kurdum. Çakma da olsan sevgilim olduğuna göre dışarıda kızların ağzına sıçabilirim en azından okulun yakınlarında olduğumuz zaman. Gerçi ben yine ağızlarına sıçarım ama olsun!" dedim sevinçle ve sinsice sırıttım. Sağ tarafıma döndüğümde bana dik dik bakan bir adet Buğra gördüm.

"Hass... Ben bunu içimden söylememiş miyim? Siz tanışın." diyip şirince sırıttım ve hem koşturmaya başladım merdivenlere doğru. "Ben gidiyorum hadi bye bye." diyip merdivenleri çıkmaya başladım. Birisi bana çarpınca çirkefleştim.

"Salak mısın lan sen? Niye önüne bakmıyorsun?"

Gözlerimiz kesinşince aynı anda "Yine mi sen?" diye bağırdık.

"Hay şansızlığımı siksinler ama ya!"

"İlk defa seninle aynı fikirdeyim Su."

"Bana Su deme, adım İdil Su! Tamam sakinim. Hadi sen bana müdürün odasını göster de gideyim Onur."

"Arkana baksan görürsün zaten."

"Hımm. Peki." diyip hemen arkamdaki müdürün odasına girdim. Müdür önündeki dosyalardan kafasını kaldırıp bana baktı.

"İdil Su değil mi?" dedi. Kafamı sallayarak onu onayladım. Bir ton kelime fazlalığından sonra elime bir kağıt tutuşturdu. Zil çaldığı için hoca derse girmiş olmalıydı. Kağıda baktım ve hocanın tarif ettiği yerden sınıfların şubelerine baka baka sınıfımı aramaya başladım.

12-E

12-D

12-C

Ve sonunda 12-B. Kapıyı çalıp içeri girdim. Herkes bana bakarken birisi "Okulun sahibinin kızı bizim sınıfta mı?" dedi. Hocaya bir şey demeden sınıfta göz gezdirdim iki tane boş yer vardı. Cam tarafında en arka ve bir ön sırasında. En arkada oturanı tanımıyordum ama gayet cool bir tipi vardı. Kumrala kaçan ama sarı olan saçları ve yeşil gözleri ile büyük ihtimalle okulun en yakışıklısıydı. Onun önünde ise Onur oturuyordu. Onur'un sırasına giderken kısıkça küfürler savurdum. Oturur oturmaz Onur'a döndüm ve "Ağzını açarsan kısır kalırsın!" diye tısladım. Telefonumu çıkartıp Yağız'a mesaj attım.

Kime: Yağız

Okul sizin mi?

Kimden: Yağız

Kurtuldum DerkenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin