Nefret

134 9 0
                                    

TUĞÇE

Bugün okul vardı. Aslında gitmek istemiyordum. Ama aklıma egemen geldi ve sırf onu görebilmek için okula gitmeye karar verdim. Okula geldiğimizde hazal ve ben bahçeye indik. Bi anda gözüme yine egemen takıldı. Dağınık saçları, ve okul formasıyla ciddi anlamda yakışıklı gözüküyordu. Gerçi o benim için her zaman yakışıklıydı...

İlk ders bitmişti ve zil çalmıştı. Hazalla bahçeye indik. Birden yanımıza bir çocuk geldi. 20'li yaşlarda falan gözüküyordu. Elinde bir paket vardı. Bana dönerek ; "şey merhaba..bunlar müdüre gönderildi de beni onun odasına götürürmüsün acaba?" hemen cevap verdim. "tabi ki, gel benimle" tam merdivenlerin ordan çıkıyorduk ki egemen benim kolumu tuttu ve beni kendine çekti. Baya bi sinirli gözüküyordu. Çocuğa döndü ve; "müdürün odası koridorun sağında" dedi ve beni okulun arka bahçesine doğru sürüklemeye başladı. Ben ne olduğunu anlamıyordum. Neden bu kadar sinirlenmişti ki? Beni duvara yasladı ve gözümün içine baktı. "Utanmıyor musun sen elin adamlarını müdürün odasına götürmeye!" sesi bayağı sert çıkmıştı. Ama benim anlamadığım bunda ne vardı ki? Ona döndüm ve "ne var bunda çocuk rica etti bende tamam dedim, niye bu kadar abarttın anlamıyorum." 

"istesende anlayamazsın zaten, her neyse bundan sonra hiçbir erkekle muhattap olmanı istemiyorum" Bu ne demekti şimdi? Ne hakla bana karışıyordu? Tamam bu durum hoşuma gitmişti ama egemen ona olan duygularımı anlamasın diye sert çıkışmaya çalıştım. "sanane egemen bana karışamazsın" dedim. "bal gibi de karışırım" cevap verdim ve "ne hakla" dedim. "Bu seni ilgilendirmez" dedi. Kendimi gülmemek için zor tutuyordum. "Yoksa sen beni kıskandın mı" dedim. Ama dediğime bin pişman oldum keşke demeseydim. Bana yaklaştı ve "sen kendini ne sanıyosunda ben seni kıskancam lan, sen kimsin ki? hayır yani kendini benim için önemli mi sanıyorsun? ben hiç kimseyi kıskanmam. Hele ki seni asla.." kulaklarıma inanamıyordum. Bu çocuğun amacı neydi? Daha geçen gün bana onun için özel olduğumu söylemişti. Şimdi birden ne değiştide böyle dedi. Kendimi ağlamamak için zor tutuyordum. Ona döndüm ve "birdaha sakın bana karışma ve karşıma çıkma" diye bağırdım ve oradan uzaklaşarak tuvalete girdim. Söyledikleri hala kulağımı tırmalıyordu. Bu kadar mı nefret ediyordu benden? Ben onu delice severken..Onun yaptıkları. Dayanamadım ve göz yaşlarımı serbest bıraktım. Hıçkırıklarla ağlıyordum. Aşık olduğum kişinin bana bunları demesi çok ağrıma gitmişti. Kalbimin acıdığını hissediyordum....

EGEMEN

Tuğçeye çok sert çıkışmıştım. Ama buna mecburdum. Eğer kıskandığımı ona söyleseydim ona aşık olduğumu anlayacaktı. Ben ona o sözleri söylediğimde çok şaşırmıştı sanki benden bu lafları beklemiyor gibiydi. O an onu ne kadar kırdığımı hissettim. Tuğçenin gözlerinde bana olan sevgisini görebiliyordum. Keşke ona içimi dökebilsem.. Ama ya ben onu üzersem? İşte bundan çok korkuyordum. Onu üzmekten.. Ben zaten ona göre biri değildim ki. Daha doğrusu ben kimseye göre değildim. Ben ne anlardım ki sevmekten sevilmekten? Anca karşıma çıkan herkesi üzen birisiydim. Ama bu defa farklıydı. Sevmeyi öğrendim.. Tuğçe'yi en güzel, en çok ben sevebilirdim. Aynı zamanda ona en çok acıyı çektiren kişi de bendim...Ben bile kendimden bu denli nefret ederken tuğçe neden beni sevsin ki?...

Okul çıkışı olmuştu. Artık kararlıydım bugün tuğçeye onu sevdiğimi söyleyecektim. Yanına gittim ve "biraz konuşabilir miyiz" dedim. Şaşırmıştı ama yanıma geldi."seninle konuşacak hiç bir şeyim yok" "tuğçe bak beni dinlemelisin" Gözlerindeki acıyı ve nefreti görebiliyordum. Bana döndü ve "seni dinlemek istemiyorum... Senden nefret ediyorum" dedi ve gitti. Orada donup kalmıştım. Ben pisliğin tekiydim. Onun üzülmesine sebep olan da bendim, yaralarına merhem olacak kişi de bendim...

Seviyoruz Napalım?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin