❅ Kırılmış Kum Saati | 4

5.8K 402 141
                                    

-4-

MARDİN

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

MARDİN

Çiçekçi dükkânının sahibi, "Azad Ağa" yazdığı küçük kâğıdı asmin çiçekleriyle dolu büyük sepetin içine koydu. İçeri giren müşteriye "Hoş geldiniz." derken üst üste gelmiş çiçekleri düzenliyordu.

"Merhaba, çiçek bakıyordum ben."

"Tabi, buyurun. Nasıl bir şey arıyorsunuz?"

Kırmızı gül gibi genelleşmiş bir çiçek almak istemiyordu adam. Değişik, özel ve bir o kadar da doğal bir şeye bakınıyordu. Bir süre farklı ve salaş şeyler görebilme umuduyla göz gezdirdikten sonra sepetin içindeki çiçeklere takıldı bakışları. "Şu çiçeklerden bir buket alabilir miyim?"

"Onlar satılık değil."

"Nasıl yani?"

"Satılık değil kardeşim."

"Neden?"

"Ayırtıldı da ondan. Azad Ağa için..."

Başını iki yana salladı adam. Buralarda yaşamıyordu, karısıyla iş seyahati için gelmişti. İşlerinin yanı sıra güzel vakit geçirmekti amacı. Böyle bir cevabı hiç beklemediğinden şaşırdı. "Bu çiçekçi onun mu?"

"Hayır, ama bugün eski yavuklusunun ölüm yıldönümü. Her sene bugün, buradan koca bir sepet Asmin çiçeği satın alır. Uzun süredir bu böyle olduğu için ben de alıştım ayırmaya, sormuyorum. O da bir şey söylemiyor, çiçekleri alıp gidiyor. İyisi mi sen başka çiçek bak kardeşim."

Pantolonunun arka cebinden cüzdanını çıkarırken biraz bozulmuştu. "İyi o zaman, papatya var mı?" İçinden "Böyle şeyi de ilk defa görüyorum." diye söylense de etkilendiği çok açıktı. Tüm çiçeklerin bir adama ayrılmasına mı, yoksa bu durumun âdete dönüşmesine mi şaşırsa bilemedi.

Kapıdan içeri girdiğinde saate bakmak aklına bile gelmedi. Gerekirse arkadaşı biraz daha bekleyebilirdi. Çiçekçi onu görünce saygıyla eğildi.

"Ağam, hoş gelmişsin."

"Hoş bulduk Mehmet. Benim Asminlerim hazır mı?"

"Hazır olmaz mı, hazır tabi. Gitmeden bir kahvemizi iç ağam?"

"Başka zaman, sağ olasın." Çiçeklerini aldıktan sonra uzattığı parayı "Aman ağam, ne yaptın?" diyerek kabul etmeyen adamın gömlek cebine zorla sıkıştırdı. "Al şunu, çiğneme sözümü." dedi kısaca. Çalan telefonunu meşgule aldı ve "Kolay gelsin." diyerek dükkândan çıktı. Çiçeklere baktı bir süre. Gözleri dolar gibi olmuştu. Saniyeler içinde kendini toparlayıp arabasının arka koltuğuna bıraktı çiçek sepetini. Ön koltuğa yerleşirken çalan telefonunu açtı. "Alo."

"Oğlum neredesin ya? İyi ki geldiğimi haber ettim, yoksa seneye gelirdin herhalde! Ağaç ettin beni burada!"

"Bir yere uğramam gerekiyor."

Kırılmış Kum Saati ღBİTTİღHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin