fourteenth page

5K 543 37
                                    

14 Şubat 2013
10:55 pm

Bugün seni takip ettim. Daha doğrusu etmeye çalıştım fakat sonu hüsranla bitti. Aslında otobüse bindiğimde, elindeki o süslü karton çantaları gördüğümde hiç başlamamalıydım bu takip işine ama kendimi durduramadım. Nedenini ben de bilmiyorum.
Bugün uyumamıştın. Bu yüzden karşına değil de çarprazına denk gelen dörtlü koltukların olduğu kısma oturup izledim seni. Uyumuyordun, çünkü elinde çantalar vardı. Muhtemelen onlara birşey olmasın diye uyumadın. Son durağa geldiğimizde indin ve yürümeye başladın. Seni tekrar kaybetmemek için adımlarımı büyük büyük atmaya çalıştım. Beni fark etmen umrumda olmadı, çünkü seni takip ettiğimi bile anlamayacaktın. Bir o kadar da umursamaz olduğunu biliyordum. Beni yanıltmadın ve yol boyunca dönüp arkana bile bakmadın. Ana caddeden geçtik, ara sokaklarda yürüdük ve ben geldiğimiz yerin şaşkınlığını üzerimden atamadan, sen Big Hit Entertainment'ın yanındaki kafeye girdin. O an anlamıştım bugün, sevgililer günüydü. O süslü çantalar, kız arkadaşın içindi. Herkes bu günün tadını çıkarırken, ben kırılmış hayallerimi toparlayıp evin yolunu tuttum. Saçmaydı belki yaptığım şeyler, düşüncelerim.. Ama merak ediyordum işte. O kadar kafe varken neden özellikle orayı seçtin bilemiyordum ama, bunu görmek beni epey bi şaşırtmıştı. Aslında normal değil miydi? Sonuçta bir kız arkadaşın olabilirdi. Ona hediyeler alabilirdin. Onu sevebilirdin... Ben sana bu denli yabancıyken, böyle düşünmeye hakkım yok değil mi? Sonuçta bir gün, ikimiz de bu otobüse binmeyi kestiğimizde birbirimizi bir daha görmeyeceğiz. Daha doğrusu, ben görmeyeceğim. Sen zaten görmüyorsun, fark eden birşey olmayacak.
Yine de, artık 14 Şubattan nefret ediyorum.
Bugün seni o şekilde görmemeliydim.
Nedensizce hazmedemiyorum.
Ben aylardır seni sadece uyurken izleyebilirken,
senin gülüşünü başka kızların görmesini istemiyorum.

MAEIL [ Min Yoongi ] ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin