Bölüm 1
Aşkın Toprak
Parmak uçlarımdan sızarak kağıda damlayan fikirleri izledim. Birkaç saattir burada kambur bir halde oturarak elimde ki gerdanlık tasarımıyla uğraşıyor olmak zihnimi durulaştırmış ve sadece kendime odaklanmamı sağlamıştı. Sahi en son ne zaman kendim olmuştum?
Bu soruya 'hatırlamıyorum' cevabını vermek istediğimi ve bu istekle dünden bu güne kabuk bağlamasına izin vermediğim yaramdan kan sızmasına neden oldu. En son göz pınarlarım kuruyana kadar ağlamadan önce ben olmuştum. Bir çiftin düğünün hemen bir hafta öncesi elimde ki pembe pamuk şekeri yüzüme bulaştırdığımdan dolayı bir çift alaycı lacivert göz ile ben olmayı başarmıştım. Daha sonrası yoktu. O gün dershaneye giden küçük kız çocuğunun son günüydü. O günün ardından yaşamayı kabullenmeyen biri olup çıkmış ve ben ben olmayı bırakmıştım. Ta ki yapmam gerekenlerin bilincine vardığımda.
Düşünce silsilesinden beni çeken şey Şeyda ve Beyza'nın bir ağızdan "Aşkın!" diye bağırışı oldu. Dilimde ki alışılagelmişim olan metalik tadı önümde duran su ile giderdiğimde aynı ses bir kez daha kulağıma ulaştı "Efendim!" odamın içinde bağırdığımda Şeyda içeri resmen dalarak girmiş ve "Bomba haberlerim var!" diyerek kulaklarıma cırlamasını gönderdi. Arkasından daha sakin bir biçimde içeri giren Beyza'nın da yüzünde ki heyecanı gördüğümde vücudumu tam anlamıyla onlara yönelttim. Ben daha ağızımı açmadan "Hani iş başvurun var yaa..." diye lafa giren Şeyda'ya "Evet var." Diye cevap verdim. Bir süre yüzüme aval aval baktıktan sonra kafama dank eden gerçek ile gözlerim irileşti "Hadi canım!?" diye ayağa fırladım "Ciddimisiniz?" Beyza da ayağa kalkıp kocaman gülerek "Hem de en ciddisinden!" dediğinde yerimde zıplamaya başladım. İlaç gibi tabiri şu an tam bana uyuyordu. Kızlar da en az benim kadar mutlu olduklarını belirtmekten çekinmiyor evin içinde zıplayıp çığlık atıyorlardı. Mutluluğumu en üst seviyelerde yaşarken kulağıma gelen mesaj sesiyle durup telefonumu aldım. Benimle beraber kızlar da durmuştu. Mesajı açtığımda gördüğüm yazı ile bir çığlık daha kopardım
Gönderen: 05xxxxxxxxx
Sayın Aşkın Toprak,
İş başvurunuz değerlendirilmiş ve onaylanmıştır. En kısa zamanda sizi şirketimizde görmek isteriz. İyi günler.
KarSan şirketler gurubu.
Telefonda ki mesajı kızlar da gördüğünde "Ben hemen hazırlanayım. Hadi çıkın dışarı!" diyerek kızları postaladıktan sonra kendimi dolabımın önüne attım. Bu iş o kadar muazzam olmuştu ki... Uzun zamandır iş arıyordum. Okulum tam anlamıyla bitmediğinde dolayı ise herkes aynı cevabı vermişti 'Okulunuz bittikten sonra işe alabiliriz' Okuluma son 2 ay kalmıştı ve işe almıyorlardı ama şu an ülkenin en önde gelen mücevharat ve tekstil firmasında işe başlıyacaktım! Bunun mükemmelliği ile dolabımdan bordo renk kalem elbisemi çıkardım. Mükemmel iş yerim için mükemmel görünmek zorundaydım. Bir anda aklıma gelen süliet ile ürperdiğimi hissettim. Karahan? Uzun zamandır bu çalışacağım şirket ile ortaktı ve bu yüzden şirketin adı KarSan idi. Yüzümde ki endişeyi aynadan izlerken iç sesim 'Unutma karısı ile Amerika da yaşıyor' ya da 'Zaten kendi şirketi ile daha çok ilgileniyordur.' Gibi teskin cümleleri ile içimi rahatlatmaya çabalıyordum. Kafamı geri atarak derin bir nefes aldım. Onu unutmak zorundaydım. Her şeyi ile o başkasına aitti! Evliydi ve magazin programlarından bildiğim kadarıyla mutlu bir evliliği vardı. Onu unutmak ve yoluma bakmak adına direk üzerimde ki pijamadan kurtulup elbisemi giyindim. Koyu renk elbisem dolayısıyla beyaz tenim içinde parlamıştı. Zihnimi dağıtmak için hızlı hareket ediyor ve hiçbir şeyin önüme çıkmasına izin vermeyeceğimi kendime hatırlatmak durumunda kalıyordum. Saçlarımı öncelikle açarak durumuna göz gezdirdim. Şükür ki yağlı değillerdi. Belime dökülen kahve rengi saçlarımı önce hafifçe dalgalandırıp sonra da bağlamak için maşayı prize taktım. Heyecanım dinmek bilmiyordu. Saçlarımı dalgalandırmaya başladığımda gözlerim çizimlerime kaydı. Neyse ki götürmek istediğim çizimler hazır halde duruyorlardı. Gözlerim son çizdiğim gerdanlığa kaydığında onu götürmek ve götürmemek arasında kaldığımı hissediyordum. Fazlasıyla güzel olmuştu. Çizimlerim konusunda mütevaziliği bir kenara kaldırıyordum. Çünkü onlar benim her daim sakladığım duygu topluluğumun dışa vuruşlarıydı.
En sonunda hazır olan saçlarıma ve elbisemi beğeni ile süzdüm. Makyajıma başladığımda abartıdan kaçınıyordum. Boya küpüne girmeye lüzum yoktu. Her şeyim ile tam anlamıyla hazır olduğumda ise siyah dosyamı elime alarak odadan ayrıldım. Kızların şans dilekleri eşliğinde evden ayrıldığımda birkaç dakika öylece kala kaldım. Ne yapmam gerektiğini zihnimde eşleştirdiğimde ise adımlarım evimin yakınında ki taksi durağına ilerledi. "Git ve kendini göster Aşkın!" beynim verdiğim konut eşliğinde bedenimi dikleştirmemi sağlamış ve hızlı keskin adımlar ile yürümeye başlamıştım. Taksi durağına geldiğim an 40'lı yaşlarda bir adamın yönlendirmesi ile taksiye bindiğim gibi "KarSan şirketine lütfen." Dediğimde kafa sallayarak arabayı hareket ettirdi. Dosyamı açarak çizimlerime baktım. Üzerinde saatlerce ve hatta günlerce çalıştığım tasarımlarım hak ettikleri yeri bulacaklardı. Bunun sevinci bedenimde adrenalin salgılıyor ve sırtımdan soğuk terler akıtmama neden oluyordu.
Taksinin durduğunu fark ettiğimde 'görkem' için oluşturulmuş binaya ilerlemeye başladım. Her yerden pahalıyım diye bağıran sesler duymak mümkündü. İçeriye girdiğim an nutkum tutuldu. Siyah, gri ve kırmızının eşsiz uyumunun hakim olduğu şirketi daha önce resimlerden görsem bile mükemmellik akıyordu her yerden. Terleyen avuç içlerimi açarak rahatlatmaya çalıştığımda yanıma yaklaşan güvenlik görevlisinin "Buyrun hanımefendi." Diyen sesiyle irkilsemde ardından gülümseyerek "Benim iş görüşmem kabul edildiği için buradayım da." Dediğimde hemen yüzünde bir gülümseme ile "Liütfen beni takip edin." Diyerek cebinden çıkardığı kartla beraber içeri girmemi sağladı. Yürümeye başladığımda üzerimi süzen ve hakkımda konuşan fısıltıları zihnim elbette süzgeçten geçiriyordu. Danışmaya geldiğimde ise karşımda duran adamın kahverengi gözleri üzerime dikildi "Buyrun?" boğazımı temizlemenin ardından "İş başvurum onaylanmış onun için buradayım." Dediğim an hemen yanında ki kız adamı iterek karşıma geçti "İsminiz?" gözlerinden bir anda geçen duyguları tek tek izledim kıskançlık, garipseme ve haset "Aşkın Toprak." Eline telefonu alarak parmağını bir dakika' dercesine havaya kaldırdı. Kızın hallerini es geçerek heyecanımı yutmaya çalıştım. Ve bunda başarılı olduğuma adım kadar emindim. Uzun zamandır duygularımı kimseye belli etmiyor ve 'gizemli' sıfatını üzerimde hakkıyla taşıyordum. Kızın konuşması sonlandığında ise aniden karşıma çıkan adam ile beraber korkarak geriye çekildi. Ödüm patlamıştı! Kaşlarımı çatarak baktığımda "Üz-üzgünüm Aşkın hanım sizi görünce..." nasıl konuşacağını şaşırmış halde beni izliyordu "Problem değil beyefendi." Demem soğuk ses tonumu ortaya çıkardı. Mesafe. İnsanlar üzerinde ki tüm etkim bu yöndeydi. Hemen heyecanlı haline dönerek "Ben Emir. Sizi yönlendirmek için görevlendirdim." Dediğinde kafamı sallayarak onayladım. Bir çok göz üzerimizde dolanıyordu. Emir bey'i süzdüğümde gerçekten de yakışıklı olduğu fikrine kanaat getirdim. 25 li yaşlarda uzun boylu ve yapılı bir adamdı. Siyah saçlarının birkaç tutamı yüzüne düşmüştü. Üzerinde mavi bir gömlek ve siyah kumaş pantolon vardı. Ben onu süzerken aynı şeyleri o da bana yaptığında rahatsız olarak "Gidelim mi?" diye sorduğumda neşelü gülümsemesi eşliğinde "Buyrun bu taraftan güzel hanımefendi." Dediğinde gözlerimi devirmemek adına zor durarak yürümeye başladım. Asansöre gelene kadar insanların gözleriyle bedenimi talan etmesine her hangi bir tepki göstermedim. Dik dur! Zihnim komutu bedenime nakşederken Emir bey'in 12. Kata bastığını gördüm. Sessizlik içinde asansör kata vardığında. Açılan kapı ile beraber dışarı çıktım. En az giriş kadar mükemmel olan bir yerdeydik. İlk katın aksine burası daha da klasik döşenmişti. Emir bey'in "Size odanızı göstereyim" demesi ve bacağıma küçük bir kızın sarılması aynı saniyeler içinde olmuştu. Kulağıma dolan ses tonuyla bedenimin kaskatı olduğunu hissettim. Hele ki duyduğum isim "Aşkın! Kızım nereye gidiyorsun!"
Merhabalarrr Kızıl Elmasın ilk bölümü olduğundan kızımızı tanıttık biraz. Umarım beğenmişsinizdir seviliyorsunuz *-*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Elmas
General Fiction"Karanlıktan korkan birine yapılacak en büyük kötülük onu aydınlıkla tanıştırmaktır. Güzelim. Sana en fenasını yapıp ışıltıyla tanıştırmışlar." "Ben..." "Sen. Ruhunu parmak uçlarından kağıda, oradadan da ışıltıya taşıyorsun." "Üzgününüm." "Öylesin...