Alıntı ve Duyuru

2.4K 119 28
                                    

 Hepinize merhaba! Uzunca bir zamandır yoktuk. Bunun o kadar çok nedeni var ki sizi iki saat boş boş sıkmayacağım. Ama bilgisayarımın bozulması en büyük problemdi ne yazık ki. Şimdi küçük alıntımızı okuyun. Bölüm de yakın zamanda gelir umarım. Sizi beklettiğim için özür diler. Umarım güzel yorum ve oylarınızı da bırakırsınız. Sizi seviyorum!


 -SEVİYORUM-

 

Gece üçüncü kez uyanınca banyoya gidip soğuk fayansa yaslandım. Midem çalkalanıyor ve başım dönüyordu. Yarım kalmış gibi hissediyordum. Yazarım ölmüş gibi. Son cümlem yarım bırakılmış bir roman kadar kusurlu hissediyordum. Yalancı gibi hissediyordum. Kendi yalanlarımla boğuluyor gibi. Yalanlarım yılanlarım olmuş gibi. Kısacası âşık gibi hissediyordum. Vücudum cayır cayır yanarken ellerim buz tutmuş gibi.

Karanlıktan korksam da ışığı açamadım midemde ki yakıcı asidi boğazımda hissetsem de bir şey yapamadım. Sadece kollarım bacaklarımı sarmış şekilde sallanmaya başladım. Ağlayamıyordum. Ağlamak utanç vericiydi. Ağlamak aptal gibi hissettiriyordu, ağlamaktan tiksiniyordum. Yine de ağlamak istiyordum. İçimde kaynayan bir şeyler vardı ve onları yok edebilmemin tek yoluydu ağlamak. Ağlayamamak ise kafatasımı yırtıyordu. Ciğerlerimde ki nefesi boğazıma düğümlüyordu. Ağlamaktan nefret ediyordum. Ağlayamamak ise beni öldürüyordu.

İçimde ki şeylerin bir gün bitmesini dilemekten başka ne yapabilirdim ki? İşte bu da beni öldüren başka bir şeydi. Bir şeyler içimde kaynıyordu. Bir şeyler beni mahvediyordu. Bir gün bir kitapta 'sikilmeye alıştıktan sonra oruspuluk dünyanın en kolay mesleği' diye bir şey okudum. Peki, en acıya alışabilecek miydim? Alışmak mümkün müydü? Alışmak mümkünse bile çok zordu. O an tek bir şey istedim. Alışırsın, diyen herkesin kafasını koparmak. Alışırdım da alışmak o kadar kolay mı? Söylemesinin kolay olduğu kesin.


Kızıl ElmasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin