Bölüm 26

7.2K 260 64
                                    


Irmakelikyrek bu cadıda bir tane seviliyorsun 😘

shawnfrover yorumları ile beni coşturan görl

KarazSude beni tescili sapık yapan cnm knk'm

elif_ulsn imanlılar görl sjsşasn

yarenteymur71 Bff 😘

papatyakokuluhayal cnm knk'm sonunda seni etiketlemeyi unutmadım 😘

Bu bölüm hiç içime sinmedi hata berbat oldu gibi geliyor bana soryy
Yorum&vote

Yeşim uyandığında yine aynı pozisyondaydı. Canı yanıyordu. Hem ruhen hem beden olarak. Düşünemiyordu. Zaten düşünmekten istemiyordu. Sevdiği adamın bunu yapması aklına sığmıyordu. Kalbi acıyordu.

Bu olanların rüya olmasını istiyordu fakat olmuyordu. O artık eskisi kadar masum değildi. O artık bir kadındı.

Nil'in ise durumu biraz daha farklıydı. Bedenini hissedemez hale gelmişti. Aşırı derecede kan kaybetmiş bilinci yavaş yavaş kapanmaya başlıyordu. Aslında anlamıştı oda öleceğini.

ARAS

Akşama doğru Ateş'e gitmeye karar verdim. Belki onun ne yaptığını öğrenebilirdim. Valla ben yapacağımı yapmıştım. Azıcık gözünü korkutacaktım ki artık bana karşı gelmemeyi öğrenecekti. Oyun oynamayacaktı. Fazla yüz vermiştim.

Ateş'lerin evine gelince arabayı durdurup indim. Korumaya anahtarı atıp adam gibi bir yere park etmesi için arabayı işaret ettim. Sağ olsun hemen anlayıp arabama yöneldi. Bende kapının yanına gelip elimdeki yedek anahtarla açtım. Biliyordum çünkü kesin kapıyı açmazdı bu mal.

Kapıyı açıp içeriye girince hiç ses seda yoktu. Ceketimi çıkarıp askıya astım. Bir anda evi bir inleme sesi doldurdu. Bodrum'dan geliyordu. Hemen belimdeki silahı alıp yavaşça oraya ilerlemeye başladım. Kapıyı açtığımdaysa şok oldum çünkü Nil sandalyeye bağlı üstünde kıyafet yok ve en önemlisi her yeri kan içerisindeydi.


Yanına gittiğimde hem inliyordu hem ağlıyordu. Arkasına geçip ellerini çözünce kolları arkaya doğru düştü. Bayındı galiba. Üstümdeki tişörtü çıkartıp ona giydirdim. Kucağıma aldım almanlar beraber inledi. Hareketlerimi yavaşlatınca sadece ağlamalakla yetindi.

Bodrum'dan çıkıp kapıya yöneldim zoraki kapıyı açtıktan sonra tüm korumalar bana bakmaya başladı
- ne bakıyorsunuz lan arabayı getirin, diye gürleyince anında araba geldi. Nil'i dikkatlice arka koltuğa yerleştirip ön koltuğa geçtim.

Hızlı olmam gerekiyordu çünkü her an Nil ölebilirdi. Hastaneye son sürat beş dakikada gelmiştim hemen Nil'i kucağıma alıp içeriye girmemle Nil'i sedyeye yatırdılar.

1 SAAT SONRA

Nil'i ameliyata alalı yaklaşık bir saat oldu fakat İçeriden ne giren vardı nede çıkan. Telefonumla Ateş'i aramaya çalıştım fakat yine kapalıydı. Napıyordu bu salak.

Aniden içeriden doktor çıkınca irkidim. Yanına gidip:
- Neyi var?
- Durumu her an değişebilir çok kan kaybetmiş fakat şimdi biraz daha iyi, demesiyle rahat bir nefes verdim. Rahatlamıştım.
- Yanına girebilir miyim?
- Evet fakat çok yormayın ( yazar: he halay çekcez zaten mk )
- Peki, diyip hemşirenin yönlendirmesi ile içeriye girdim. Yatakta öyle yatıyordu. Yanına gidip elimi yanağına koyup okşamaya başladım. Ateş belliki çok ağır davranmıştı Nil'e.

ATEŞ

Çalan telefonumun sesini duyunca aniden uyanıp arayana baktım. Şirketten adamlarımın birisi olduğunu görünce merak edip açıtım.
- Alo, abi
- Efendim Ferhat ?
- Abi şirkette mal kaçıran birisini bulduk napalım?
- Depoya götür ben hallederim, diyip suratına kapattım telefonu. Ayağa kalkıp banyoya gittim. Kısa bir duş alıp giyindim. Aynı zamanda adama ne yapsam diye düşünüyordum. Yeni işkenceler yapabilirdim.

Evden çıkıp arabama bindim hızlı sürmeyi sevmezdim. Zaten şirket yakındı. Ilk şirkete uğrayıp sonra depoya gidecektim.

Telefonum çalınca arayana baktım. Aras'tı. Umursamayıp telefonu sessize aldım ve radyoyu açıp sesini son ses yaptım.

ARAS

Salak Ateş telefonlarımı açmıyordu. Derin bir nefes verip tekrar aradım fakat yine açmadı. İçeri geçtim. Nil o kadar masum uyuyordu ki nasıl ona kıyabileceğini düşündüm. Insan aşık olduğuna bunu yaparmıydı ki?

Uzun süredir Nil'e baktığımı fark edince yanına gittim ve yanına uzandım. Kafasını yavaşça göğsüme koyup onun düzenli fakat derin nefes alış verişlerini dinlemeye başladım.

YEŞIM

Bu ağrıyla daha fazla baş edemeyecektim. Yataktan kalkıp banyoya ilerledim belki bir krem bulurdum. Dolapları karıştırırken pişik kremi buldum belki işe yarar diyip klozetin kapağını kapatıp oturdum parmağıma sürdüm ve yavaşça acıyan yerlere sürmeye başlamıştım.

Canım o kadar çok yanıyordu ki acıdan ağlayacak dereceye gelmiştim. Bir anda ağzımdan koca bir hıçkırık çıktı. Napıcaksın ben ya?

İşim bitince ayağa kalktım duşa girsem iyi olacaktı. Suyu ayarlayıp altına girdim. Sıcak suyun değdi her yer rahatlıyordu. Kenarda bulunan lifi alıp derimi soyarcasına sert sürtmeye başladım.

Bir süre sonra vicudum kızarınca lifi yine aynı yerine koydum. Artık çıkma vaktiydi. Suyu kapatıp bornozun birini giydim. Odadan çıkıp dolabın önüne geçtim. Eşortman altı alıp giydim üzerinede siyah tişört geçirdim. Tekrar yatağa yatıp her şeyi düşünmeye başladım. Yine aynısı oluyordu kafayı yiyecek gibi oluyordum.

ARAS

Telefonum çalınca arayanın ateş olduğunu anladım. Hemen Nil'i geri yatırıp o uyanmasın diye dışarı çıktım. Telefonu açtım
- Aras kaç kere aramışsın ne oldu ?
Sesimin soğuk çıkmasını sağlayarak konuştum
- Nil hastanede gel çabuk bizim hastanedeyiz , konuşmamı bitiremeden karşıdan büyük bir gürültü koptu noluyordu lan orda ?
-ATEŞ ATEŞ CEVAP VER ATEŞ!!!

Bir mafyanın aşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin