Multimedia Azra'nın kombini :))
Ben nerede hata yapıyordum? Ali'ye arkadaşça yaklaşmıştım. Tunahan arkadaşım oldu. Resmen hayat "Senin amına bir koyayım da gör." demişti. Yahu ben bugüne kadar bir kere aşık olmuştum. Ama şu an dünya ahiret yengesiydim! Ben ne yapacaktım? Boşluktaydım, gibisi fazla. Gecenin üçüne kadar uyuyamadı, benim gibi uyku için çikolatayı feda eden bir kız. Gecenin üçünde Sezen Aksu'nun "Git." deyip, derin bir nefes alıp "Gitme." dediği boşlukta uyuyakalmışım.
Sabah uyandığımda yerde sümüklü peçetelerim ve Nutella kabım bana sırıtıyordu. "Of amaaaağan!" diyerek yataktan kalktım. Banyoya gidip sıcak bir duş aldım. Hava bugün biraz esiyordu. Üzerime beyaz bir kazak geçirerek odayı topladım. Masadaki sigara izmaritlerini de temizledikten sonra telefonu pijamamın kıç cebine koyup yalpalayarak mutfağa geldim. Zehra menemen yapıyordu, bana bir bakış attı.
- Depresyon stayla.
- Depresyon kenkam beni özlemiş.
- Kaçta yattın kız sen?
- Valla üç gibi.
- Nasıl durdun o kadar saat?
- Acısı olmayan bilmez.Menemeni yapıp çayımı koydu. Kahvaltı yaparak boş şeylerden konuştuk. Kafamın dağılması için uğraşıyordu. Kahvaltı bitince sofrayı toplayıp kendimi salona attım. Zehra'yla akşam yediye kadar dıptısdıptıs
Kafamın dağılması için çikolata, dizi, telefon üçlüsünü önüme dizdi. Gözlerindeki endişeyi görebiliyordum. O da beni düşünüyordu, kendi sevincini bile yarım yamalak yaşadı. Saat yedide Ali beni aradı. Oğlum sen niye arıyon?
- Alo.
- Alo, saat sekiz gibi mezarlığa.
- Tamam.
- Görüşürüz canım.
- Görüşürüz.Zehra ağzındaki elma dilimini yutmadan konuşmaya başladı;
- Ne oldu?
- Saat sekizde mezarlığa gidecekmişiz.
- Sen git hazırlan, buraları ben toplarım.Yattığım yerden kalkıp paytak paytak odama girdim. Üstümü giyip koluma bileklikleri geçirirken içimden "İnşallah Ali bana açılmaz." diye dua ediyordum. Koyu kırmızı rujumu sürüp eyeliner çektim. Saçlarımı tarayıp çantamı koluma takarak odadan çıktım. Zehra resmen mükemmel bir kızdı. Hem salonu topladı, hem hazırlandı. Ama bütün bunları benden önce yapmıştı. Mikemmel kızımı koluma takıp sokağa kendimi attım. Mezarlık buluşma yeri olur mu ya?
- Mezarlıkta buluşuyoz anasını satayım.
- Bir gün hepimiz orada buluşmayacağız mı mümin kardeşim?
- Gevezeleşme.
- Türkçe hocanın ellerinden öpeyim Azra.Neyse hızlı hızlı yürüyerek geldik mezarlığa. Herkes gelmişti, selamlaştık.
Okan: Teşrif ettiniz amk.
Ben: Edelim bari dedik.Herkes gülerken Özlem gözlerini devirdi. Şeytan diyor, git saçından tut, sürükleye sürükleye sok mezarlığa, boş bi mezarın içine at. Ama gülümsemekle yetindim. Şu Manavgat'da en sevmediğim insan ünvanını kazanmıştı sarışın kaltak.
Okan: Ne yapalım?
Mert: Bilmiyorum ya.
Tuna: La canım sıkıldı çabuk.
Ali: Bizim otele gidelim.Otel'i biliyordum. Bir arkadaşları Club Serena Beach Hotel'de çalışıyordu. Bunlar da arada o otelin sahiline gider, Akdeniz Akşamları havalarına bürünürlerdi. Güzel sahildi, gitmek aklımdaydı zaten. Ama tabii yüzmeye. Bazen ateşin Tunnahan'ın saçlarını nasıl göstediğini merak eder, başımı yastığa koyarak hayal ederdim. Ama bugün, görecektim!
Kezban: Yuh oraya mı gideceğiz?
Ali: Sen eve dön istersen.
Kezban: Yok ondan değil de.Bilmiyormuş gibi boğazımı temizleyerek konuşmaya başladım;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Platonik Aşk
ChickLitkahramanları kafanizda hayal edin de hayal kitlenizi dusurmeyim opuldunuz :*