KARA İNCİ
(Bu hikayedeki kişi ve kurumların G. Kore tarihiyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Tüm olaylar hayal ürünüdür.)
3. BÖLÜM
Da Ran tam yarım saattir hanboğunun kurdelasını bağlamaya uğraşıyordu. Kendisi için tahsis edilen leydilerden utandığı için giyimine karıştırmıyordu. Ama daha fazla dayanması imkansızdı. İki gündür saraydaydı ve uzun müddet burada kalacaktı. Alışması gerekiyordu artık.
"Leydi Lee.!"
Kraliçe namzedinin sesini duyan görevli leydi anında odaya girdi. Başıyla selam verip, "Buyrun leydim. Bir sorun mu var efendim?"
Da Ran sıkıntıyla tuttuğu nefesini dışarıya verdi.
"Evet büyük bir sorun var hemde. Bu şeyi bağlayamıyorum. Yardımcı olur musun?"
Leydi Lee tebessümle baktı ona. Kesinlikle farklıydı hanımı. Yavaşça eğilip Da Ran' ın uğraşıpta bir türlü yapamadığı bağı hemen yapıvermişti.
Keyifle gülümsedi genç kız. Birazdan majesteleri kralı görmeye gidecekti. O günden sonra o sıkıcı bahçe gezintilerinde bile karşılaşmamışlardı..
O mağrur gözlerle yeniden karşılaşmayı öyle çok istiyordu ki..Üzerine verdikleri veliaht prenses kıyafetini çok sevmişti. Resmi olarak yarın kraliçe ilan edilecekti. Bu yüzden şimdilik veliaht prenses kıyafetiyle geziyordu.
"Ben hazırım leydi Lee çıkabiliriz."
Bahçeye çıktıklarında derin bir nefes aldı. Güzel bir bahar havası vardı. Arkasında bir çok leydiyle beraber büyük konuta ilerlemeye başladılar. Eğer kalbine böylesine ağır gelecek şeyler yaşayacağını bilse böyle sevinçle gitmezdi konuta.
....
"Yeon Sun.. seni.. kraliçem yapamadığım için üzgünüm. Seninle.. sadece seninle bir ömür geçirmek isterdim. Üzgünüm.."
"Majesteleri... Lütfen üzülmeyin efendim. Bana kraliçelik mi yoksa majestelerinin kalbimi diye sorsalar.. Sizin kalbinizi seçerdim.Majesteleri.. sizin kalbinize sahip olmak bana dünyada verilen en büyük mutluluk."
"Kalbim yalnızca sana ait Suny. Umarım sevdiği kadını kraliçe yapamayan bu aciz kralı affeder ve aynı aşkla sevmeye devam edersin."
"Majesteleri..."
Da Ran duyduğu tüm gerçekliği hazmetmek ister gibi yutkundu ve elinin altında topladığı eteği daha güçlü sıktı. Saray nazırından kralın odasında onu beklediğini duyunca içeriye girmişti. Ancak girişte duyduklarıyla öylece kalakalmıştı. Kalbinde yeni filizlenen sevgi bir anda öfkeye dönmüştü. Bu öfke kendineydi elbette. Onun yapması gereken sey krala aşık olmak değil kara inciyi bulmaktı. Başbakanın anlattığına göre kraliçe olduktan sonra kral ona bu değerli incinin yerini söyleyecekti. Çünkü kehanette kral ve kraliçenin arasında bir sır olarak geçiyordu bu inci..
Yapacağı işe odaklanmak için kendine söz vererek çıktı odadan.Çıkar çıkmaz saray nazırına ters bir bakış attı.
"Umarım yaptığınız bu tedbirsizlik kralın kulağına gitmez saray nazırı. Bir daha tekrarlanması halinde kendisini benim haberdar edeceğimden şüpheniz olmasın."
Adam bu açık tehditle titrediğini hissetti. Baş hanımdan daha zeki ve korkutucu bir kraliçeleri olacaktı anlaşılan.
Baş hanım Müstakbel kraliçenin gelmesi halinde içeriye almasını tembihlemiş onun da içeride olduğundan bahsetmemesi için birde tehdit etmişti. Saraydaki iki güçlü ve düşman kadından korkmaya başlamıştı.