4. BÖLÜM
"Majesteleri! Kraliçem.! "
Kulaklarına dolan çığlıklarla gözlerini araladı genç adam. Neler oluyordu böyle. Gece gece insanların çığlıkları kral konutunu dolduruyordu. Yorgun gözlerini araladı, üzerinde sıcaklık sağlayan yorganı çekti usulca.
Tam kalkacağı sırada kırmızı alevlerin dışarıdan duvara yansımasıyla karşılaştı. Ve saray nazırının telaşlı sesi doldu kulaklarına.
"Majesteleri.. Efendim.. uyanmalısınız.. Kı-Kraliçenin konutu yanıyor.. "
Üzerindeki beyaz geceliğe aldırmadan fırladı yerinden. Bahçeye çıkmasıyla alevlerin onu karşılaması bir oldu. Kraliçe konutuyla aralarında çok mesafe olmaması buna bir etkendi tabi ancak alevler Da Ran'ın içindeki yangından haber verircesine yükseliyordu.
Hızlı adımlarını kraliçe konutuna yönlendirdi. Bunu yapana vereceği ceza ölüm olacaktı. Onun himayesiz bir kuş gibi titreyen gözleri canlandı zihninde..
Kafasını iki yana salladı.. Tüm saray çalışanları geniş alana toplanmıştı neredeyse.. kimi ellerinde kovalarla yangını söndürmeye çalışıyor, kimi de feryat figan ağlıyordu.
Tao Shin yanına gelen Yeon Sun' u bile farketmedi.
Yüzüne yayılan kıskançlık emaresiyle krala selam verdi.
"Majesteleri.. neler oluyor efendim. Kraliçemize bunu yapmaya kim cesaret edebilir?"
Tao Shin o an farketti sevdiği kadının yanına geldiğini. Ama nedense gözünü sönmeye yüz tutan alevlerden alamıyordu. Tam dönüp cevap verecekken alevlerin arasından kucağında beyazlar içinde kraliçeyle çıkan binbaşına değdi gözü. Normalde hiç yapmadığı birşeyi yapıp Yeon Sun' u cevapsız bırakarak koşarak ilerledi o yöne..
Kız sadece kralın ardından bakmakla yetindi. Öfkeyle dudağını dişledi. İşler hiç istediği gibi gitmemişti. Niyeti o kızı ortadan kaldırıp kendisi için biraz zaman kazanmaktı. Böylece kralı kendine daha fazla aşık edip kraliçe olmak için iknâ edebilirdi.
Ama şuan yanıldığını ve onların yakınlaşmasına vesile olduğunu anlayabiliyordu.
Yüzündeki nefret ve tiksintiyle kralın kucakladığı kıza baktı.
"Sana tüm bunları ödeteceğim. Hiç buraya gelmemiş olmayı dileyeceksin sevgili kraliçe."
~~~
"Ma-Majesteleri.. sanırım onu... kaybedeceğiz efendim. İki gündür sadece nabzı atıyor. Dumandan oldukça etkilenmiş.. Biz.. ne yapabildiğimizibilmiyoruz. "
Saray doktoru kralın karanlık ifadesinden oldukça korkuyordu. Kraliçenin iki gündür uyanmaması doktorluk kariyerine gölge düşüreceği gibi rütbesinden de edebilirdi.
Kraliçenin durumunu izah ettikten sonra sessizce başını eğdi. Olacaklar belliydi sonuçta.
"Tamam çıkabilirsin."
Bu sözü duyar duymaz kendini dışarıya attı hekim.
Tao Shin iki gündür hareketsiz yatan kıza baktı. Öyle savunmasız ve öyle güzeldi ki..
Onu tanımadan saygı duymuştu nedense. Bunda halkının etkisi büyüktü. Çünkü neredeyse tüm halk onu bir haftada kraliçeleri olarak benimsemişlerdi.
Kızın sürekli ter döken alnını ıslak bezle sildi. İncitmekten korkar gibiydi.
Solgun elini eline aldı. Teni ateş gibi yanıyordu. Kalbinin neden böylesine etkilendiğini bilemez bir haldeydi. Neydi onu böylesine üzen şey.?