5. BÖLÜM
"Evet Leydi Yeon. Neyi duymamam gerekiyor?"
Da Ran ve Yeon Sun o korkuyla içeriye gelen Krala baktılar.
Da Ran' ın kalbi korkuyla atarken Yeon Sun ona tehditvari bir gülüşle bakarak krala döndü. Amacı onu biraz daha korkutmaktı. Zaten Da Ran' ın asıl kimliğini söyleyemezdi ama biraz ürkütüp sindirmesinde bir behis olamazdı değil mi?
Bu sırada Tao Shin onların karşısına gelmiş, onu görünce yataktan kalkmak isteyen Da Ran' a rahatsız olmamasını işaret ederek karşısına oturmuştu.
Da Ran titreyen bedeniyle olacakları beklerken Yeon Sun kendinden emin tavırlarla konuşmaya başladı.
"Majesteleri, kraliçemiz kendisine verilen ilaçları içmemiş efendim. Bunu duyunca hemen geldim."
Da Ran ağzı açık başhanımın söylediği yalanı dinlerken Tao Shin gözlerinde bariz belli olan öfkeyle kıza döndü.
"Kraliçem. Bu doğru mu? Verilen ilaçları almamak ne demek oluyor?"
Yeon Sun kralın öfkesini keyiflenerek izliyordu. O kızdan kralı ne kadar uzak tutulabilirse o kadar iyiydi. Ona bağlanmasını istemiyordu.
Da Ran ne söyleyeceğini bilemez haldeydi. Görünüşe göre başhanımın yalanına ortak olmaktan başka çaresi kalmamıştı.
"Ma-Majesteleri.. Ben.. tadından hoşlanmadım. Bu yüzden içemedim efendim."
Adam kızın korkuyla kekelemesinden sert tepki verdiğini anlayarak yakınında olan elini avuçladı.
Bu haraket Yeon Sun'un sinirlerini yıpratsada Da Ran'ın karnında kelebeklerin uçmasına sebep olmuştu.
"İyileşmen için buna katlanmak zorundasın. Biliyorum sürekli ilaçlarla yaşadın. Ama eski hastalığından yeni kurtulmuşken tekrarlamasını istemeyiz. Bu yüzden getirilen ilaçları içmeye çalış olur mu?"
Eski hastalığından yerine geçtiği kızın ölümüne sebep olan rahatsızlığın olduğunu anlamıştı. Burada kaldığı müddetçe insanlar ona böyle hassas davranacaklar ve Da Ran bu yükün altında ezilecekti. Gözlerini kapayıp derin bir nefes aldı.
"Peki Majesteleri. Sizi endişelendirdiğim için bağışlayın. Bundan sonra daha dikkatli olacağım."
Tao Shin gülümseyerek karşıladı bu sözü.
İkiside onları kıskanç bakışlarla izleyen Yeon Sun'u unutmuş gibilerdi.
Tao Shin kızın ellerini hâlâ tuttuğunu farkedince kızararak geri çekti.Gözünü kızın hâlâ yorgun duran yüzünden çekip odada gezdirdi. Yeon Sunla gözgöze gelince karşısında kraliçeye kur yapmış duruma düştüğünü anlayarak kendine kızdı. Onun kalbini kırmak istemiyordu. Zaten sevdiği kadını kraliçe yapamamıştı. Birde karşısında böyle bir duruma düşmek onu iyiden iyiye üzdü.
"Baş Hanım. Biz çıkalım kraliçe biraz dinlensin. Oldukça halsiz duruyor." ardından Da Ran'a döndü.
"Size yeniden ilaç göndermelerini söyleyeceğim. Kendinizi zorlayın kraliçem."
Da Ran başını eğerek "Peki majesteleri. " dedi.
Yeon Sun ise Kraliçeye karşı kazandığı zaferi kutluyordu içten içe.Onlar dışarıya çıktığında Da Ran derin ve içli bir nefes verdi.
Şuan kendini hiç iyi hissetmiyordu ama kendine gelir gelmez şu Kara İnciyi bulup gidecekti buralardan. Bu aşkın kalbini daha fazla ele geçirmesine izin veremezdi.