7. BÖLÜM
Da Ran duyduğu sesin gerçekliğini kalbinde hissetti. Titremesine engel olamıyor, arkasına dönemiyordu. İnciyi bulamadığı gibi yakalanmıştı da. Keşke ölmeyi kabul etseydi. O zaman bu işkenceyi yaşamak zorunda kalmaz hatta kalbine ağırlık yapan bu hisle de savaşmak zorunda kalmazdı.
Arkasında onu hissedince gözlerinden almak için direnen bir damla süzüldü.
Tao Shin ise onu çekmecesine bakarken görünce bir eşyasını aradığını düşünüp seslenmek istemişti.
Buna rağmen arkasına dönmemesi şüphelenmesine sebep oldu.
Yanına geldiğinde görmeyi beklediği şey onun yaşlı gözleri değildi.
"Da... Ran...? İyi misin?"
"Ma... Majesteleri... Affedin efendim. Bunu yapmamam gerekirdi. Affedin lütfen."
O bilincini yitirmiş gibi kendini savunmaya devam edince Tao Shin daha fazla dayanamayıp eliyle kızın ağzını kapadı.
Da Ran' ın yaşlı gözleri sorar gibi ona bakınca tebessüm etti.
"Ağzını açacağım ama sakin olacağına söz ver."
Kızın onaylayan baş ifadesiyle ellerini çekti usulca.
Baş parmağıyla gözlerinden yeni kurtulan bir damla yaşı kuruladı.
"Çekmeceme bakmanda bir sorun yok. Ama eğer bir eşyanı kaybettiysen oda hizmetlilerine sorabilirsin. Böyle aramana gerek yok." tepki vermediğini görünce sorma ihtiyacı hissetti.
"İyisin değil mi? "
"E-Evet.."
Tebessüm edip hâlâ yakınında bulunan kızın alnına öpücük kondurdu. Ona böyle yakın olmak içini ferahlatıyordu.
"Ben... bunu getirmiştim. Artık sende duracak."
Da Ran burnunu çekip sulu gözlerle getirdiği şeye baktı. Ahşaptan yapılmış kutuya benzer bir şeydi.
"Bu... nedir?"
"Kraliçe olduğunun kanıtı.Kraliyetmührü."
İçine yerleşen karabasan anında dağılmıştı kızın. Demek ki aradığın bu mu derken mührü kastediyordu. İyi de neden böyle birşey söylemişti ki. Onun böyle bir mühürden haberi bile yoktu.
"Ben anlamadım. Neden bunu aradığımı düşündünüz ki?"
Kızın şaşkın haline elinde olmadan gülümsedi.
"Sadece şaka yapmak istedim Kraliçem? Seni kıracağımı bilsem yapmazdım zaten. Özür dilerim."
"Yok... Yok. Önemli değil. "
Tao Shin doğrularak ayağa kalktı."Benim gitmem gerek. Mührü kendi ellerimle vermek istedim. " kızın dudaklarına sevgi dolu bir buse bıraktı. Da Ran şaşkındı. Dün geceden sonra ona dokunmak istemeyeceğini düşünüyordu çünkü.
"Bunun erken olduğunu biliyorum. Hatta senin için belki imkansızdır. Ama sanırım... Sen yalnızca bu ülkenin değil, kalbimin de kraliçesi oldun. Umarım sende bir gün dokunuşlarımdanböylesine korkmaz ve beni seversin. Bunun olacağı günü dört gözle bekliyorum. Kraliçem... "
Tao Shin odadan çıktığında Da Ran hâlâ eli dudaklarında put gibi kalakalmıştı. Neydi şimdi bu.? Yani oda sevmişti öyle mi? Sevdiği adam ona aşık mıydı yani. Şimdi sevinçten çığlık atmak vardı ama yapamıyordu. Sevinmeye yüzü yoktu ki...
Saraya bir suçu işlemeye gelmiş bir insan olarak aşkı bulması kesinlikle süpriz bir olaydı. Ve haketmediği birşeydi.
Yavaşça yatağa çöktü. Gözyaşlarını kurutmaya kalmadan diğeri iniyordu. Evet onun cezası da bu olmalıydı.Aşkına ihanet için girmişti saraya. Ve onun aşkına karşılık veremeden gitmek zorundaydı.