9. BÖLÜM
Da Ran gözlerini açtığında odasındaki rahat yatağında yattığını farketti. Neler olduğunu hatırlamaya çalışıyordu. Tek hatırladığı onun nefret dolu bakışlarıydı. O anlar zihninde yeniden canlanınca gözleri hüzünle buğulanmıştı. Yavaşça doğruldu yerinde. Neden infazdan vazgeçilmişti ki? Şu an ölü olması gerekmez miydi?
"Kimse... var mı? "
Kraliçenin dinlenmesi için odanın dışında bekleyen See Mi, onun sesini duyunca koşarak içeriye girdi. Da Ran'ın yatakta öylece oturduğunu görünce gözleri sevinçle ışıldadı.
"Kraliçem... Ah uyandınız mı? Nasıl hissediyorsunuz?",
"Ben... İyiyim ama...neler olduğunu hatırlamıyorum." dedi üzgün bir sesle.
See Mi yerinde bariz bir huzursuzlukla kıpırdadı. Hamile olduğunu onun söylemesi uygun olmazdı. Ama kraliçe kendisi demişti arkadaş olabiliriz diye. Demek ki sakınca yoktu.
"Kı-kraliçem... infazınız...bir dönem ertelendi. Kralımızın emri..."
Da Ran'ın gözleri umutla ışıldadı. Onu affetmiş olabilir miydi?
"Majesteleri kral...beni affetti mi yani?"
Bunu öyle saf bir umutla söylemişti ki gerçeği söylemeye See Mi' nin yüreği nasıl dayanırdı bilmiyordu.
"Bil... Bilmiyorum kraliçem. Ama başka bir nedeni var. Şey siz... Bir bebek bekliyorsunuz."
"Ne!? Sen..." sesi titreyince sustu. Ellini karnına götürmüştü gayri ihtiyari. Şimdi anne olacaktı öyle mi? Gözleri sevinçle parladı. Bebeği onun hayatını kurtarmıştı.
"See Mi. Ben... Ah çok mutluyum. Bir bebeğim olacak öyle mi?" Kızı şaşkınlığına aldırmadan kendine çekip sıkı sıkıya sarıldı. Hayatında bir yakını bile yoktu. See Mi'yi kardeşi gibi hissediyordu.
Yüzündeki gülümseme aklına gelen şeyle yavaş yavaş azalmaya başladı. Düşündüğü şeyin olmamasını dileyerek tereddütle sordu.
"Bebek doğduktan sonra?.."
"Kraliçem...Sanırım onların istediği şey kraliyet kanından olan birine dokunmamak. Ama lütfen ümidinizi yitirmeyin. Belki majesteleri kral o zamana kadar sizi affeder."
"Affetmeyeceğini biliyoruz... Yani şimdi benim bebeğim... " yavaşça yutkundu.
"Benim bebeğim... Saraydaki aç kurtların arasında annesiz mi büyüyecek? "
See Mi tam teselli edecek cümlelerini hazırlarken dışarıdan gelen sesle ayağa fırladı.
"Majesteleri kral geliyorlar."
Da Ran ise heyecanının kalbinden taşmasına engel olamamıştı. Bir daha göremeyeceğini düşünüp kendini bu sona hazırlarken, yaşadıkları olağan üstüydü.
Tao Shin'in, bir türlü alışamadığı buz gibi bakışlarıyla karşılaşınca yerinden kalktı. Bu an yangından kurtulduğu zamanı anımsattı ona. Gerçi o zaman Tao Shin ona çok iyi davranmıştı. Şimdi ise yüzüne bakarken bir hiç gibi hissediyordu kendini.
Tao Shin ne kadar kızgın olursa olsun kızı yerine tekrar oturttu. Kendisi ise karşısına kurulmuştu. Yardımcıların hepsi çıktı odadan. Şimdi karşılıklı oturuyorlardı.
Da Ran'ın bakışları kucağında birleştirdiği ellerindeydi. Tao Shin'in öfke ve hasreti aynı anda okunan gözleri ise kızın üzerindeydi.
"Durumu öğrendin sanırım. "
Da Ran sadece başını sallamakla yetindi.
"İnfazın ertelendi... ancak... cezan kaldırılmadı. Yani çocuk doğduktan sonra... infaz gerçekleşecek. "
İrkilerek başını kaldırdı. Ona bir müddet kendi bakmak isterdi. Doyamayacağını biliyordu ama anneliğini hissetmek isterdi.
"Ben... Ona bir müddet bakmak isterdim. Lütfen bana o doğduktan sonra biraz zaman tanıyın."
Tao Shin içine yerleşen hüzünle kaşlarını çattı.
"Bakarız... Rütben düşürüldü. Baş Hanımlığa getirildin. Ayrıca konağın değiştirilecek. Bu konak yeni gelecek kraliçe için hazırlanacak."
Da Ran boğazına düğümlenen yumrudan kurtulmak için yutkundu. Ama acı geçmek yerine hıçkırığa dönüştü. Başını hızla eğdi. Tabi ya onu kraliçe koltuğunda tutacak değillerdi. Peki yeni gelen kraliçe... Tao Shin'in kalbine sahip olabilir miydi yoksa. Bu ihtimal canını çok yakmıştı.
"Peki. " diyebildi en sonunda.
.....
Genç adam karanlık bir ifadeyle yanındaki adama döndü. Sabırsız bir hali vardı. Beklemeye tahammül edemiyordu anlaşılan.
"Nerede kaldı?"dedi öfkeyle.
"Korkup kaçtı mı yoksa. "
Çelimsiz adam oturduğu yerde daha fazla sindi. Şu işi sağ salim atlatıp kendini kurtarması gerekiyordu. Bu sırada içeriye giren uzun boylu yapılı adam sayesinde hazine bulmuş gibi sevindi.
"İşte geldi efendim."
İçeriye giren genç selam verip gösterilen yere oturdu.
"Söylenenler doğru. Kraliçe yani şimdiki baş hanım bir çocuk bekliyor. Erkek olması durumunda... Planlarınız tehlikeye girecek. Ne yapmalıyız? "
Karanlık gözlü adam kaşlarını çattı. Şu kızdan baştan beri kurtulamadığınapişman olmuştu şimdi. Tehlikeyi çağrıştıran bir gülümseme belirdi yüzünde. Hâlâ geç sayılmazdı. Baş hanımın yeni konutu büyük konuttan oldukça uzaktı. Cezalı olduğu için koruma üst seviyede olmazdı. Kızı bulup ortadan kaldıracaktı.
"Peki... Bu gece kızı ortadan kaldır o halde. Çocuğun doğması tehlikeli. Güvenlik artacaktır o doğduğu zaman. Bu gece bitsin bu iş."
Genç adam başıyla onay verip ayrıldı odadan. Karanlık tipli adam gözlerini karşı duvara dikip konuşmaya başladı."
Başbakan ve oğlundan kurtulduğumuza göre Hea Song'da saraya kraliçe olarak girdiği zaman güç bizim elimize geçmiş olacak."
.....
"Kraliçem... "
"See Mi unuttunmu ben artık kraliçe değilim. "
"Ah evet tamam... Öyleyse, hanımım... Bu nasıl?"
Da Ran gülümsedi usulca.
"Bana kalsa ismimle hitap et derim. Ama şu kasvetli sarayın kuralları maalesef..."
See Mi anlayışla baktı ona. Hâlâ yerdeki yatağı düzeltmeyle uğraşıyordu. Yanına yardım için kimse verilmemişti. See Mi hâlâ ona yardımcı olarak çalışıyordu neyse ki.Yatağı hakettiklerinde kız hanımına dönüp yatağı gösterdi.
"Krali.. ay hanımım. Siz dinlenin. Ben bahçeyi temizleyeceğim. Malum uzun zamandır kullanılmıyormuş burası."
Yorgun bir şekilde yatağa uzandı. Gözleri anında kapanmıştı zaten. Bedeni kadar ruhu da yorgundu.
See Mi onun bu halini gülümseyerek izledi bir süre. Sonra da bahçedeki kuru yaprakları toplamak üzere dışarıya çıktı. Bahçede bulduğu süpürgeyle yerdeki pürleri süpürmeye başladı.
Bahçe uzun zamandır kullanılmadığı için oldukça kirliydi.
Tüm iş bittiğinde güneş batmak üzereydi. O yorgunlukla kendisine ayrılan odaya geçip yatağa yattı. Gözleri o gece için dinlenmeye geçmişti bile.
.....
Genç adam karşısındaki konuta uzaktan bakıp yanındakilere el hareketiyle ilerlemeleri için işaret etti. Tahmin ettikleri gibi kimse yoktu koruma için. Bu iyi birşeydi iste. Odaya kolaylıkla süzüldüler. Onlar planlarını icra ederken hiçbirşeyden haberi olmayan Da Ran ve See Mi derin bir uykudalardı. Hayatları ise vicdandan bihaber olan katilin ellerindeydi.
Bölüm Sonu