Çıkmazımsı sokaklar durumumu anlayıp aralarına alıyorlardı beni.
Doyasıya bir yalnızlık yaşıyorduk kenar taşlarıyla.
Soran olursa susuyordum.
Saklıyordum kendimi konuşmamı bekleyen gecelere.
Olmadı bi duman yakıp aleve veriyordum hayatımı.
Koşulsuzdu o zamanlar,
Alışılmadık durumlara sahiptim.
Bağıra bağıra şarkılar değilde,
Ritmik küfürler armağan ediyorduk geceyle sabah karışımı bir zamana.
Saati merak edende olmuyordu tabi.
Her kahpeliğe ayrı dakikalar ayırmıyorduk.
Saniyeler kimsenin umrunda olmadığı için bu hallerimiz.
Ya da kos koca zaman dilimlerini nikotinle yuttuğmuzdandır.
Sahi?
Uyum salıyamadığımızdan nitekim bu bulut olmuş kafalar.
Yinede,
Kusura bakma be zaman!, hayatı yaşamaya fırsatım olmadıki seni farkedeyim.
Saniselerde Ulaşamadığım mutluluk için saymadım, sayılmadım.
Önemini yitiren birçok şey vardı.
Ben gibi.
Sen gibi.
Aynı yollarda.
Çıkmaz iki sokaktık.
Kaplanan karanlığmızda birbirimizi hiç kurtaramadık değilmi biz ?
Ya da,
Hiç beyaza bağlamadık..
Hadi ama(!)
Kaybeden olmalıydı.
Ve,
Bunu benden daha iyi biliyordun bayım.
karanlık peşimiz bırakmıyordu ve biz birbirimizin siyahına fazla geliyorduk.
Olamadık değilmi?
Yapamadık hani.
süslü kelimeler kurupta normal insanlara benzeyemedik.
Hiçte sıkılmazdık susmaktan
Ya da ağzının içinden bir of duymazdım.
Sadece bakardın.
Ulaşamayacağnı bile bile dikerdin gözlerini gözlerime.
Hüzün bulutu belirirdi bi an üstümüzde.
Yinede konuşmazdın.
Göz altların günden güne kötüleşirdi sormazdım.
Cesaretim olmazdı.
Gerçeklerin ne getirceğni biliyordum.
Bile bile susardım sana.
Yana yana susardım..
En çokta,
Yüzünü avuçlarımın arasına hapsetmek isterdim.
Hiçte yapmazdım.
Ne kadar yakınsak o kadar uzaktık.
Saçlarıma dokunurken ellerin titrerdi ya hep.
Sanki korkardın gitmemden.
Bir babanın kızına verdiği şefkati gösterirdin bana.
En çokta,
Saçlarımı örmekten hoşlanırdın.
Ve biliyormsun ?
O güne kadar,
babam benim saçlarıma hiç dokunmamıştı.
Küçükken kızların babaları onların kahramanları olurmuş.
Ben kahramanımı yeni bulmuştum.
Ben seni bulmuştum.
Kavgalarımız yoktu bizim.
Kendi yalnızlığımızda, çaresizlikle çebelleşir olamamışlığımıza kızardık.
Farkettinmi bilmiyorum ama hiçte hayal kurmamışız aramızda.
Nedenini sen benden daha iyi biliyordun ama hiç itiraf etmezdin..
"Çıkmazların hayali olmazdı değilmi?"
Görüyordum.
Günden güne bitiyordun gözlerimin önünde.
Konuşmuyor daha çok susuyordun.
Her baktığında hüzün kaplıyordu gözlerini, adeta bakışlarınla özür diliyordun.
Sen gidiyordun.
Benden gidiyordun.
Ve ben bile bile susuyordum.
Canımdan can gidiyordu bağramıyordum!
Beni bırakma diyemiyordum..
Hatırlıyormusun?
Bana bıraktığın son armağanını.
Kulağıma fısıldadığın sevgi taneciklerini.
Herkezin ağzında dolanan "seni seviyorum" değildi bana bahşettiğin.
"-Susarak oturduğmuz akşamları hatırla.
Farketmesende içime çekiyordum kokunu.
Dokunmadanda hissediyordum seni yüreğimin derinliklerinde.
Daima yanımda taşırdım bizi.
Tam şurada. (Sol tarafımda)
Biliyormusun?
Ben en çokta susmalarımızı sevdim
Sabahlara kadar seni izlemeyi,
Seninle günümü gün etmeyi sevdim.
Özürdilerim.
Ama ben senden değil hayattan vazgeçtim acıkokulum.
Yapamadım affet beni.
Sığdıramadım şu kos koca dünyaya senli olan hayallerimi.
Olamadık.
İzin vermediler saramadım yaralarını.
Acılarımdan fırsatım olmadı.
En uzun ömrümü sen olarak verdiler bana.
Yaşanacak herşeyi seninle yaşadım.
Olacak ne varsa seninle oldu.
Üzülme.
Ben seni beni değil, bizi biz olmayı sevdim.
İnsan susuz ölümdü.
Ben sana bi damla su tanesi kadar muhtaçtım acıkokulum.."
Ağlamaların kızı olarak bıraktın beni.
Kaybeden senmi? benmi?! oldum belli değil.
Senin olmadığın bütün sokaklar dar geliyor ılımsız olan bana.
Ve sen,
Kalbimin çıkmazı olarak kaldın..
En güzel kar tanesini armağan ettiler ellerime.
Erimenden korktum dokunamadım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Solgun
ЧиклитSen yoksan şarap var diyeceğim bu gece. Dolduracağım tabağıma yıktığın umutlarımı. Başliyacağım, en iştahlısından gecelere seni sobelemeye. Biliyorum bazen takılacağım, işte o zaman isyan ediceğim içimdeki sana. Fakat bir sabahta inkar etmeyeceğim '...