Yaklaşık on dakika numaraya baktıktan sonra bu ufak çaplı şoku atlatınca sınıftan çıktım.
Eve vardığımda üstümü değiştirip numaranın olduğu sayfayı açıp masaya koydum ve karşısına oturup düşünmeye başladım. Bana neden numarasını verdiği aklımdaki en temel soruydu. Ödev verecek olsaydı orada verebilirdi, yani ödev için onu aramamı istememiştir herhalde? Kafam cidden çok karıştı. Numarasını telefonuma kaydettim. Arayıp aramamak arasında kaldım ve aramamayı seçtim. Yani şimdilik.
En yakın arkadaşımı arayıp durumu anlattım aksi takdirde düşünmekten delirebilirdim.
''Tanrım! Lieel sen saf mısın? Adam belli ki başka bir niyet için yazmış o numarayı.''
''Bence fazla abartıyorsun, başka bir amaçla yazdığını düşünmüyorum. Yani vereceği ödevle ilgili ona ulaşmam için vermiş olmalı.''
''Orada ödev verebilirdi değil mi?''
''Evet ama hemen konu bulamamıştır belki.''
''O bir hoca, hemen konu bulabilir herhalde.''
''Oh! Pekala, kapatıyorum. Görüşürüz.''
''Dur!''
''Efendim?''
''Hoca nasıl? Yakışıklı mı?''
''Kelimelerle anlatamam herhalde.''
''O kadar yani?''
''Evet.''
''Seni sürtük, çok şanslısın.''
''Kapatıyorummmm.''
''Tamam, görüşürüz.''
Bu düşüncelerin kafamı daha fazla kurcalamasına izin vermeden yatıp uyudum.
Gece uykumu gayet güzel almış olmalıyım ki sabah haddinden erken uyandım ve okula geç kalmayacağım için çok mutlu oldum. Yavaş yavaş kahvaltımı yaptım ve hazırlandıktan sonra evden çıktım.
Dersin başlamasına 1,5 saat vardı ve boş sınıfta oturuyordum, sıkıştığım için sınıftan çıkıp tuvalete gittim. İhtiyacımı giderdikten sonra sınıfa doğru ilerlerken karşıdan Bay Lindemann'ın geliyor olduğunu gördüm. Bana bakıyordu ve hatta bana doğru ilerliyordu. İçimden kendime ''Sakin ol.'' diye tekrarlıyordum. Sadece bir günaydın diyecektim altı üstü. Birden önümde durunca bende durmak zorunda kaldım.
''Günaydın hocam.''
''Günaydın, 15 dakika sonra odamda ol.''
''Ta-tamam.''
Suratı her zaman ki gibi ifadesizdi, başka bir şey demeden yanımdan uzaklaştı bende arkasından bakakaldım. Kesin ödev verecek diye düşündüm. Dakikliğim yine kendini konuşturdu(!) ve tam 15 dakika sonra odasına girdim. Masasında kitap okuyordu ve geldiğimi fark edince suratıma bakmadan kitabı kapattı.
''Otur.'' deyip eliyle masasının önündeki sandalyeyi işaret etti. Hızlıca dediğini yapıp oturdum. Ortamda çok garip bir hava vardık, ikimizde konuşmuyorduk. Onunla başbaşa kaldığım için çok heyecanlandım, yere ve duvarlara bakıyordum ama onun gözlerinin üstümde olduğunu hissediyordum. Yerinden kalktı ve kapıya doğru yöneldi. Arkamı dönüp hiç bakmadım, anahtar sesini duyunca kapıyı kilitlediğini fark ettim.
Kalp atışlarım gittikçe hızlanmaya başladı. Birden omuzlarımda bir çift el hissettim. Hızlıca nefes alış verişim odada ki tek sesti. Hala suratına bakmıyordum ve o arkamdaydı. Aniden kulağımda nefesini hissettim.
''Sakin ol.''