Tam da utançtan ölmeye devam ederken telefonun çalmasıyla arayan kişiye şükrettim. Hızla Till'i aşıp masaya koyduğum telefona doğru yol aldıktan sonra nihayet telefona vardığımda Betty'nin aradığını gördüm.
''Efendim Betty?''
''Lieel, neredesin?''
''Till'le beraberim. Bir sorun mu var?''
''Ben çok kötüyüm eve gelir misin? Bir şeyler taşıyordum ve belimi incittim galiba hareket edemiyorum.''
Sesimi biraz yükselterek ''Neden beni beklemedin?'' dediğimde Betty cevap vermemişti. Bunun üzerine ses tonumu ayarlayıp ''Tamam, hemen geliyorum.'' Deyip telefonu masaya koyduktan sonra dün sandalyeye bıraktığım çamaşırlarımı tekrar giymeye koyuldum. Ciddi bir şey olmamasını umuyordum. Bunun için beni beklememesi büyük bir aptallıktı.
''Ne oldu Lieel?''
Till'in sesi beni kendime getirmişti. Ona açıklama yapmadığımı farketmiştim. Bu sebeple ona dönerek ''Betty belini incitmiş ve hareket edemiyormuş, eve gitmem lazım.'' dediğimde anlayışla başını sallamıştı. Yataktan kalkarken ''Bende geliyorum, hastaneye götürelim.'' demişti. Pantolonumu yukarı çekerken ''Tamam.'' diye mırıldanmıştım.
Arabaya geçtiğimizde Till arabayı olabildiğince hızlı sürdü. Sanırım endişem ona da bulaşmıştı. Evin önünde durduğumuzda ''Till sen burada bekleyebilir misin?'' demiştim. Acil bir şey varsa bu hemen hastaneye yol almamızı kolaylaştırırdı. O da benim gibi düşünmüş olacak ki başını salladıktan sonra ''Yardım gerekirse ara.'' diye beni teşvik etmişti. ''Tamam.'' deyip arabadan indiğimde koşarak apartmana girdim. Çantamda telaşla anahtarı ararken yanlışlıkla onu yere düşürdüm. Yerden almaya yeltendiğim sırada birden hızlıca kapı açıldı ve bununla beraber şaşkınlıktan ağzım açık kaldı. Kapıyı açan abimdi ve yanında karısı vardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
''A-abi!''
''Hoş geldin Lieel.'' deyip boynuma sarıldığında şaşkınlıktan karşılık verememiştim bile. Burada olmalarını beklemiyordum. Japonya'da olmaları gerekiyordu. Birden aklıma Betty geldiğinde kendimi geri çekmiştim. Heyecanla ''Ho-hoş bulduk.'' dedikten sonra ''Betty iyi mi?'' diye sormuştum.
''O gayet iyi seni buraya getirmek için böyle bir şey planladık.'' dediğinde göz devirip ''Tanrımmm! Bu arada asıl siz hoş geldiniz.'' Deyip abimin boynuna atladım. Onu çok özlemiştim. Japonya'da oturduğundan kaynaklı uzun süredir görüşmüyorduk, yaklaşık bir yıl olmuştu. İşlerinin yoğunluğundan dolayı hiç gelemiyordu. Sadece abim değil değil karısı Lauren'i de çok özlemiştim. Abimden ayrıldıktan sonra onun kollarına atladım.
İçeriye geçip kendimizi koltuğa attığımızda ''Neden haber vermediniz? Bilirsiniz sürprizleri sevmem.'' diye sormuştum.
Abim hemen ''Tam da bu yüzden haber vermedik.'' diye atıldığında istemsizce gözlerimi devirmiştim.
