****Selam, benim güzel okurcuklarım ! İşte yeni bölümümüz. Lütfen yorum yapar mısınız ? Yorumlarnız çok değerli ! Her bölüm diyorum ama lütfen yorumlarınızı yazın ! Evet, multimedya da, birick kahinimiz Delilah veya Jade'nin tabiri ile Del, Dely :) Bölüm şarkısını dinlerseniz memnun olurum ! Votelarnızda eksik olmasın ! Ne kadar vote, o kadar çabuk yeni bölüm ! Neyse, yine gevezelik yaptım ve yeni bölümü okumanıza engel oldum. Hadi iyi okumalar ! *****
Odamda herkesten gizlediğim bir Yeraltı Dünyası'na geçiş kapım vardı. Sadece ben görebilirdim. Sihirlerimle kolyemin şeklini çizdim ve kapı açıldı , bende içeri girdim. Yeraltı Dünyası'nda tüm insanüstü varlıklar yaşıyordu. Vampirler, kurt adamlar, cadılar, şekil değiştiriciler vs. Kimisi insanların arasında dolaşmak istemediği için yaşıyordu, kimisi ise zaten buralılardı. Geçitten geçtim ve saraydaki odama geldim. Üstümde uzun mor renginde elbisem vardı. Saçlarım salıktı ve hoş bir tacım vardı. Hepsini geçitten geçerken, düşünerek yaptım. Bu güzel bir özellikti. Şimdi babamın yanına gitmeliydim. Her şeyden önce buraya Delilah için gelsemde, babamı görmemek saygısızlık olurdu. Bu saygısızlık saraydaki bazı düşmanlarıma yarayabilirdi. Herkes beni görünce saygıyla eğildiler, bende gülümseyerek karşılık verdim. Babamın kabul odasına geldiğimde kapıların açık ve beni beklediğini gördüm. Buraya geldiğimi hemen anlamıştı. O sevimsiz generali Hugo da oradaydı. Babama revansımı yaptım ve sıcak bir şekilde gülümsedim.
Babam “Biricik kızım. Seni burada görmek ne güzel. Keşke hep burada olsan ve seni doya doya görsem. Senin gibi bir güzellik her yerde görülmez, biliyorsun. Sen orada mutlu olduğun için karışmıyorum, sevgili prensesim. Neden geldin bakalım?" dedi.
“Babacığım, biricik kızınız da sizi özlüyor. Hem sizi görmeye, hem de bir arkadaşımı ziyaret edecektim. İzninizle ayrılmak istiyorum babacığım.” dedim.
“Gidebilirsin kızım” dedi gülümseyerek.
Gülümsedim ve yanlarından ayrıldım. Şimdi Delilah’nın yanına gidebilirdim. Delilah, sarı saçları, ela gözleri olan bir kâhindi. Benimde en iyi arkadaşlarımdan biridir. Geleceği tahmin edebiliyor ama dedikleri kimi zaman gerçekleşmiyordu. O, sadece olacakları ve yapılabilecek tercihleri söylüyor. Odasına geldiğimde kapıyı açtım. Beni bekliyormuş gibi bir hali vardı. Açıkçası beni beklediği her halinden belliydi.
Delilah “Nerdesin sen? Her yerde seni aradım. Bugün senin hakkında bir şey gördüm. Doğru güzel bir şey bence. Bir adamla koşuyordun. Bembeyaz güller vardı. Bembeyaz elbise giymişsin. Adam seni sevdiğini söylemişti. Sende ona demiştin. Adam, böyle yakışıklıydı ve kahverengi gözlerine bayılmıştım. Sonra sen tekrardan koşmaya devam edince, uyandım.” dedi.
Şok olmuştum. Benim gördüğümün aynısını görmüştü. Delilah ile aynı görüşü paylaştıysak, iş ciddi demektir.
“Delilah, peki bu gerçekleşmesi yüksek mi? Lütfen değil de, lütfen. Evet, dersen durum karmakarışık olacak. ” dedim.
“Jade, açıkçası bilemiyorum. Tercihleri düşünmeye başladığım zaman başım çatlayacak derece ağrıyor. Bir şey engelliyor ve ne olduğunu bilmiyorum. Bunu daha önce hiç yaşamadım. İlk defa sende oldu. ”
Gözlerine baktım. Ela gözleri ciddi bakıyordu.
“Sakın kimseye bir şey deme. Özellikle babama ve o sevimsiz generaline . ”
“Tamam. Biliyorsun aramızda baya sır var ve ben kimseye demedim yani.”
“Dely, ben gidiyorum. Sakın düşünme o görüntüleri. Saçmasapan bir şey. Birde sakın o adam kim diye sorma ! ” dedim.
Kapıyı açtım ve gittim. Dely bile görmüşse ciddi bir durumdu Jack Collin. Ama ben buna inanmıyordum. Saçmasapan bir görüştü işte. Beynim bana oyun oynamıştı. Belki sihirlerimde oynamış olabilir. Koridorları geçip, odama geldim. Kapıyı kapattım. Geçitten geçmek için yine kolyemi çizdim ve kendimi Dünyadaki odamda buldum. Pijamalarım üstümdeydi. Yarının nasıl olacağını bilmeden uykuya dalmıştım. Yatağımın içine girdim ve rüyalar âlemine giriş yaptım. Rüyamda bembeyaz güller ve kahverengi gözleriyle bana gülen adam vardı.