Doğruyu söylemek gerekirse biraz gergindim. Sonuçta 2 ay olmuştu. 2 koskoca ay. Elimdeki çiçekleri burnuma götürdüm ve huzur verici kokuyu tekrar içime çektim. Tişörtümün üzerine giydiğim gömleğin yakasını düzelttikten sonra, biraz çekinerek, yavaşça kapıyı çaldım.
"İçeri girin!" Eskiden her dakika duyduğum ve son 2 aydır duymayı özlediğim sese gülümsedim. Kapının kolunu yavaşça çevirdim ve kapı biraz aralanınca kafamı aralıktan çıkardım. Hastane yatağında, beyaz bir önlüğün içerisinde, bir yandan saçını topuz yapmaya çalışıyor, bir yandan da kucağındaki dergiyi okumaya çalışıyordu.
"Harry!" Dedi kollarını iki yana açarak.Yüzümdeki gülümseme genişledi ve hafifçe kıkırdayıp içeri girdim. Kapıyı hızlıca -sertçe değil- arkamdan kapadım ve çiçekleri yatağının yanındaki komidine bırakıp ona sarıldım. "Merhaba Gem." Dedim geri çekilip. "Bak sana ne getirdim."
Komidinin üzerindeki çiçekleri kaldırıp ona verdim ve ilk önce çiçeklere bakıp sonra bana döndü ve gülümsedi. Çiçekleri koklayıp yanağımı sıktı. "Teşekkürler küçük kardeşim." Kaşlarımı çattım. "O kadar da küçük değilim." Değildim. 18 yaşındaydım ve artık bir çocuk değildim. Gemma gözlerini devirdi. "Tabii.." İç çektim. Sanki 5 yaşındaydım...Ona şöyle bir baktım. "Vay canına Gem,yavaşça formuna kavuşuyorsun!"
Gerçekten de kavuşuyordu. 2 ay önce buraya geldiğindeki halini hatırlıyorum da...Kemiklerini sayabiliyordunuz. Evet, Gemma'nın yemeklerle sorunu olduğu için 2 aydır bu hastanede kalıyordu. İlk başta bize diyet yaptığını söylemişti, biz de hiç kuşku duymamıştık. Ama görüyorsunuz ya, zamanla fark ettik ki Gemma sürekli küçük, fazla küçük porsiyonlar alıp, o porsiyonların da sadece yarısını, en az 45 saniye boyunca çiğneyip yutuyordu. Her yemekten sonra, bunu kavramamız 5 küsür ayımızı almıştı, tuvalete gitmek için izin istiyor ve midesinde ne varsa çıkarıyordu. Midesi bulandığından değil, 'diyet' yaptığı için. Ve zamanla midesindeki boşluktan ve açlığın getirdiği acıdan zevk almaya başlamıştı, ne dersek diyelim bizi dinlemiyordu. Sadece 'diyette' olduğunu söyleyip duruyordu. Problemini çözdükten 2,5 ay sonra onu yardım almaya ikna edebilmiştik. Şu ansa -Tanrı'ya şükür- 2 ay önceki halinden farklı görünüyordu."Değil mi?Doktor Kingston zamanla daha da iyiye gideceğimi söyledi.Aldığım her kilo bana hastane bahçesinde ekstra bir saat dolaşma hakkı veriyor!" Dedi Gemma ışıldayan gözlerle. Gülümsedim.
"Seninle gurur duyuyorum.Gerçekten de iyi gidiyorsun."
Gemma tekrar gözlerini devirdi. "Yapma ama, kızarmama sebep olacaksın." Diye dalga geçti. "Her neyse.
Şu perdeyi çekebilir misin, çok fazla ışık var, hiçbir şey göremiyorum." Dedi Gemma ellerini gözlerinin önüne koyarak. Kafamı salladım ve kalkıp perdeyi çektim. O zaman Gemma'nın yatağının yanına yerleştirilmiş yeni yatağı fark ettim."Oda arkadaşın mı var?" Dedim kaşlarımı kaldırarak.
"Ah evet, 2 gün önce buraya geldi. 'Kafasındaki bazı sesler ona kötü şeyler yapmasını söyledikleri için' buradaymış. Adı Louis.Çok tat-"
Kaşlarımı çattım ve sözünü kestim. "Bir erkekle aynı odada mı kalıyorsun? Hem de 'kötü şeyler' yapabilecek bir erkekle?" Bu beni korkutmuştu. Yani,tamam.Tabi ki, Gemma'nınki de bir psikolojik hastalıktı. Ama şu Louis denen çocuğun problemi daha büyük gibiydi. Gemma 1.dereceden bir hastaydı. Kolundaki bileklik sayesinde bunu hemen söyleyebilirdiniz. 1.dereceden bir hastayla kalması gerekmez miydi? Ayrıca aklıma getirmeden edemedim, ya şu sesler Louis'ye Gemma'ya tecavüz etmesini söyleseydi?
"Çocuk kızlardan hoşlanmıyor,gay." Bu biraz da olsa beni rahatlatmıştı.
"Kaç-" Bu sefer de o benim sözümü kesmişti.
"O da birinci dereceden Harry. Bu arada bana sorarsan gayet yakışıklı da. Yani iyileşirse-"
Kaşlarımı kaldırdım ve sözünü kestim. "Ne? O zaman 3.derecede ne gibi isanlar var?" Diye sordum ürkerek.Omuz silkti.
"Bilmiyorum,Harry.Sen bunun için mi buraya geldin?Ben de benim için sanmıştım." Dedi kollarını göğsünde birleştirerek. Güldüm ve tekrar yatağın yanındaki küçük ve biraz da rahatsız sandalyeye tekrar oturdum.
"Şu Louis denen çocukla beni neden tanıştırmıyorsun?Belki düşündüğüm kadar tehlikeli değildir."
__________________________________________________________________________
Evet bir hikâye daha :D Ama bu sefer tek bölümlük değil,chaptered olacak.Bu bölümün çoook kısa olduğunun ben de farkındayım ama ilk bölüm olduğu için,yani severseniz diğer bölümleri de ekleyeceğim :D Bu bir tür test bölümü gibi bir şey hdgsjshs :D Hikâye Harry's POV anlamayan varsa.Bu benim ilk Türkçe uzun hikâyem olacak bu arada ^.^ Vote ve yorumlarınızı bekliyorum ^.^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Voices Told Me To {Larry Stylinson}
FanfictionHarry'nin ablası Gemma, ailesinin ısrarıyla rehabilitasyona gider. Harry 2 ay sonra ilk defa Gemma'yı ziyarete gidip oda arkadaşı Louis'den pek hoşlanmayınca ve onunla tanışmak isteyince olaylar pek Harry'nin planlamadığı şekilde gelişir.