...Hemen arkamı döndum.
"Mehmet amca?!"
Kalkip yanina gidecektim ama oturmami isaret etti. Baska bir tabure alip yanima oturdu. En son arabayi teslim ettigimde konusmuktuk. Mehmet amca ogluna donup:
"Bize iki çy kap oğlum" dedi. O da gozlerini devirip tamirhanenin arkalarina dogru gitti. Hic Mehmet amcanin oglu gibi degildi dogrusu.
"Sen ona bakma" dedi yeniden bana donen Mehmet amca. Sonra devam etti: "E sadece arabayı, pardon kızım, sadece Şimşek'i almaya gelmedin herhalde, azicik sohbet edelim degil mi ya?"
Gelen çaydan bir yudum aldiktan sonra:
"Edelim Mehmet amca, edelim" dedim. "Ee nasılsın, işler, Aybike Teyze nasıl?"
"Hamdolsun kızım, işler de, ben de Aybike de iyi. Allah'a şükür bir sıkıntimiz yok ama seni pek iyi görmedim. Varsa bir derdin, anlat, dermanını arayalım."
Nasıl da anlamisti derdim oldugunu... Cok mu belli ediyordum acaba? Ama anlatmak da fena olmazdi hani... Sonucta yabanci da degildi karsimdaki. Boylece olan biteni bastan sona anlattim, boyleyken boyle dedim. Mehmet amca, beni ramazanda milletin abuk subuk sorularini dinleyen Nihat Hatipoğlu sabriyla dinledikten sonra, konuşmaya başladı.
"Güzel kızım, derdine yapabileceğim bir şey yok. Anladığım kadarıyla senin de yok. Ama ben derim ki, böyle bir talihsizlik, senin kitap yazmaktan vaz geçmene neden olmasın. Sonuçta bu işin kaynağı sende" dedi eliyle başımı işaret ederek. "Sevdiğin şeyi yapmayı bırakma kızım! Ama şunu da söyleyyim, her şerde bir hayır vardır."
Alın işte! Ben bosun abu kadar sevmiyordum bu derviş gibi adami. Cozumu olmasa da daima guzel bir nasihati olurdu. Ne diyeyim, Allah razi olsun.
Sonra saatime baktım. Artik kalksam iyi olurdu. O cayini bitirmis, ben de yarılamıştım. Eh tabii anlatmaktan icememistim. Yavaşca tabureden kalktim. O da kalkti.
"Ben artık gideyim Mehmet amca. Çok sağol, çay için de, sohbet için de..."
Başını sallayip beni Şimşek'in yanına götürdü. Sonra arabaya dogru egilip, benim de duyabilecegim bir tonda:
"Bak hep senin yuzunden bunlar. Sen bir bozuldun, Bahar kızımın başina gelmeyen kalmadı. Ne olurdu birkaç gün sonra bozylsaydın?"dedi. Cok kisa bir kahkaha attim. Ilahi Mehmet amca! Komik adamdı vesselam. Doğrulup bana gulumsedi. Tekrar tesekkur edip arabama bindim. Odeme islerini Şükrü ile halletmiştik. Tam kapiyi kapatiyordum ki, Mehmet amca kapiyi tuttu.
Sadece araban bozulduğunda değil, sık sık gel!" Dedi v ekapiyi kapatti. Kemerimi takip ona el salladım ve basmayı özlediğim o gaza basarak Ankara trafiğine giriş yaptım...