YALAN

35.3K 1.8K 74
                                    



Nisa, Savaş'ın odasına geri döndüğünde Hande'de hemen arkasından odaya girmişti. Hala böyle bir durumdan haberdar edilmediği için kızgındı. Ancak Savaş söz konusu olduğunda her şeye hazırlıklı olması gerektiğini biliyordu. Hem ona kızması için nasıl bir nedeni olacaktı ki? Umurunda mıydı onun, haberdar olup olmaması. Eğer şans eseri birinden duyarsa ne ala yoksa geldiğinde güzel bir azar işitecek ve hayatına devam edecekti. Onun açısından bu kadar basitti.

Gardırobun kendi bölümünün kapağını açtığında hemen arkasında duran Hande de kıyafetlerine bakıyordu. Askıdaki kıyafetleri indirip yatağın üzerine dizmeye başladı. " Yanlış anlama ama sormadan duramayacağım" Nisa kıyafetlerden başını kaldırıp Hande'ye baktı. " Savaş'ın seni bu şekilde habersiz bırakmasına alınmadın mı?"

Gerçeği söyleyecek kadar cesur değildi. " Beklemediğim bir şey değildi" diye geçiştirdi. " Ancak bunlar arasından hangisini giymem gerektiğini bilmiyorum. Sen yardımcı olabilir misin? Bu tür organizasyonlara alışkın değilim."

Hande kendisine gösterilen kıyafetlere bakmaya başladı. Bunların hiç biri bu gece için uygun değildi. Ancak o zaten Nisa için bir elbise düşünmüştü. Bu gece Nisa için hiç de kolay olmayacaktı. Onu yolundan çekmek için oldukça güzel bir fırsattı. Bu nedenle bu geceyi iyi değerlendirecek ve bu kenar mahalleden gelen kızı geldiği yere geri gönderecekti. Sonra Savaş yine ona kalacaktı.

Yüzüne yapmacık bir hoşnutsuzluk yerleştirdi. " Tüm kıyafetlerin bu kadar mı?" diye sordu bir elbiseyi havaya kaldırarak. Ancak yüzünü buruşturarak geri yerine bıraktı.

" Evet, neden olmaz mı?" diye sordu Nisa. Bunlar olmazsa ne yapacağını bilmiyordu. Başka kıyafeti yoktu ki?

Hande onaylamayan bir baş hareketi yaptı." Bak, belki beni yanlış anlayacaksın ama bunların hiç biri bu gece için olmaz. Bu sizin düğün davetiniz. Düğün yapmadığınız için bütün gözler senin üzerinde olacak. Birçok soru sorulacak. Bunları giyinmen demek kendi ipini çekmen demek. Ve inan bana Savaş asla aşağılanmayı hoş görmez."

" Ne yapmam gerekiyor? Benim başka bir kıyafetim yok ki?"

Hande yaklaşıp omuzlarından tuttu ve kendisine doğru çevirdi. " Endişelenme, ben sana kendi gardırobumdan bir elbise hemen ayarlayacağım. İhtiyacın olacak diğer şeyleri de getireceğim. Ancak hazırlanman için dahasını yapamam çünkü ben de hazırlanmalıydım."

" Bana gerçekten yardım edecek misin?" diye sordu inanamayarak. Bu gün öğrendikleri ve o gün masada söylediklerinden sonra ona inanmakta zorlanıyordu. Nedense ona bir türlü ısınamıyordu. Sürekli şüpheyle yaklaşıyordu.

" Seninle iyi bir başlangıç yapmamış olabiliriz ama ben taş kalpli değilim. O gün söylediklerin hepimizi çok üzdü. İyi olmana gerçekten sevindim. Şimdi boş yere Savaş'ın seni azarlamasını istemiyorum."

" Teşekkür ederim Hande."

" Ben gidip getireyim" dedi ve kapıya doğru yürümeye başladı.

Hala onun kendisine yardım etmesine anlam veremiyordu ancak çok üstelemedi. Savaş yüzünden zaten yeterince öfkeliydi. Yatağın üzerine yaydığı elbiseleri toplayarak yeniden gardıroba asmaya başladı. Madem kendisine kızacaktı bir haber verseydi. Ama olmaz... Savaş gibi bir adam kendisine asla haber vermez. Kendisi kim oluyordu ki? Hayatına zorla soktuğu, sadece cezalandırmak istediği, zerre önemsemediği bir kızdan ibaretti. Neden haber vermesi gerekecekti ki? Soyadını verdi diye karısı mı oluvermişti? Hayır, asla da karısı olmayacaktı.

Hande, elinde tuttuğu malzemelerle odaya geri döndüğünde Nisa getirdiklerini yakından görmek için yatağa yaklaştı. Hande elbiseyi ve diğer aksesuarları bırakırken gülümseyerek onu izliyordu. Nisa mor renkli elbiseyi havaya kaldırdı. Biraz göğüs dekoltesi vardı ancak abartılacak bir boyutta değildi. O kadar korkulacak bir şey olmadığını düşündü. Ta ki sırt kısmını görene kadar... Derin bir sırt dekoltesi vardı ve bu dekolteyi gölgeleyen göğüs kısmını sabit tutan bir ip vardı. Dekoltenin bitişinde, bir kuyruk gibi uzanan iki adet şifon sarkıyordu. Hoş görünüyordu...

ZOR AŞK SERİSİ_1 NEFRETTEN KALBEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin