KUTLAMA

49.8K 2.3K 154
                                    

Yatağının üzeri elbise yığınıyla doluydu. Korkuyla kıyafetlere bakıyordu. Derya cidden abartmayı seviyordu. Birkaç kıyafet getirse yeterliydi ama o tüm gardırobunu getirmişti. Babasının davete gideceğinden haberi yoktu ancak nasıl başardıysa elbiseleri yakalatmadan Nisa'nın odasına getirmişti. Sadece kıyafetler değil aksesuarlarını da getirmişti. Odası mahalle pazarlarını andırıyordu. Ne ararsan hepsi yatağın üzerinde yığılmıştı.

Annesi ve abisini zorla ikna etmişti zaten. Onlara pek istekli olmadığını ancak Derya için gittiğini söylemiş olsa da odaya biri girse ve yatağın üzerindekileri görse istekli olmadığına inanmazdı. İsteksiz kız bu kadar kıyafet içinde boğuşmazdı. Çalışma masasının önündeki sandalyesine oturarak elbiseleri kaldırıp yeniden bırakan Derya'yı izlemeye başladı.

" Bu nasıl?" diye arada ona da soruyordu ancak olumlu cevap verse bile kendi bildiğini okuyarak beğenmeyerek geri bırakıyordu. Saatler geçmesine rağmen henüz hiçbir kıyafete karar verememişti. Ve bu durum Nisa'yı oldukça sıkmaya başlamıştı.

Derya, elbiseye karar vermeye çalışırken Nisa arada fırsatını bularak kaçıyor, bir şeyler atıştırıyor, dışarıda hava alıyor ve artık yorulmak bilmeyen arkadaşına arada yemesi için bir şeyler götürüyordu. Onun kıyafet bulma gibi bir derdi yoktu çünkü zaten ne giyeceğine karar vermişti. Kendi dolabından siyah bir elbise giyecekti. Çünkü Derya'nın kıyafetleri arasında kendisine uyacak bir şey bulması olanaksızdı. Onun zevksiz olduğundan değildi bu durum. Derya oldukça modayı takip eden bir kızdı. Üstelik de bedenleri hemen hemen aynıydı. Sorun onun kıyafetlerinin kendisi için, haddinden fazla dekolteli oluşuydu.

Kendi elbisesinin böyle bir sorunu yoktu. Kalın askılı ve sadece zarif bir yaka dekoltesi vardı. Başka hiçbir aksesuar mevcut değildi. Ama onun için yeterliydi. Abartacak bir durum söz konusu değildi. O yüzden derya gibi saatlerini elbise seçmeye ayırmasına gerek kalmamıştı.

Mutfaktan kurabiye ve iki bardak meyve suyuyla geri döndüğünde, Derya hala elbiseler arasında kaybolmuş gibiydi. Sabahtan beri birçok seçenek denemiş ancak içine sinen bir tanesini bulamamıştı." Derya, gel bir şeyler atıştır devam edersin. Açlıktan bayılacaksın sonra" elinde tuttuğu mor elbiseyi ona doğru çevirdi.

" Bu nasıl?" diye sordu.

Tepsiden bir bardak aldı ve havaya kaldırdı " Bu nasıl?" diyerek karşılık verdi. Tüm elbiselere defalarca kez bakmıştı ve artık sıkılmıştı.

Oflayarak elbiseyi yatağın üzerine atan kız, yaklaşarak Nisa'nın elindeki bardağı aldı ve tabaktan bir kurabiye aldı." Ben sabahtan beridir elbise bakıyorum ama sen hiçbir şey beğenmedin. Ne giyineceğine karar verdin mi?" diye sordu kıyafet yığınına bakarak.

" Evet, çoktan verdim" diye yanıtladı Nisa onu. Sonrada rahat bir ifadeyle bardağından bir yudum aldı.

Ağzı solu olmasına rağmen " Çok merak ettim hangisine karar verdin? Şu pudra elbiseye mi yoksa beyaza mı?"

" İkisi de değil. Kendi elbisemi giyinmeye karar verdim. Geçen sene kuzenimin düğününde giyindiğim siyah elbiseye."

Derya bir anda öksürmeye başlayınca elindeki bardağı bırakıp telaşla kızın elindeki bardağı alıp tepsiye bıraktı. Sonra da sırtına yavaşça vurmaya başladı. Neredeyse domatese dönen Derya, sonunda biraz rahatladığında yeniden bardağına uzandı ve bir yudum daha meyve suyu içti.

" İyi misin?"

" Tabi ki iyi değilim. Senin gibi akılsız bir arkadaşım varken nasıl iyi olabilirim?" diyerek çıkıştı.

ZOR AŞK SERİSİ_1 NEFRETTEN KALBEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin