6 · « Sümbülüm! »

73 10 0
                                    

Selamlar...

Bu bölümü çok sevgili bir arkadaşıma ithaf etmek istiyorum. Onun da bu bölümde payı vardır. Ve yine onunu isteği üzerine bölümde yazdığım sahneler var.

PakizeYavuz

Kendisine çok sevgi ve saygılarımı sunuyorum. 😃😃 -Bu bölümde bana -Bazı sahneleri her ne kadar başka yöne çekmek istese de- çok yardımcı oldu.

İyi okumalar...

Suratını tiksinirmiş gibi yapan Melih'e sinirle baktım. Sertçe bir nefes verip "Oradan bakılınca ben sana bayılıyor gibi mi duruyorum? Suratındaki ifadeye bak ya!" diye bağırdım. O kim oluyordu da beni görünce suratını buluşturuyordu? İnsanın aklını alırım lan!

Şu anda Gündüz ailesinin villasındaydık. Dedemin de zengin biri olduğunu düşünürsek pek de etkilemiyordu bu büyüklükteki bir villa beni. Zaten büyük evlerde de yaşamışlığımız var. Ne diyelim;

Dedem sağ olsun!

Melih suratındaki ifadeyi işaret edip "Seni görünce bu hale geliyor ve emin ol bu halinden hiç de memnun değil." dedi. Resmen seni görmekten memnun değilim dedi ya! Yok anasının nikahı!

Elimi sinirle savurdum. "Ulan sen neyden memnunsun? Hem madem beni bu kadar görmek istemiyorsun, o zaman git." derken bir şeyi unutmuştum.

Burası onun eviydi!

Alayla gülümsedi ve ellerini ceplerine sokarak bana yaklaştı. "Burası benim evim güzelim. Ve ben senin bana yaptığın gibi seni kovmayacağım." Bir de güzelim diyor!

Kollarımı göğüs hizamda birleştirdim. "Merak etme gülüm. İstenmediğimiz yerde duracak kadar gülünç değiliz." deyip arkamı döndüm.

Adım atacağım sırada kulağıma ayak sesleri doldu. Birinin "Noluyoru burda?" diye bağırmasıyla yerimde durdum. "Ne bağırınıp durunuz siz?"

Annemin bakışları eşliğinde arkamı döndüm. Bir sürü insanın arasında kavga etmiştik az önce. Kimse de bize engel olmamıştı. Tabi şu an karşımızda duran yaşlı kadın hariç.

"Arkadaş bağırıp çağırmaya gelmiş herhalde babaanne." deyip bana ters bir bakış attı Melih. "Şimdi gidiyordu."

Arkadaş mı? Hani hiçbir şeydik.

Melih'i işaret edip "O başlattı." dedim çocuk gibi mızmızlanarak.

Melih'in babaannesi "Oturuverin bi şöyle." deyip şarap rengi saray tipi koltukları gösterdi. Bana bu koltuğu verin ben gündüzümü geceme katar otururum orada. Vallahi çok rahat görünüyor. Seve seve otururuz.

Melih önde ben arkada önümüzdeki siyah sehpayı aşıp ikili koltuğa yan yana oturduk. Karşımızdaki üçlü koltuğa da Rüya'yla Emirhan oturdu. Dev camın önündeki tekli koltuğa da Melih'in babaannesi oturdu.

"Haden anlatın bakem derdiniz ne." dedi babaanne Melih'le benim aramda mekik dokurken.

Burada eksik mi vardı? Evet, evet vardı. Annem? Anneannem?

"Önemli bir şey yok babaanne. Zaten hiçbir şeyim olduğuna göre o beni ilgilendirmiyor." diye cevapladı Melih.

Hoca da durur mu? Açmış bayramlık ağzını. "Hiçbir şey muhabbeti senin başının altından çıktı Melih. Ayrıca bu muhabbet de fazla uzadı."

Ben bayramlık ağzımı açacaktım değil mi? Yanlışlıkla barışalım dedim sanki. İnşallah öyle anlamamışlardır. Bir özür dileyeydi.

Gökyüzü Pembeleşinceye KadarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin