11 · « Lay Lay Lom »

55 8 7
                                    

Bölüm Şarkısı; Seda Sayan - Lay Lay Lom (Bölümü yazarken dinlediğim şarkıdır.)

*

En, en, en ama en favori bölümlerimden. Bu bölümde hem Melih'in bir sürprizi var hem de kitabın adının geçtiği ilk bölüm. Ayrıca uzun zamandır yazarken eğlendiğim bir bölüm. Mizahı bile hoştu bu seferki bölümün. Tabi sizin takdiriniz nasıl olur bilmem. Umarım hem mizahını hem de romantizmini beğenirsiniz bu bölümün. 😊😊

İyi okumalar...

Gecenin ilerleyen saatlerinde artık kumsal eksik kalmıştı. Zaten hepi topu bir saati orada harcamıştık. Şimdi kapalı alana geçmiştik. Dans edenler, sohbet edenler ve benim gibi çakır keyiflerle dolu bir salondu. Hayır yani, iki kadehte nasıl sarhoş oluyordum? Hayır yani, içtiğim ağır bir içecek de değil. Alt tarafı kokteyl!

Ee, at binenin, kılıç kuşananın.

Her alışkanlığın bir de başı vardır ama.

Fazla da alışma.

Yok, bir daha tövbe!

Yerimden kalkıp Rüya'yla ex platoniğimin ortasına iliştim. Daha çok koca popoma yer açabilmek için onları iteklemiş de olabilirim. Ex platoniğime dönüp sol kolumu omzuna koydum. Omzuna manasız şekiller çizerken şuh sesimle "Çağlaaar," diye fısıldadım.

"Hı," dedi. Ses tonumuz neredeyse aynı çıkmıştı.

Karanlıkta koyulaşmış gözlerine bakıp "Dans edelim mi?" diye sordum ve dudaklarımı büzdüm.

Bir anda kadraja Melih girdi. Ne oldu, nasıl oldu hiç anlayamadım. Olaylar çok hızlı gelişti göremedim.

"Benle et dansı," diyen ciddi ses Melih'e aitti.

Dudağımı sarkıttım. "Ama ben ex platoniğimle dans edecektim."

Bulunduğumuz pozisyonu anlatayım. Yo, yo, ellerim Melih'in omzunda, onun elleri de benim belimde değil. İşin aslı şöyle; Narin bileklerim Melih'in pek de narin olmayan elleri arasında. Yani iki eliyle benim iki bileğimi sarmalamış ve omuzlarımın hizasında tutuyor. Neden böyle bir pozisyondayız anlamış da değilim.

"Başlatma şimdi ex platoniğine! Zaten kırk yılın başı bir kıza teklif yaptık, o da hâlâ cevap vermedi. Cevabı öbür tarafta mı vereceksin, ne yapacaksın?"

Son cümleyi sessiz ve sitemkar söylemişti. Ama ben işitmiştim. Kıkırdadım.

Yalandan kaşlarımı çattım. "Ne yani? Sen kızlara teklifsiz mi yazardın? Aşk olsun Melih. Senin böyle bir insan olduğunu hiç düşünmemiştim."

"Ne yazması kızım?"

"Başa takılan değil herhalde." Sarhoş olsam da espri modumdan çıkamam.

"Öyle bir insan değilim zaten. Nereden çıkartıyorsun sen bunları? Teklifsiz yazmak falan nedir yani?" derken tek elini bileklerimden çekip havada savurmuştu.

"İlk defa bir kıza teklif ettiysen önceki kızlara başka ne yapmış olabilirsin? Hadi açıkla bunu. Ayrıca bileklerimi bırakır mısın?"

Bileklerimi bırakmadı.

"Önceki kızlar yok."

Gözlerimi dehşetle açtım.

"Ne yani, sen onları öldürdün mü?!" dedim sessizce ve dehşet içerisinde.

Bileklerimi bıraktı. Ellerini 'Allah seni kahretmesin.' der gibi savurdu. Evet, bunu tek bir hareketten çıkardım. Çünkü ben de 'Allah seni kahretmesin.' derken aynı hareketi yapardım, ki hâlâ yapıyorum.

Gökyüzü Pembeleşinceye KadarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin