7 · « Roller »

106 9 0
                                    

Multimedya: Melih Ferman Gündüz (Bu kadar sevimli olması hiç işten değil)

Bu bölüme başlarken küçük bir konuşma yapmak istiyorum. Bu hikayeyi yazarken gerçekten hayattaki bütün sıkıntılarımdan kurtuluyorum ve hikayeyi yazmak hoşuma gidiyor. Fakat sadece yazdığımla kalıyorum. Hikayeyi tanıtmak için pek de çaba sarf etmiyorum, doğru. Sanırım bu hikayenin okunma sayısının artması için gökten zembille vahiy inmesi lazım ksjdnd

Gerçek şu ki burada hikaye yazıyorsak okunmasını istediğimizdendir. Ve okunmadığı sürece bu bizi mutsuz eder. Bir tek dileğim var, mutlu ol yetjsnsmdkd... Bir tek dileğim ben ve diğer benim gibi yazarların hikayelerinin değer görmesidir. Bu kadardı. Okuyan ya da okumayan herkese çok teşekkürlerimi sunarım.

İyi okumalar...

Melih'in dedesinin isteğini içimizden geçse dahi geri çevirememiştik. İlk başta ben yapamam diyenler çok oldu ama herkes bir türlü ikna oldu. Sonuçta Otizmli çocuklar için yapılacak bir gösteri olacaktı. Bu konuda bir şeyi geri çeviremezdik muhtemelen.

Şu ansa ben, Rüya, Emirhan ve Melih bir kafede oturmuş bir yandan da elimizdeki senaryolara bakıyorduk. Oynayacağımız rolleri kararlaştırmaya çalışıyorduk. Oynayacağımız tiyatro biraz eskileri andırıyordu ve tamamiyle bir aile tiyatrosu sayılırdı. Esas oğlan ile esas kızın aşk hikayesini anlatıyordu. Ve kızını evlendirmek istemeyen bir baba ile oğlunu evlendirebilmek için çok çalışan bir babanın da yer ettiği göz ardı edilemezdi.

Elini havaya kaldırarak "Ben İlhan olurum." dedi Emirhan. İlhan, hikayedeki esas oğlandı.

Rüya da elini havaya kaldırıp "Ben Seda falan olmam. O yüzden Gamze olacağım." dedi.

Buradaki Seda ise esas kızdı. Emirhan, hikayenin baş rolünü oynayacakken o diğer baş rolü oynamak istememişti. Nedeninin ise bu iki baş rolün hikayede bir ilişkileri olması olduğundan emindim. Yoksa Rüya mütevazilik falan yapıp baş karakteliği reddetmemişti. Eğer Emirhan, hikayedeki İlhan olmasaydı kendisi kesinlikle Seda olmak için diretirdi. Onu da anlıyordum. Sonuçta hoşlandığı çocuk ona kanka demişti.

Ha, unutmadan söyleyeyim. Dün Melihler'den çıktıktan sonra biraz deniz kenarında dolaşmak istediğini söyledi Rüya. Ben de üzgün haline dayanamayıp ona eşlik ettim. Sahile indiğimizde bana bütün hislerini açtı. "Sanki ilk görüşte aşktı ama baştan ayağa yalandı." dedi. Benim bile içim parçalandı. Benim yani benim, düşünün, Gülce'nin bile içi parçalandı. Benim gibi umursamaz birisi bile bu duruma üzüldü. Ağlamadım, yalan değil. O gün ilk defa ciddi bir konuşma yapıp "Bugün böyleydi ama yarın ne olacak bilemezsin. Belki aslında o da senden hoşlanıyordur. Bir dahakine söz onun da gözlerine bakıp bu duruma anlamaya çalışacağım." deyip sarılmıştım. Ondan sonraysa inançsızlığıyla ilgili birkaç bir şey daha konuşup bizim eve gitmiştik. O gece birlikte yatmıştık. Uykusunda bile ağladı. Nedenini bilmiyordum ama sanki konunun Emirhan'la ilgisi vardı. Eğer duygusuz olmaya çalışmasaydım ben de oturur onunla ağlardım, yapmadım. Gözleri kapalıyken kirpiklerinin arasından birkaç gözyaşı süzüldü. Sonra ise derin bir iç çekerek uyandı. Kız bugün bu haldeyse çocuk sevgilisiyle karşısına çıktığında ne yapacak acaba?

Omuz silkip "İyi o zaman. Ben de Perihan olurum." dedim. Hepsi bana 'sahi mi?' der gibi bakıyorlardı.

Solumda oturan Rüya kolumu tutup beni kendine çevirdi. "Kanka Perihan, kızın yaşlı ninesi."

Bilmişcesine kafamı salladım. "Ne varmış? Biraz makyaj ve kostümlerle rolüme cuk otururum."

Gözlerini devirdi. "Gülce, bence Seda sen olmalısın." Ooo! Başrol diyorsun. Bilmem, olabilir. Ama o gelinlik falan giyiyor ya. Ben yapamam öyle şeyleri.

Gökyüzü Pembeleşinceye KadarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin