15 · « Doğum Günü »

17 7 2
                                    

Müzik Önerisi; Sıla - Yan Benimle

Hayat her zaman yüzümüze gülmez. Yüzümüze gülüyorsa da vardır bir alacağı.

*

Şahika tepkimiz karşısında kaşlarını çattı. Bizi tanımamış mıydı? Biraz öylece bakıştıktan sonra kızın kaşlar normal haline döndü, oradan da yukarı kalktı.

İşte şimdi bizi hatırlamıştı.

"Gülce? Rüya?"

Şahika bizim ortaokuldan arkadaşımızdı. Üçümüz de aynı sınıftaydık ve en yakın arkadaşlardık. Rüya'yla daha önceden tanışıyorduk tabi, orası ayrı. Ama 7. sınıfa geldiğimizde Şahika hiçbir şey söylemeden okuldan ayrılmıştı. Telefon falan da yoktu o zamanlar tabi bizde. İletişim hiç kuramadık. Ev adresini biliyorduk sadece. Çok gidip gelmişliğimiz vardı. Ulaşamayınca evine bakmaya gitmiştik. Ama kapı duvar! Sonra ne bir iz, ne bir haber... Şimdiyse karşılaşmamız şaka gibiydi.

"N'oluyo?" diyerek bize şaşkınca bakıyordu erkekler.

Ama o artık bir yabancıydı. İsmini, cismini hatırladığım bir yabancıydı.

"Sen...nasıl? Gitmiştin sen. Neden burdasın? Nereye gitmiştin?" dedi Rüya. Ne sormak istediğini ben çok iyi anlıyordum fakat diğerlerinin anlamadığı belliydi.

"Anlat Şahika. Neden gitmiştin? Şimdi nasıl karşılaştık?" diye sordum sakince.

Gözlerini kaçırdı. Fatih'e doğru ilerledi ve onu kucağına aldı. Bize döndü. Fakat bize değil yere bakıyordu.

"Üzgünüm. Ben sizi hiç hak etmedim. Kusura bakmayın. Hoşça kalın," deyip arkasını döndü ve az önce konuştuğu çocukla birlikte gittiler. Bu çok acele ve belirsiz bir gidiş olmuştu. Aslında yokluğuna alışmıştım. Evet, onu severdim ama sanırım artık içimde ona dair en ufak bir duygu yok. Sadece kardeşiyle ilgilenmeyen bir abla olarak kızıyordum ona. Gerisi teferruattı. Zamanında hiç habersiz çekip gitmişmiş, falanmış, filanmış, bunlar artık beni pek de yadırgamıyordu.

Yine de uzun zaman sonra tekrardan görmüşken, yine tekrardan bir şey söylemeden gidişi koymuştu. O şok dalgasına ışık hızında bedenimde hissettim. Ben Fatih'in salladığı eline bakakalırken Rüya bağırıyordu.

"Ne-nereye be? Önce bize anlatacaksın. Neden gittiğini anlatacaksın. Nereye ve nasıl gittiğini de! Bak! Bak yine gidiyo! Neden yapıyosun bunu Şahika? Dursana be!"

Rüya'nın teklifsizce salladığı kolunu tuttum. Ben pek umursamazken onun durdurmak için bir taraflarını yırtıyor oluşu ürkütmüştü beni.

"Sakin ol Rüya. Baksana çok değişmiş. O bizim eski arkadaşımız değil. Belli ki istemiyor bizi."

Gözünü Şahika'dan bir anlığına alıp, bana çevirdi. "Ama bize bir açıklama borçlu. Neden gittiğini anlatacak. Şimdi yine gidiyor. Baksana Gülce! İzin verme gitmesine. Gitmesin, durdur onu."

Yıllar sonra bile Rüya'nın Şahika'ya bu kadar değer verdiğini görmek kalbime bir ağırlık bırakmıştı. Yutkundum.

"Neden bu kadar kalmasını istiyosun ki? Bırak gitsin. Önceden nasıl gittiyse yine öyle gitsin."

"Gitmesin Gülce. Bu kadar yıldan sonra en yakın arkadaşımızı bulmuşuz, gitmesine neden izin veriyoruz? Durdursanıza!"

En yakın arkadaş... Nasıl da harika bir en yakın arkadaş (!) Rüya'yı kolundan tutup sertçe kendime çevirdim. En yakın arkadaşımı eski bir arkadaş için kaybedemezdim. "Rüya! Neden durduracakmışım? Gitmek istiyorsa gidecek! Kalmak isteseydi kalır, bize her şeyi anlatırdı! Belli istemiyor bizi. Hem o artık senin en yakın arkadaşın değil. En yakın arkadaşın benim senin! O şimdi arkasına bakmadan gitmek istiyorsa gidecek! O kadar! Geçmiş, hatırlandıkça mazidir."

Gökyüzü Pembeleşinceye KadarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin