Hatırlıyorumda ilk karşılaştığımız yer bir hastahane odasıydı. Genişçe pencereleri ve gök mavisine boyanmış duvarları vardı.
Erken yaşta bunama teşhisi konulduğu ilk gün taşınmıştım yanına. Selam bile vermemiştin bütün gün geniş pencere pervazına oturup orada ne görüyorsan gökyüzünü izlemiştin.
Bende yanına gelip bakmıştım ama bir şey görememiştim.
Çok sonra söylemiştin yağmurun yağmasını beklediğini.
Yaz gününde yağmuru beklediğini nerden bilebilirdim ki?
Adımı söyleyip elimi uzatmıştım sana, bana şöyle bir yandan bakıp tekrar pencereye dönmüştün. "Jongin ismini sevmem" demeyi de ihmal etmemiştin tabi. Şimdi buraya yazarken yüzümde bir tebessüm oluşsa da o zaman çok sinir olmuştum. Ama sana belli etmemek konusunda ısrarcıydım. Malum güçsüz görünmeyi hiçbir erkek sevmez. Hele sevdiklerinin yanında güçsüz görünmeyi asla sevmezler.
Seni böyle seveceğimi bilsem bütün o anlarda güçsüz görünür müydüm?
Akşam saatlerinde doktor seni kontrole geldiğinde sonunda o pencereden aşağı inip yatağına oturabilmiştin. Doktor "bugünde yağmur yağmadı" dediğinde hüzünle başını sallayıp yatağına uzanmıştın.
Benim bilmediğim ne vardı ki o yağmurda?
Bütün bu süreç boyunca bende seni izliyordum. Doktor üzerinde beyaz benekleri olan mavi hasta kıyafetini sıyırdığın da görünen tenin büyükçe yutkunmama neden olmuştu.
Not 1: Çok güzeldin Kyungsoo.
Ama vücudunun her yerini büyük siyah morluklar kaplamıştı. O morluklara baktığımı gördüğünde umursamamış başını sol tarafa çevirmiştin. Birde ben kendimi güçlü sanırdım. Güçlüydüm Kyungsoo ama senin kadar değil.
Sahi bu kadar güçlü olmayı nasıl başarıyordun?
Doktor kontrolu tamamlayıp dışarı çıkacağı sıra da "bir kanser hastasının kendini fazla yormamasını" bol bol tembih edip öyle çıkmıştı ikimize ait olan ve sonradan bir çok anımıza ev sahipliği yapacak o geniş pencere pervazları olan odadan.
Doktor gittiğinde uzandığım yatakta sana doğru dönüp ellerimi yüzümün altında birleştirerek hiçbir şey söylemeden saatlerce seni izlemiştim.
Kanserdin ve bir kanser hastasının üzerinde olan karamsarlık vardı gözlerinde.Çok sessizdin.
Sessizdik.
Gözlerin dolu doluydu ve saatler öncesinde fark etmesem de o an fark etmiştim göz altlarının karanlığı taşıdığını.
Saatlerce seni izlemeye devam etmiştim. Öylece seni izlerken durup dururken bana dönmüş ve gülümsemiştin. O an bir şey daha fark etmiştim ki kalp şeklini alan kocaman dudakların vardı.
Not2: gülümsemen çok güzeldi Kyungsoo.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
P.S I LOVE YOU(KAISOO)BİTTİ
Short StoryNot; Sana da kırgınım papatya bir seni seviyorumu sığdıramadın onca yaprağına.