Bugün hastanede kaldığım yedinci gündü.
Sen ise çocukluğundan beri buradaydın.
Nasıl tahammül ettin Kyungsoo? Yıllarca burada dört duvar arasında kalmaya nasıl tahammül ettin? Sen olmasaydın ben burada kafayı bile yiyebilirdim. Şu hastane kokusu, şu mavi duvarlar gittikçe unutmam gerekiyorken bana hastalığımı hatırlatıp duruyor.
Bazen çıldıracak gibi oluyorum ama sonra senin gülen yüzünü görüyorum ve her şey bir anda tuzla buz oluyor.
İşte yine oradasın o pencere pervazında, bacaklarını karnına çekmiş oturuyorsun. Arada bana gülümsemeyi de ihmal etmiyorsun tabi.
Gülümsemen, nasıl desem şu meşhur kelebekleri savaşa çağırıyor. Her biri kalbimi talan ediyor. Ve kalbimin yangın yerine dönmesinin tek nedeni senin gülümsemen Kyungsoo.
Not 7: Lütfen benim için her zaman gülümse.
O gün ilk defa benden birşey istedin.
Yıllardır bu hastahanede kalıyordun ve normal insanlar gibi Han nehirini izlerken dondurma yemek tek dileğindi. Ben bu şehri avuç içim gibi bilirdim. Seninle gezmek Han Nehrinin o eşsiz görüntüsünü izlemek benimde hayallerimin arasında yer alan başlıca şeyler arasındaydı.
Zor bela doktordan izin alıp Han nehrine gittik. Sen dondurmanı vişne limonlu tercih ederken, ben kakao ve vanilyalı istedim. Çünkü bana göre kakao ve vanilya seninle beni tasvir ediyordu.
Saatlerce izledik Han Nehri'ni hatta bir ara yağmur da yağdı. Yaz yağmur...
Hani şu kısa sürüp ama mutluluk veren yağmur.
Mutluyduk Kyungsoo.
O gün çok mutluyduk hatta.
Ama karanlık çökmeden hastahaneye geri dönmemiz gerekiyordu. Doktor defalarca sıkı sıkı tembih etmişti. Bizde kurallara uyup hastahanenin yolunu tuttuk. Ben kurallara uymayı pek seven bir insan değildim ama seninle birlikteyken uyuyordum. Çünkü seninle tekrar Han Nehrine gelmek istiyordum.
Korkum kurallara uymazsam doktorun bize tekrar izin vermemesiydi.
Çıldırmış iki insan gibi asfalt yolun ortasında yürüyorduk. Yanımızdan geçen arabalara inat el ele koşuyorduk ana yolda.
Ama bir sorun vardı Kyungsoo.
O gün mutluyduk evet ama ben avuç içim gibi bildiğim bu şehrin caddelerini birbirine karıştırmış hastahanenin yolunu kaybetmiştim.
Kaybolmuştuk, kaybetmiştim Kyungsoo.
O gün ilk defa hastalığımı sormuştun.
Cevabım ise koca bir sessizlikti.
Not 8: Vişne limonlu dondurma severdin ama ben çok unutkandım Kyungsoo.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
P.S I LOVE YOU(KAISOO)BİTTİ
Short StoryNot; Sana da kırgınım papatya bir seni seviyorumu sığdıramadın onca yaprağına.