Kriz geçirdikten sonra bir hafta yoğun bakımda kaldın. Bana bin asır gibi gelen bir hafta.
Odamız da yanlızdım. Mavi duvarlar üstüme üstüme geliyordu.
Ben buradaydım ama sen yoktun Kyungsoo.
Sensiz ölecek gibi hissettim.
Yüreğim patlıyor derler ya aynen öyle Kyungsoo. Kalbim parçalanıyor sensiz geçen her dakika bana işkence gibi geliyordu.
Sürekli odamızdan çıkıp kalın camın ardından öylece seni izliyordum. Burnunun üstüne nefes alıp verebilmen için bir alet koymuşlardı. Ve güzel göğsünün üstünde bir sürü kablo vardı. Ne olduğunu ne yaptığını bilmiyordum Kyungsoo. Neden orada yanlız yatmak zorunda olduğunu bilmiyordum. Çünkü bana göre öleceksek bile birlikte ölmeliydik.
Sonra orada seni öylece izlerken bende bir kriz geçirdim. Ne olduğunu çok net hatırlamıyorum ama Kyungsoo seni unutmuştum.....
Kalın camın arkasında gördüğüm yüz tanıdık değildi. Ama kalbim ısınmıştı. Aklım reddetse de kalbim seni unutmamıştı Kyungsoo...
Not 11: Kalbim seni daima hatırlayacak.
Hatırlamasam bile orada durup saatlerce seni izledim. Hiç tanımadığım bir yabancıyı.
Aramız da kalın bir duvarın olması en büyük dezavantajımızdı eğer yanım da olsan tarçın karışık vanilya kokunu içime çeksem kim bilir belki de saatlerim boşa gitmeyecekti Kyungsoo.
Kim bilir belki de seni unutmayacaktım.
Şu an bu satırları yazarken ağlıyorum Kyungsoo neden mi? Çünkü lanet olsun seni nasıl unutabilirim Kyungsoo. O beyin denen et parçasına gem vurasım var. Seni nasıl unutur Kyungsoo.
Beynim den ve onun içinde ki silgiden nefret ediyorum.
Not 12: Ben seni unutsam bile sen daima beni hatırla olur mu? Seni hatırlamak elimde değil Kyungsoo.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
P.S I LOVE YOU(KAISOO)BİTTİ
Short StoryNot; Sana da kırgınım papatya bir seni seviyorumu sığdıramadın onca yaprağına.