Styles İle Hayal Et #Wattys2016

30

“Sorma bana ne kadar seviyorsun diye! O kadar işte! Tavanı kadar sokağın, dibi kadar cehennemin...”

Aklıma bölüm gelmiyor. Bir de duygusal istediniz. Amaaaa birşey soracağım bu yazdıklarımı gerçekte yaşasaydınız... Duygusal olmaz mıydı?
Ağlamaz mıydınız?
AĞLARDINIZ. EN MUTLU BÖLÜM DE BİLE AĞLARDINIZ.

Best1Dreamer

İnşallah beğenirsin. 😘

Sen çamaşırları makineden çıkardıktan sonra dışarıya asmaya gittin ve mandaların orda olmadığını gördün.

İçeriye elindeki çamaşırlarla gidip Harry'e baktın ve gülme krizine girdin.

"Hahahhahahahhhahahahha Harry. Sen -hahahhahaaa- ne yapı -hahahhahahah-yorsun?"

Harry mandalları almış. Burnuna tutturmuş ve BEBEĞİKLERİNİZİN ALTINI TEMİZLİYOR.

Harry'nin burnunda mandal olduğu için sesi genizden gelir gibi ve çok ince çıkar.

"Sen bunların altı nasıl kokuyor haberim var mı? Ne yediriyorsun sen? Sütten başka ne içip, yiyiyor bunlar? Yeşil yeşil yapıyorlar."

Sen yine kahkaha atmaya başlarsın.

"Hahahhahahahhhahahahhaahahhahahahhhahahahhahahhahahahhhahahaha. Ben -hahahha- sütten başka ne -hahahha- vereyim? Nasıl yeşil yeşil
-hahahahah- yapıyorlar? -hahhahha-"

"Demek çok komik?"

"Hahahhahahahhhahahahha evet."

Harry bebeklerin bezlerini eline alıp üstüne üstüne gelmeye başlar.

Yüzündeki sırıtış yavaş yavaş silinir ve geri geri gidersin.

"Harry hayır gelme. O bezleri burnuma tutup, sonra kafamdan aşağı döküp, sonra beni o kokudan bayıltıp, sonra bebekleri alıp kaçıp ve beni boşamayacağını nerden bilirim?"

Sen kendi dediğine bile inanamazken Harry ne haldedir diye bakarsın.
Elinde bezlerle sana şaşkın şaşkın bakar.

"Sevgilim ne oldu sana böyle? İçinden ne çıktı senin? sen bunları ne zaman düşündün de söyledin?"

"Harry o ne biçim surattı? -Hahahahha.- Bilmem düşündüm işte hem."

"Sen yine mi gülüyorsun?"

"Hahahhahahahhhahahahha Hayır gül -hahahah- müyorum."

"O zaman bu kokuyu duyduktan sonra da gülmezsin."

"Harry. Ne olur onları bana koklatma. Ya bezleri bur -"

Harry yanına gelip dudaklarını dudaklarına bastırır.

"Hayır. Öyle birşey yapmayacağım."

Arkandaki çöp kutusuna bezleri atar ve sana bakar. Yada sırıtır.

"Ne yani... Sen... Bana onları koklatmayacaktın. Çöp kutusuna atacaktın?"

"Veletlerin bezlerini koklatmak mı? Ahh. Hayır ölmeni istemiyorum. Sadece şaka yaptım."

"Onlara velet deme Harry. İsimleri var onların."
Kezban ve Mahmut. Falanmış. Nsdnksksj

Harry senin gözlerine bakar ve konuşur.

"(S/İ: Senin adın), canım. Meleğim. Sana ilk vel- bebek istediğimde olur demiştin. Sonra üçüz, beşiz ve ilk biz yapacaktık ve onuz bebeklerimiz olacaktı. Senin o halini görünce kalp krizi geçirdin sandım. Çok korkmuştun değil mi? Sonra bebeğimizin cinsiyetini öğrenmeye gittik ve sen öğrenmek istemeyince hastaneye gittiğimizde seni uyutup öğrenmeye çalışmıştık doktorla. Sonra doktor 'Size sürpriz yapıyorlar galiba.' deyince... İkiz olacak dedi. 3 ay sonra doğuma 1 ay kalıp öğrenmiştik. Kızımız ve oğlumuz olacaktı. Kezbanla Mahmut nsjdjek. 1 ay sonra neredeyse arabada doğuracaktın sanki. O gün ben de doğuracağım sandım. Ama o günde mutluyduk değil mi sevgilim? -Harry eski günleri anlatınca ve seninde anıların depreşince ağlamaya başlarsın ve kafanı olumlu olarak sallarsın.- Sen ağla diye anlatmıyorum sevgilim. İşte dediğim şey şimdi yeni bebek yapabiliriz. -Harry'nin koluna vurursun.- Ahahahhaha tamam tamam. Seni seviyorum tamam mı? Aşığım. Ne kadar seviyorsun diye sorsan söyleyemem. Ama çok seviyorum. İyi ki seninleyim bugün ve bebeklerimizle. Bunlar bu kadar ağlamadan durmazdılar. Bugün uyuyorlar. Seni seviyorum sevgilim. Bebeklerimin annesi seni çok seviyorum."

Seni kucağına alır ve gözlerinin yaşını sildikten sonra öper. Öpücük yağmuruna tutar. Bir yandan dudaklarını sömürürken kucağında seni yukarıya çıkartır.

Sessizce

"SENİ SEVİYORUM."

"SENİ SEVİYORUM."

"Ingaaaaa ıhhhh ıngaaaaa. Ingaaaaaa ınga"