** Şarkı Ed Sheeran – Photograph**
Eve geldiğimizden beri neredeyse 15 dakika olmuştu ve Sehun hala usanmadan Selu ile oynamaya devam ediyordu. O adeta ben yokmuşum gibi kediyle eğlenirken ben de daha fazla sinirlenmemek için telefonumda oyun oynuyordum. Ama yine de o kadar sert dokunuyordum ki ekrana, parmağımın telefonun arkasından çıkması oldukça olasıydı.
"Akıllı kızım benim... En sevimlisi sensin." Sehun kediye söyleyip başını okşarken 'en sevimli' diye bahsetmesi artık benim için son noktaydı. Sehun için sadece bir tane 'en sevimli' olmalıydı ki o da benden başkası değildi. Bu yüzden de yerimden hızlıca kalkıp Sehun'un önündeki kediyi kucağıma aldım.
"Ne yapıyorsun?" Sehun şaşkınlıkla sorduğunda kaşlarımı oldukça fazla çatıp mızmızlanmıştım.
"Yeter artık! Kedilerle çok oynarsan hasta oluyorlarmış..." o anda aklıma gelen en saçma bahaneyi bir anda söylediğimde Sehun'un tek kaşı havalandı.
"Öyle bir şey yok, Luhan."
"Hayır, var!"
"Büyükannemin yıllardır kedisi var ve eğer öyle bir şey olsaydı çocukluğunda yazları hep o kediyle oynayan biri olarak mutlaka bilirdim." Sehun'un beni mantıklı cevabıyla köşeye sıkıştırması üzerine söyleyecek başka bahaneler aramaya başlamıştım.
"Hayır, bu her kedi için geçerli değil. Bazıları için geçerli ve Selu da o bazılarından..." tekrar saçma bir açıklama yaptıktan sonra kucağımda hareketlenen kedimi yere bıraktım.
"Hiç inandırıcı değil, Luhan. Bir dahaki sefere beni Selu'dan kıskandığında bahane bulma..." Sehun yüzünde hoşnut bir ifadeyle söylerken bakışlarımı ondan kaçırmıştım.
"Kıskanmadım ki... Bir kediyi kıskanacak değilim."
"İtiraf et, sevgilim. Seninle ilgilenmiyorum diye kıskandın..." Sehun üzerime doğru eğilip söylediğinde sonunda pes etmiştim.
"Evet, kıskandım. Oldu mu şimdi? Seni buraya beraber vakit geçirebilmek için çağırdım, Selu ile oyna diye değil! Yani benimle ilgilenmen gerekiyordu..." Cümlemin sonuna doğru dudak büzerek ve alçak sesle söylediğimde Sehun çenemden tutup ona bakmamı sağlamıştı.
"Oldu, hem de çok güzel oldu. En başından beri bunu itiraf etmeni bekliyordum ki eğer çok daha erken bu tavrı sergilemiş olsaydın ben de seninle daha çabuk ilgilenebilirdim."
"Ne yani hepsini bilerek mi yaptın?" Evet, Sehun'un söylediğinden çıkardığım anlam tam olarak buydu. Başından beri kıskanılmak hoşuna gittiği için benim yerime kediyle ilgilendiğini, bu söylediğinden sonra anlamamak saçma olurdu zaten.
"Evet."
"Çok kötüsün..." Çenemi elinden kurtarıp tavır almak adına başımı başka tarafa çevirdiğimde Sehun yeniden kendine döndürmüştü.
"Ne yapabilirim beni kıskanman hoşuma gidiyor."
"Yine de çok kötüsün ama bu fikrini takdir etmedim dersem de yalan olur." Sehun'a beni kıskandırmak için yaptığı şeyden dolayı hak vermiştim çünkü bu gayet güzel ve mantıklı bir yoldu.
"Peki, bu takdiri bir öpücük vererek taçlandırsan?" Sehun sanki kızacakmışım gibi çekinerek sorduğunda kocaman gülümsemiştim. Çünkü ona daha önce de söylediğim gibi çekinmesine hiç gerek yoktu. Buna alışması gerekiyordu.
Sehun'a bu sorusundan dolayı cevap vermek yerine direk öpmek için uzandığım sırada kapının tıklatılmasıyla aniden geri çekilmiş ve kendimi bir anda yatağa otururken bulmuştum. Çünkü adım gibi iyi biliyordum ki gelen annemdi tabii bizi de o halde görmemesi gereken ilk insandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CRAZY IN LOVE
Fanfiction"Sehun, böyle yapma. Beni sevmenle ilgili olan düşüncelerimi biliyorsun." "Biliyorum. Beni sevmeyeceğini de biliyorum. Ama senden zaten beni sevmeni beklemiyorum, Luhan. Bana karşılık vermeni, denemeni ya da bir şansını da istemiyorum. Yani... Elbet...