12. Bölüm - Rüyada Mıyım?

6.2K 421 350
                                    

**Şarkıya da bakın minnoşlar (dipnot: 4 dakikalık klip için ne öpüştün be sdkjfdfnkj)**

"Tam adresi bilmeden bulmak çok zor olacak." Baekhyun söylediğinde başımı sallayarak onu onayladım.

"Benim elimde olan da sadece xxx kasabasına yakın bir yerde olduğu... Daha detaylı adresi yok elimde ama yol üzerinde olduğu için orayı gördüğüm an tanırım." Yaklaşık 2 saattir Chanyeol, Baekhyun ve ben yoldaydık. Eğer Sehun'un dediği süre doğruysa neredeyse saat olarak gelmemiz an meselesiydi ve ben kaçırmamak adına başımı yoldan bir saniye bile ayırmıyordum. Çünkü bir an önce varıp Sehun'u orada bulmaktan başka seçeneğim yoktu. Ve onu bulabilmek için elimde olan bildiğim son yer de burasıydı.

Kısa bir süre daha yolda gittikten sonra gördüğüm yer ile panikle bağırmaya başlamıştım. Görür görmez tanımıştım çünkü bu mekanı unutmamın imkanı yoktu.

"Chanyeol, dur! Burası!" Chanyeol aniden firen yaptığında öne doğru hafifçe sarsılsam da umursamamış, direk kapıyı açıp dışarıya çıkmıştım. Arabanın etrafından dolanıp sahile doğru birkaç adım attığımdaysa kumsalda olan bir çadır ve önünde oturan siluet ile nefesimi tuttum.

Çünkü siluetin sahibi oydu, emindim. Saçları uzaktan bile ay ışığı sayesinde parıldıyor, duruşu ve vücuduysa ben buradayım diye bağırıyordu. Hem insan hissederdi, değil mi? Ne kadar karanlık da olsa, zor da görsem o Sehun'du, hissediyordum. Kalbim o olduğunu söylüyordu.

"Sehun mu o?" Chanyeol sorup yanına gitmek için birkaç adım attığında onu durdurdum.

"Evet, o Sehun. Ama ben yanına yalnız gitmek istiyorum. Siz... İsterseniz gidebilirsiniz." Chanyeol ve Baekhyun'a istediğimi söyledikten sonra cevap vermelerini bile beklemeden koşar adımlarla Sehun'un olduğu tarafa ilerledim. Sonunda onu bulmanın mutluluğuyla kumda nasıl koştuğumu bile bilmiyordum.

Nihayet onun birkaç adım arkasına geldiğimde duraksayıp sakince adıyla seslendim.

"Sehun?" Adının seslenilmesiyle dönüp bana bakmış ve yine aynı anda yüzü şok olmuş bir ifadeye bürünmüştü.

"Luhan?" Sehun'un ne kadar şaşırdığı yüzünden belli bile olsa o anda varlığımdan emin olamadığını anlayabiliyordum. Bu da benim içten bir şekilde gülümsememi sağlayıp öyle konuşmama neden olmuştu.

"Benim."

**** (SEHUN)

Oturduğum yerde omuzlarıma aldığım örtüye biraz daha sokulmuştum. Luhan sahili severken boş yere sevmemişti çünkü deniz kenarında olmak gerçekten de huzur veriyordu. Aslında düşündüğümde Luhan hiçbir şeyi boşuna yapmıyordu. Tıpkı bana ondan uzak durmamı söylemesi gibi...

Gün geçtikçe Luhan'a daha çok hak veriyordum ama bu yine de onu deliler gibi özlediğim gerçeğini değiştirmemişti. Her gün bir öncekinden kat be kat daha fazla özlüyordum. Onu özlediğimdeyse yanına gitme isteğim çoğalıyordu. Zaten sadece Luhan'a bakmamak, sözümü bozup ona koşmamak için buraya gelmiştim.

O gün Luhan evime geldiğinde aslında en başından sonuna kadar uyanıktım ve bunu ondan başarabildiğim yere kadar saklamıştım. Çünkü biliyordum ki uyanık olsaydım ondan uzak durmaya çalışarak söyleyeceklerini dinlemek zorunda kalacaktım. Bu yüzden de uyuyor gibi davranmayı onu yanımda fazladan tutabileceğim anlamına geldiği için seçmiştim.

Ona karşı sözümü tutmaya çalışırken Luhan her yanımda durduğunda, bana baktığında ya da dokunduğunda ne kadar zorlandığımı en iyi ben biliyordum. Ona sarılmamak için nasıl bir çaba verdiğimden kimsenin haberi dahi yoktu.

CRAZY IN LOVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin