** Bu fici genelde bu şarkı ile yazıyorum bence siz de dinleyin n.n **
Sehun beni, tüm gelmemesi için söylediklerime rağmen, evime bıraktıktan sonra üstümü değiştirip okula gitmek için kapıdan çıktım. Onu beklememi ve sadece üstünü değiştirip geleceğini söylese de okula yalnız gidebilmek için dediğini yapmamıştım. Biraz yalnız kalmam gerekiyordu. Uzun süredir Sehun ile olmak bana pek de iyi geliyor diyemezdim çünkü.
Kulaklığımı takıp yolda ilerlerken sırtıma atlayan biriyle olduğum yerde sendelemiştim. Sırtıma atlayan kişinin Sehun olmadığı biliyordum. Çünkü öncelikle onun gibi kokmuyordu ve ikinci olarak da bunu yaparsa canımın acıyabileceğini düşünüp yapmaktan vazgeçerdi. Bu durumda sırtıma atlayanın kim olduğun bakmak için kulaklığı çıkarıp bana arkadan sıkıca sarılan kişiye baktım.
"Luhan, lütfen artık affet beni! Seninle konuşmayınca çok kötü ve yalnız hissediyorum. Sen de Sehun da bizim arkadaşımızsınız ve biz sadece ikinizin de iyi olmasını istiyoruz ama haklısın, sana daha yakın olduğumuz için seni de savunmamız gerekirdi. Özür dilerim. Ne olursun artık konuş benimle..." Baek bana bir kene gibi yapışarak yalvarırken ne kadar iteklesem de ayrılmamıştı.
"Ya Baek! Delirdin mi bırak beni!"
"Olmaz sen affedene kadar bırakmam."
"Kafayı mı yedin ya? Tanrım, neden çevremde hiç akıllı insan yok!" Baekhyun'u elimi arkaya atıp tekrar iteklerken bir anda geri çekilmesiyle ne olduğunu anlamak için hızlıca arkama döndüm.
"Baekhyun, tamam arkadaşısın anlıyorum ama böyle sarılmana da sessiz kalamam." Ne ara geldiğini bilmediğim Sehun, Baekhyun'u kıyafetinden çekiştirip benden uzaklaştırırken söylemişti.
"Çünkü ona sadece ben sarılabilirim!" Ve bunu der demez beni kendine çekip sarılmaya başladı. Sehun'un beni kolları arasına resmen hapsederek sarılmasına karşılık ellerimi göğsüne koyup itmeye çalışsam da buna izin vermiyordu.
"Bıraksana beni, manyak herif!"
"Azıcık böyle duralım. Hem bu, beklemediğin için senin cezan, benim ise ödülüm."
"Sehun bak sana artık kafayı mı yedin diye sormuyorum çünkü bundan eminim. Ama benim de senin gibi kafayı yiyip vücudunu parçalara ayırmamı istemiyorsan, hemen bırak!"
"Of, tamam." Sehun beni bırakıp küçük bir çocuk havasına büründüğünde karşımdaki ikiliye göz devirdim.
"Sayenizde normal bir günüm geçmiyor ya..." sırayla ikisine de bakıp huysuzlanmıştım.
"Beni affettin mi?" Baekhyun sorduğunda onlara hala kırgın olsam da küs kalıp konuşmamak istediğim bir şey değildi. Evet, içimde onlara karşı hala kırgınlık vardı ve bu üzüyordu ama yine de onlarla konuşmazsam kırgınlığım daha da büyüyecekti ki buna gerek yoktu. Zamanla geçmesini beklemek daha mantıklıydı.
"Tamam, affettim."
"Yaşasın!" Baek tekrar üstüme doğru atıldığında Sehun onu ceketinin ensesinden tutarak engellemişti.
"Baek! Luhan'a sarılma!" Uyarıcı bir tonda söylese de Baekhyun'un umurunda gibi durmuyordu.
"Sana ne! İstediğime sarılırım."
"Luhan hariç istediğine sarılabilirsin zaten. Ama Luhan'a bu kadar yaklaşma!" Sehun da Baekhyun'a karşılık vererek ona baktığında, fırsat bu fırsat diyerek arkamı dönüp bir adım atmıştım ki ikisinden aynı anda çıkan ses olduğum yerde durmama sebepti.
"Olduğun yerde kal!"
"Olduğun yerde kal!" Beni fark etmeleri üzerine sesli bir şekilde nefesimi verip onlara doğru döndüm. Cidden bu ikisi hayatımın büyük bir bölümünü işkenceye çevirmeye bayılıyorlardı. Sürekli atışmaları da bambaşka olaydı zaten...
![](https://img.wattpad.com/cover/67829646-288-k598148.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CRAZY IN LOVE
Fanfic"Sehun, böyle yapma. Beni sevmenle ilgili olan düşüncelerimi biliyorsun." "Biliyorum. Beni sevmeyeceğini de biliyorum. Ama senden zaten beni sevmeni beklemiyorum, Luhan. Bana karşılık vermeni, denemeni ya da bir şansını da istemiyorum. Yani... Elbet...